BAKIŞ DEĞİŞMEDEN AKIŞ DEĞİŞMEZ

Akıl ve mantığın gereğidir ve hem de yaşananlar bunu doğrulamaktadır:

“Basiret ve feraset yoksa, dirayet de olmaz.”

Bunu basit olarak herkesin anlayacağı bir cümleyle ifade edersek:

“Uyanıklık ve seziş yoksa, beceri de olmaz.”

Baktığımızda; tarihin akışını değiştirmeye muvaffak olanlar reel politiğe teslim olmayıp, değişik bakış açıları geliştirenler olmuştur. Daha basit bir cümle ile:

“Olaylara ve gelişmelere bakış açınız değişmezse tarihin akışını değiştiremezsiniz.”

Yakın tarihimize baktığımızda bunu daha net olarak görebiliriz.

Bakış açısını değiştirmek yerine güçlüden yana politika yapmayı tercih eden AKP yetkilileri, “reel politik” denen ve Siyonist güç odaklarının yürüttüğü dünya politikalarını ülkemizde de takip ederek bu günkü çıkmazlara getirmişlerdir.

Ekonomide reel politik olan faiz ve sömürü düzenini yürüterek, ülkemizi bu günkü iktisat çıkmazına soktular. Konumuz bu değil.

Dış politikada Siyonizm’in çizdiği yol haritasını takip ederek, İslam dünyasının darmadağın hale getirilmesine destek verdiler. Halbuki bakış açılarını değiştirip “D-8 ve İslam Birliği” siyasetine gizli veya açık hizmet etselerdi, tarihin akışı elbette değişir ve kendileri de tarihe geçebilirlerdi.

Şu gelinen duruma bakın:

Erbakan Hocamızın “vahşi rodeo aygırına” benzettiği ABD başkanı ile Katil İsrail’in Başbakanı bir araya gelip, milletlerarası kaide ve kuralları hiçe sayarak Filistin’de menfur kıyımlar yapacaklarını, taş taş üstünde bırakmayacaklarını, Gazze’yi boşaltacaklarını ve daha ne zulümler işleyeceklerini açıklama küstahlığında bulunabildiler.

İslam dünyası şaşkın, Avrupa tedirgin, Rusya yeni menfaatleri için pusuda, Asya’nın güçlüleri cılız da olsa tepkili.  AKP iktidarı menfur plana sözde teslim olmayacakmış gibi yaparak, özde ise yine eninde sonunda reel politiğe teslim olup bu facialara göz yummak bir tarafa zalime yardım edeceği, bu güne kadar yaptıklarından tahmin edilebilir bir konumda. Bu tahmin, BOP gereği sahneye konacak olan bu zulümleri, “BOP Eşbaşkanlığı’nı” halen devam ettirmesi ile de teyitli değil midir?

AKP iktidarı tarihin bu felaketten felakete sürüklenmesi olarak devam ettirilen reel politiğe uymak yerine, bugün bakışını değiştirse büyük bir fırsatı yakalamış olduğunu görecektir. Nedir o fırsat derseniz:

Milli Görüş’ün ve Erbakan Hocamızın dişi ve tırnağı ile kazıyarak kurmayı başardığı ve fakat AKP iktidarının reel politiğe feda ederek pasifleştirdiği D-8 ülkelerine bir göz atalım. Türkiye, Nijerya, Mısır, İran, Pakistan, Bangladeş, Malezya ve Endonezya. Vahşi Aygır Trump’ın ve Katil Netanyahu’nun kabadayı ve zorba bir tavırla Filistin için tüyler ürperten bu söylediklerinden dolayı, bu 8 ülkenin hepsi de şaşkın değil mi? Hazır Avrupa da tedirgin iken, şimdi AKP iktidarının ayağına bu durum “demir tavında dövülür” kaidesi gereğince büyük bir fırsat olarak gelmiştir. Bu 8 ülkenin en başındakilerini İstanbul’da “çok önemli ve acil” kaydıyla toplama girişimi başlatarak, basiretini ve ferasetini gösterebilecek kadar bakışını değiştirebilse. Gündem olarak ta “savunma işbirliği dahil” kuruluş sözleşmesinde bulunan tüm maddelerin gözden geçirilmesi, olarak belirlense.

Bu çalışmaya paralel olarak ta ekiplerini seferber ederek, şu anda diken üstünde olan İslam dünyasından en az 8 ülkenin daha, “biz de d-8’e katılmak istiyoruz” diye açıklama yapmalarını sağlayabilse.

Hazır ABD ve İsrail’in “yenilmezlik karizmalarının” Filistin Mücahitleri tarafından çizildiği bu aşamada “tarihin akışı” değişir mi, değişmez mi?

Peki bu basiret ve feraseti ve arkasından gelecek dirayeti AKP iktidarından bekleyebilir miyiz?

23 yıldır ellerine geçen tüm fırsatları ayaklarının tersiyle itmiş ve reel politiğe teslim olma bakışını asla değiştirmemiş, laf olarak mazlumdan yana, fiil olarak da zalime destek vermiş bulunan, daha ileri giderek İsrail’i korumak için Akdeniz’e gelen ABD donanması ile savaş gemilerimize ortak tatbikat yaptıran bir iktidardan bahsediyoruz.

Ne yazık ki!..

 KALK AYAĞA MÜCAHİDİM!

Batıl meydanı boş bulmuş koşuyor,

Gücünü topla, yumruğu vur, durur!

Yumruğum hafif deme mücahidim;

Sen salla, vurduran Allah vurdurur!

Belalar atağa geçmiş geliyor,

Kollarını açıp de ki, dur; durur!

Sesini küçümseme mücahidim;

Sen haykır, durduran Allah durdurur!

Haçlı yola çıkmış, işgal derdinde,

Çık önüne hesabını sor, durur!

Dermanım mı var, deme mücahidim;

Çık yola, sorduran Allah sordurur!

Yılan gelmiş boynuna dolanıyor,

Tut pençenle kafasını bur, durur!

Pençem yetersiz deme mücahidim;

Sen kavra, burduran Allah burdurur!

Bozuk düzenler insan öğütüyor,

Yiğidim, Adil Düzen’i kur, durur!

Sayımız yetmez deme mücahidim;

Sen azmet, kurduran Allah kurdurur!..

Ekrem Şama

...