AİLE YILI GAİLE YILI OLMASIN
AKP iktidarı 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan etti.
İktidar yetkilileri aile konusunda daha önce olumsuzluklardan şikayet etmişlerdi. Evlenmelerin azaldığı, boşanmaların arttığı, doğurganlığın tehlikeli sınırların altına indiği vs. konusunda şikayet etmişti AKP yöneticileri. O açıklamalara baktığımızda, sanki bütün bunlara kendileri değil de “dış güçler” ya da “muhalefet partilerinin yanlış uygulamaları” sebep olmuş gibi pişkin bir tavır içindeydiler. Halbuki 23 yıldan beridir kendi uygulamaları aile kurumunu neredeyse bitirme noktasına getirdi. Şimdi ailedeki bu tahribatı düzeltmenin sadece parasal bir takım desteklerle mümkün olabileceği anlayışıyla hareket etmektedirler.
Yetersiz de olsa açıklanan parasal destekler elbette yapılmalı.
Ancak kendilerinin yanlış uygulamalarından doğmuş olan ailedeki tahribatın giderilmesi için paradan başka yapılacak çok şey olduğunu ifade etmeliyiz. Bu yazacaklarımızı uzun uzadıya açıklamak için küçük bir yazı kafi değildir. Ancak başlıklar halinde bir kaçını ifade edebiliriz.
Mesela başta KADEM olmak üzere “feminist baskı gruplarının” aile kurumuna musallat olmasının önü mutlaka kesilmelidir. Bunlar iddia edildiği gibi dışarıdan fonlanıyor ise bu fonların gelişi önlenmelidir.
LGBT ve benzeri lanetlenmiş fiil ve faillere tanınmış bulunan dernekleşme dahil tüm serbestiler kaldırılmalı, bu eğilimi olanların ancak tedaviye muhtaç olduğu gerçeği kabul edilmelidir. Cinsiyet değiştirme operasyonlarının devlet tarafından teşvik edilmesine ve bedelinin karşılanmasına son verilmelidir.
Zina fiili konusunda yapılan yanlışlıktan dönülmeli, zina tekrar cezalandırılacak fiiller kapsamına alınmalıdır.
8 yıl gibi uzun bir süre uygulamada kalarak aile konusunda tahribat yapan ve kaldırıldığı ifade edildiği halde, bu sözleşme uyarınca yapılan kanunlar ve diğer mevzuat süratle gözden geçirilmelidir. Bu mevzuatın “kadına şiddeti” önleyemediği, bilakis arttırdığı gerçeği görülmeli, boşanmalardaki artışın bir kaynağı olduğu görülmeli, daha başka menfi etkilerinin olduğu gerçeği tespit edilerek gözden geçirilmelidir. Tek taraflı beyanlarla araştırılıp soruşturulmadan hapislere atılan ve masumiyetini ispat hakkını kullanamayanların bu mağduriyetleri giderilmeli, yeni mağduriyetler önlenmelidir. Hayat boyu nafaka gibi garabetlere son verilmelidir.
Bilerek veya bilmeyerek “helal süte” karıştırıldığı kesin olan “domuz eti ve mamullerinin” sofralara gelmesinin ve genel tağşişin önü alınmalı, gıda güvenliği sağlanmalıdır. Sağlıklı ailenin sağlıklı gıda ile olan alakası gözden ırak tutulmamalıdır.
Resmi veya kaçak her ne şekilde olursa olsun fuhuş önlenmelidir. Aile kurumuna musallat olup, pek çok ailenin yıkılmasına sebep olan sanal veya gerçek kumarın önü alınmalı, bilhassa çocuklarımız ve gençlerimiz bu tür yıkıcı alışkanlıklardan korunmalı. Keza uyuşturucu, alkol ve benzeri madde bağımlılığına yol açan potansiyel tehlikeler önlenmelidir. Aile Bakanlığı’na bu konularda belirleyici roller verilmelidir.
Üretim ve istihdamın arttırılması, ücret politikalarının gözden geçirilerek yoksulluğun önlenmesi, Milli Görüş’ün bir zamanlar uygulamaya soktuğu “eşel mobil sistemi” tekrar geri getirilerek aileler enflasyonun yıkıcı etkisinden korunmalıdır.
Aile konusunda tüm mevzuat gözden geçirilmeli, doğabilecek problemlerin “öfke sellerine kapılmaksızın” yasal yollarla çözüme kavuşturulması sağlanmalıdır.
Aile kurumunun içine düşürüldüğü acınacak durumların düzeltilmesi için mücadele veren sivil toplum kuruluşları ile dayanışma içinde olunması gerekir.
Örnek olarak saydığımız bu tedbirleri almaksızın sadece parasal teşviklerle yetinmek, şikayet edilen durumları düzeltmeye yetmez ve aile kurumunun adeta bataktan kurtarılması, doğurganlık oranlarının yükseltilmesi mümkün olmaz.
Bu konularda adım atmaksızın sadece parasal tedbirlerle yetinmek, gider kalemlerini çoğaltması yönünden gailelerimizi arttırır.
Böylece 2025 “Aile Yılı” değil “Gaile Yılı” olarak tarihe geçer ve “kayıp yıllar” deposuna kaldırılır…
AİLE YAPIMIZ
Toplum bir binadır, aile temeli,
Eğitim kolonlar, öğretim kirişler...
Maneviyat ile yalıtım yapmazsak,
Ocağa kar yağar, yüreğe kir işler.
Ekrem Şama