İslam'ın Hükmü mü, Hükümetin İcrası mı? Domuz Eti Krizinde Haramın Serbestlik İkilemi
İktidarın Söylemi ve Ticari Pratikleri Arasındaki Uçurum: Tüketicinin Gıda Güveni Tehlikede
Giriş: İktidarın Söylemi ve Harama Dair İcraatları
Türkiye'de siyasal iktidar, toplumun dini hassasiyetlerini merkez alan bir söylem benimsemesine rağmen, gıda ve ticaret mevzuatına dair attığı adımlarla sürekli bir inanç çatışmasına yol açmaktadır. Bu çatışmanın en keskin örneği, İslam'da tartışmasız haram kılınan domuz eti üzerindeki yasal düzenlemeler, ticari kolaylaştırmalar ve yurt içi üretim faaliyetleridir.
Bu makale, domuz etinin İslam fıkhındaki kesin ve değişmez haram hükmü ile, AKP iktidarı döneminde uygulamaya konulan ve bu haramı "piyasada serbest" ya da "yasal" kılıyormuş gibi algılanan düzenlemeler arasındaki derin ve siyasi çelişkiyi; tüketici güveni ve kamu sağlığı odak noktalarıyla analiz etmektedir.
I. İslam'ın Kesin Hükmü: Domuz Eti, İmanın Kırmızı Çizgisidir (Fıkhi Referans)
Domuz etinin haram kılınması, İslam'ın temel kaynakları olan Kur'an ve Sünnet ile sabittir. Kur'an-ı Kerim'de yer alan ve bu yasağı kesinleştiren ayetler arasında Bakara Suresi (173), Maide Suresi (3) ve En'âm Suresi (145) öne çıkmaktadır (Bkz. Kaynak 1). Bu metinlerde domuz, leş ve kan gibi kategorilerle birlikte anılarak mutlak olarak yasaklanmıştır.
Fıkhi Vurgu: Fıkıhtaki tek istisna olan zaruret hali (açlıktan ölme tehlikesi) dahi, bugün Türkiye'de domuz etinin ticari ithalatının, yurt içi üretiminin ve serbest dolaşımının yasal dayanağı olamaz. Bu durum, inanç meselesinin ticari çıkar için "göz ardı edilmesi" anlamına gelerek, iktidarın İslami hassasiyetiyle doğrudan çelişmektedir.
II. Bilimsel Analiz: Tıbbi Riskler ve Kamu Sağlığı Kaygıları
Dini yasağın geleneksel gerekçeleri, modern tıbbın verileriyle desteklenmektedir. Bu bilimsel riskler, domuz etinin dolaşımını kamu sağlığı açısından yüksek riskli bir mesele haline getirir:
Parazitik Tehdit: Domuz eti, özellikle Trişin Kurdu (Trichinella spiralis) taşıma potansiyeli nedeniyle tehlikelidir. Trişinoz riski, yaygın işleme yöntemleriyle dahi tamamen ortadan kaldırılamamaktadır (Bkz. Kaynak 2).
Kardiyovasküler Risk: Domuz eti, doymuş yağ oranı yüksek olması nedeniyle damar sertleşmesi ve kalp krizi riskini artırıcı potansiyele sahiptir.
III. Ticari İcraat ve Güven Erozyonu: Haramın Yasal Normalleşmesi (Yasal Referans)
İktidarın, kendi "muhafazakâr" kimliğiyle en çok çelişen icraatları, gıda mevzuatında, ticari kararlarda ve yurt içi üretim izinlerinde ortaya çıkmıştır:
Yerel Üretimin Sessiz Kabullenişi: Türkiye'de domuz eti yalnızca ithal edilmekle kalmamakta, aynı zamanda bazı illerde (örneğin, Balıkesir bölgesinde) yasal olarak kayıt altına alınmış domuz çiftlikleri bulunmaktadır. Müslüman çoğunluklu bir ülkede, "necaset" kabul edilen bir ürünün ticari amaçla, devlete ait yasal izin ve denetimlerle yetiştiriliyor olması, iktidarın söylemiyle çelişen en somut pratiklerden biridir. Bu durum, haramın sadece dışarıdan gelmediğini, ülkenin gıda zincirinin içinde yasal bir aktör olduğunu kanıtlamaktadır.
"Kasaplık Et" Statüsü İmajı: Türk Gıda Kodeksi'nde AB uyumu gerekçesiyle yer alan teknik düzenlemelerdeki tanımlar, domuzu "kasaplık hayvanlar" sınıfına dahil edebilmekte (Mekanik Olarak Ayrılmış Kırmızı Et Tebliği gibi), bu durum dini açıdan necaset kabul edilen bir ürüne meşruiyet izlenimi veren bir yasal statü imajı oluşturarak toplumsal algıyı çarpıtmıştır (Bkz. Kaynak 3).
İthalat Kolaylaştırması: Hazırlanmış veya konserve domuz eti ürünlerinin ithalatında gümrük vergilerinin düşürülmesi yönündeki kararlar (Bkz. Kaynak 5), siyasi bir tercihi yansıtmaktadır. Halkının inancını önceliyorsa, haram bir ürünün ülkeye girişini ve yurt içinde dolaşımını kolaylaştırıcı adımlar atılmasının izahı mümkün değildir.
Güncel Skandallar: Piyasada karışık et ürünlerinde domuz eti tespiti iddiaları ve kamuoyunu meşgul eden ithalat spekülasyonları (Bkz. Kaynak 4), devletin denetim mekanizmasına duyulan güvenin ne denli zayıf olduğunun somut göstergesidir.
IV. Helal Sertifikasyon Çıkmazı: Standart Karmaşası ve Tüketici Şüphesi
Domuz etinin yasal düzenlemelerle "normalleştirilmesi" ve yurt içinde üretilmesi sorunu, Türkiye'deki helal sertifikasyon sisteminin parçalı ve güvenilmez yapısı ile birleştiğinde krizin boyutları katlanmaktadır.
Çapraz Bulaşma Riski: Domuz etine tanınan ticari kolaylıklar ve yasal üretim faaliyetleri, özellikle işlenmiş gıdalar pazarında, haram ve helal ürünlerin üretim hattında veya tedarik zincirinde çapraz bulaşma riskini (kontaminasyon) katlanarak artırmaktadır. Zayıf ve parçalı bir sertifikasyon sistemi, bu riskleri etkili bir şekilde denetleyememektedir.
Çok Başlı Denetim: Helal Akreditasyon Kurumu (HAK) kurulmasına rağmen, belgelendirme yetkisinin çok sayıda kuruluşa dağılmış olması ve bu kuruluşların farklı standartlar uyguladığına dair güçlü şüpheler, tüketicideki karmaşayı artırmaktadır (Bkz. Kaynak 6). HAK, helal belgesi verenleri akredite etse de, bu durum tüm sistemin parçalı yapısını tamamen ortadan kaldırmamaktadır.
Güvenilirliğin Sorgulanması: Standartlardaki uyumsuzluk, helal gıda etiketine sahip ürünlere dahi olan güveni zedelemektedir. Tüketici, aldığı helal sertifikasının diğer bir firmanın sertifikasıyla aynı titizlik ve fıkhi derinliğe sahip olup olmadığını ayırt edememektedir.
V. Toplumsal Güven Krizi: Kaygı Altında Gıda Tüketimi
Bu ticari kolaylaştırmalar, yurt içi üretim izinleri ve mevzuat boşlukları, doğrudan milyonlarca Müslümanın gönül rahatlığıyla gıdaya erişimini engellemektedir. İktidarın söylemi ile icraatı arasındaki bu uçurum, basit bir siyasi çelişkiden öteye geçerek, halkın en temel hakkı olan sağlıklı ve inancına uygun beslenme güvenliğini kökten sarsmıştır.
Sonuç: Et ve et ürünleri konusunda yaşanan bu güven erozyonu, sadece dini hassasiyeti olanları değil, denetim zafiyeti iddiaları nedeniyle tüm kamu sağlığını tehdit eden bir boyuta ulaşmıştır. Tüketici, aldığı etin gerçekten ne olduğu konusunda sürekli bir şüphe ve kaygı taşımak zorunda kalmaktadır. Bu durum, siyasi iktidarın sadece fıkhi bir meselede değil, aynı zamanda vatandaşın devlete olan gıda güveni konusunda da sınıfta kaldığının en açık göstergesidir.
SONUÇ: İnanç ve Siyasetin Sınıfta Kaldığı An
Domuz eti üzerindeki bu ikilem, siyasi iktidarın ticari liberalizm ve küresel entegrasyonun gerekliliklerini, dini hassasiyetlerin ve kamu sağlığının önüne koyduğunu kanıtlamaktadır. İktidar, bir yandan "Diyanet'in Fetvası"na uyarken, diğer yandan bu haramın yasal olarak yetiştirilmesini ve piyasada dolaşımını kolaylaştırarak, dolaylı yoldan "Helal" sorunsalı oluşturmuştur.
Hükümet, bu çelişkiye son vermeli; gıda mevzuatını AB uyumu yerine toplumsal inanç hassasiyetini ve kamu sağlığını temel alarak yeniden düzenlemeli ve haramın dolaşımına dair her türlü şüpheyi ortadan kaldıracak şeffaf ve tavizsiz bir denetim mekanizması kurmalıdır. Yurt içi domuz eti üretiminin yasal zemini ve ticari kolaylıkları, toplumsal hassasiyetler gözetilerek acilen gözden geçirilmelidir. Aksi takdirde, haramın serbestlik ikilemi, iktidarın İslami hassasiyetini sürekli olarak sorgulanır hale getirmeye devam edecektir.
Kaynakça ve Referanslar
Kur'an-ı Kerim Meali: Bakara Suresi (173), Maide Suresi (3), En'âm Suresi (145).
Tıbbi Literatür: World Health Organization (WHO). Food Safety Issues: Trichinella and Public Health Risk.
Yasal Mevzuat: T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı. Türk Gıda Kodeksi Et ve Et Ürünleri Tebliği (İlgili yıllar).
Resmi Açıklamalar: T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (İlgili açıklamalar).
Ekonomik Kararlar: T.C. Resmî Gazete. İthalat Rejimi Kararına Ek Kararlar (Gümrük vergisi indirimleri).
Sertifikasyon Analizi: Türkiye'de helal gıda sertifikasyon faaliyetleri ve ilgili kuruluşların çalışma prensiplerinin karşılaştırılması (İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi).
Yerel Üretim Verileri: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hayvan Sayıları İstatistikleri ve Yerel Basın Haberleri (Özellikle Balıkesir/Marmara Bölgesi domuz çiftlikleri).