TEDBİR VE TAKDİR

“Onlara şunu söyledi: “Oğullarım! Mısıra hepiniz aynı kapıdan girmeyin; ayrı ayrı kapılardan girin. Gerçi ne yapsam da Allah’tan başınıza gelecek hiçbir şeyi sizden savamam. Çünkü mutlak manada hüküm ve takdir Allah’ındır.” Yusuf suresi 67. Ayet.

Hep deriz ya önce tedbir alacaksın takdiri Allah’a bırakacaksın. 

Tedbir almak yanlış değil veya Allah’a meydan okumakta değil. 

Tedbir almak sadece sana emanet olarak verilen bu canı korumaya çalışmaktır.

Eğer Allah bir şeyi dilemişse başımıza gelecek hiçbir şeyi savamayız ama neden tedbir almadın diye de bir hesaba tutulmayız. 

Hayatımızda tedbir almanın bir gerçekliği olduğu nu herkes bilir. Bu tedbir elbet bir emirdir. Ayetle de sabit bir emirdir.

Nasıl bir zamanda yaşıyoruz ki tedbir ile Allah’ın emirlerine karşı gelmeyi birbirine karıştırır olduk.

Yapacağımız her işte esas olan tedbiri almadan “ben Allah’a bırakıyorum” diyerek rast gele bir iş yapılamayacağını daha nasıl anlamalıyız.

Başımıza gelen felaketlerde önceliğimiz tedbir almak sonrası için ise olacakları Allah’a bırakmak olduğunu ne zaman anlayacağız.

Allah ol derse olur ama tedbir almadığın için ise hesaba çekileceğimiz gerçeğini hiçbir şey değiştirmez.

Hayatımız boyu almakla ile yükümlü olduğumuz tedbirler, Allah’ın bize emanet ettiği hem kendi canımız hem de diğer canları korumak içindir.

Tedbiri savsata olarak görenler tembel insanlara benzer. Akşama kadar kimse onlara dokunmasın ama her seferinde de sofra önüme gelsin diyenlerdir.

Tedbir gerçeğini artık hayatımıza tam anlamıyla yerleştirebilmek, attığımız adımları vereceğimiz hesaba göre atabilmek, son nefesimize kadar hak yoldan ayrılmamak duası ile.

SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN 

SABRİYE TÜRKMEN KAYA