ZEKÂT VERMEK
Aramızdan kaçımız komşumuzun evine gidip yoğurdunu çalar? Kaçımız bir fakirin evine girip parasına, eşyasına el uzatır? Eminim bu sorulara çoğumuz kızar:
“Biz hırsız mıyız? Komşumuzun sütünde, yoğurdunda gözümüz olur mu?” deriz.
Hırsızlık yapan ya ahlak yoksunudur ya da çaresizliğe düşmüştür; her hâlükârda yanlış bir davranıştır.
Peki ben size, çoğumuzun farkında olmadan hırsızlık yaptığını söylesem?
Elbette ilk sorunuz şu olur:
“Nasıl olur?”
---
İslâm’ın Beş Şartı
1. Kelime-i şehadet getirmek
2. Namaz kılmak
3. Oruç tutmak
4. Zekât vermek
5. Hacca gitmek
Müslüman olduğumuzda bu beş şart üzerine bir hayat yaşamaya söz veririz. Çoğumuz namazımıza dikkat ederiz, orucumuzu tutarız, gücümüz yetiyorsa hacca gideriz.
Zekât ise genelde şöyle anlaşılır:
“80 gram altınım varsa zekâtını veririm.”
Ama gerçekten bu kadar mı?
---
Zekât Sandığımızdan Daha Geniştir
İlmihal okuduğumda zekâtın sandığımdan çok daha hassas bir ibadet olduğunu gördüm.
Zekât, malın kırkta biri yani %2.5’i olarak verilir. Fakat bunun detayları vardır:
Eğer ürününü suyla suluyorsan zekât oranı farklıdır.
Kuru tarım yapıyorsan oran değişir.
Gece çalışanla gündüz çalışan arasında bile farklı hesaplamalar olabilir.
Kullanmadığın dört kıyafetten fazlan varsa fazlanın zekâtını vermek gerekir veya fazladan birini vermek gerekir.
Aynı şekilde kullanılmayan eşarp, örtü gibi eşyalar da zekâta dâhil olabilir.
Yani zekât, yalnızca altın üzerinden değil; mal, gelir, ürün, eşya üzerinden de değerlendirilir.
Ve tıpkı namaz gibi farzdır.
Sen, vermen gereken zekâtı vermezsen —farkında olmadan— bir fakirin hakkını üzerinde tutmuş olursun. İşte hırsızlık budur.
---
Neden Bu Kadar İhmal Ediliyor?
Bugün dünyada bereket azaldı, huzur kayboldu, kötülükler arttı, gençler isyankâr oldu.
Acaba bunun sebebi, İslam'ı kabul edip beş şart üzerine yaşamayı ihmal etmemiz olabilir mi?
Zekât, toplumun bereket kapısıdır.
Zekât verilmediğinde fakirin hakkı zenginlerin üzerinde kalır ve bereket çekilir.
Müslüman toplumların bugün en çok ihmal ettiği ibadet zekâttır.
Oysa zekât sadece bir yardım değil; bir hakkı sahibine iade etmektir.
