ÖĞRETMENLERE USULSÜZ RAPOR ZIRVALIĞI 

Pandemi döneminde öğretmenlerin kaç kez korona virüs mikrobu ile karşı karşıya kaldıkları ortada ve o dönemde öğretmenlere virüs, Merkür veya Venüs'ten bulaşmadı.

Okuldan ve sınıflarından bulaştı...

Yani öğretmenler toplumun içinde, toplum ile el ele, gönül gönüle, her türlü salgın hastalık riskiyle her gün karşı karşıya, sınıflarında derslerini bitmek bilmeyen bir motivasyonla yapan, toplumun gelecek dinamiklerinin oluşmasını sağlayan oldukça ulvi bir görevi yerine getirmektedir...

Kaç meslektaşımız sırf gelecek nesillere ders anlatmak için virüse yakalanmış ve bu uğurda şehit olmuştur...

HASTA OLAN SADECE ÖĞRETMENLER Mİ?

Okul müdürleri, 

İlçe müdürüleri,

İlçe şube müdürleri,

İl ve il şube müdürleri hiç mi hasta olmuyor?

Onlar eğitimin camiasının bir çalışanı değil mi?

Neden sadece öğretmenler herkesin ağzında sakız durumunda?

Diyelim ki, müdür beyler hiç rapor kullanmıyor ve hasta olmuyor...

O halde, öğretmenler gerçekten ciddi risk altında... 

Demek ki müdür beyler kimseye yaklaşmak zorunda kalmıyor…

Masa arkasında oturuyorlar, gelenler masa önünde oturuyor ve yakın temas yok. O yüzden oldukça rahat mesleklerini icra edebiliyorlar...

Demek ki müdürlük, sadece evrak kürek işi ile uğraşmak değil...

Aynı zamanda virüs gibi risklerden de uzak durmak anlamına geliyor...

Çünkü bana sürekli “Hoca hanım, müdür olma, evrak kürek işleri ile uğraşma” denildi...

Öğretmenler gibi hiçbiri çocuklar ile iç içe değiller...

Mesala öksüren veya burnu akan bir öğrencinin burnunu müdür beyler silmiyor...

Öksüren çocuğa müdür beyler yaklaşmıyor...

Ayakkabısının bağcığı çözülmüş bir öğrencinin bağcığını müdür beyler bağlamıyor. Ayakkabının bağcığını tam bağladığında kalkarken çocuk, müdür beyin yüzüne doğru hapşırmıyor. Öğretmenler ilgileniyor bu işler ile...

Şahsen okulun kapısından içeri adımımı attığım anda 3-5 çocuk birden koşuyor, “Durun çocuklar” demeye kalmıyor, sarmaş dolaş sarılıyorlar, menfaatsiz sevgilerinden...

Bir öğretmen olarak “Durun çocuklar hastalık bulaşabilir” diyecek halim yok, tabi ki o masumane, o samimiyet dolu sevgiye kayıtsız kalmak mümkün değil...

Eğer bir öğretmen olarak ben hasta isem, o zaman gerekli önlemlerimi alıyorum ve çocuklara “Yaklaşmayın, siz de hasta olmayın kuzucuklarım” diliyorum...

USULSÜZ RAPOR ZIRVALIĞI VE MOBBİNG 

Görev yaptığım Balıkesir ili, Karesi ilçesi, Bilsem'de hastalandığım için doktorum 5 günlük istirahat verdi diye müdür beyler ilçede ilk defa, yemeden içmeden, apar topar beni sağlık kuruluna sevk ettiler...

Sebep; müdür beylerden icazet almadan EKYS’ye girdim diye...

Yani alnım açık, başım dik şekilde yönetici, amir olma hakkımı kullandım diye...

Zamanlaması çok manidar, amaç çok açık, 20 yıllık tertemiz sicilimi bozup sahtekar damgası vurmak…

Arkasından da yönetici olamazsın demek için...

Tabi ki söz konusu rapor, hasta olduğum için verildi, aksi zaten benim için mümkün değil...

Rapor zırvalığı, Demokles’in kılıcı gibi, öğretmenlerin tepelerinde birileri tarafından sürekli tutulmak ve kalifiye bir mobbing aracı olarak kullanılmak isteniyor...

MEDİNOVA HASTANESİ ACİLİNDE ASILDIĞI İDDİA EDİLEN ART NİYETLİ O YAZI 

Bir hastanenin görevi, kamu çalışanlarının bir bölümünü zan altında bırakmak değil,

Hastaları tedavi etmektir...

Görsel: Medinova Hastanesi Aciline Asıldığı İddia Edilen Yazı

Hasta vasfıyla gelen kişi, doktordan rapor talep ederse ve doktor istirahatini gerekli görmüyorsa “Geçmiş olsun, reçetenizi yazdım, ilaçlarınızı eczaneden alın, kullanın, yeterli, istirahate gerek görmüyorum” der, olur, biter...

Bunu acilin kapısına asmak art niyet değil de nedir? 

Bu yazıyı kim, hangi sıfatla ve ne niyetle asmıştır, araştırılmalı…

MEDİNOVA ÖĞRETMENLERİ DEĞİL, ASIL DOKTORLARI MI ZAN ALTINDA BIRAKMAYA ÇALIŞIYOR?

Medinova Hastanesi ne yapmaya çalışıyor?

Bu provakatif davranış ile sağlık çalışanlarını, özellikle de doktorları zan altında mı bırakmak istiyor?

Yani “Diğer hastanelerin doktorları usulsüz rapor veriyor veya verebilir de… Ama biz vermiyoruz” anlamına gelen bu yazı, Hipokrat yeminine bağlı kalarak görevlerini hakkı ile yapan doktorları zan altında bırakmaya çalışmak değil de nedir Allah aşkına?

KAMUDA ÇALIŞAN, RAPOR YAZILAN SADECE ÖĞRETMENLER Mİ?

Kamu denince, hele ki rapor denince, herkesin aklına ilk gelen meslek neden öğretmenler oluyor?

Kamuda çalışan diğer meslek sahipleri hiç hasta olmuyor mu?

 

Hepsi çelik gibi mi? Demir gibi sağlam mı?

Etten, kemikten değiller mi?

Robot mu?

Sosyal hayatın içinde, ortalama 20 çocukla her gün iç içe, bir sınıfın kapalı sınırları içinde, ortalama olarak günde 6-10 saat ders veren öğretmenler olduğu için…

Fazlasıyla toz ve virüsle karşı karşıya kalmaları çok normal, meslekleri bunu gerektiriyor… Bu mesleği yapıyorlar diye hasta olmaya hakları hiç yok mu? Anayasal olarak var…

ÖĞRETMENLERE VE DOKTORALARA TOPLUMDA GÜVENİ ÖZELLİKLE Mİ BİTİRMEYİ AMAÇLIYORLAR?

Müfteri, iddiasını ispatla mükelleftir...

Aksi halde; toplumda çok önemli değeri olan ve önemli bir saygınlığa sahip öğretmenler ile doktorların bu saygınlığını, tamamen art niyetli olarak bitirmek amaçlanıyor anlamı çıkar…

Her meslekte 3-5 tane çürük yumurta var diye, böylesi bir yazının acil girişine asılması ile ne amaçlanıyor acaba?

BUNUN BİR ADIM SONRASI ŞU MU OLACAK?

“Öğretmenlere usulsüz (göstermelik) operasyon (ameliyat) yapılmamaktadır”...

Öyle ya, birini yapan, bu akıl ve zekaya göre, beşini de yapar...

Bence Medinova Hastanesi’nin; 

Başkasının gözünde çöp aramak yerine, kendi gözündeki merkepe bakması yerinde olacaktır. Bu çirkin davranışa cüret eden personeli hakkında gerekli işlemleri yapıp kamuoyu ile bir özür yazısı paylaşmalıdır.

Kendilerini sorgulamaları yerine, böylesi zırvalıklar ile uğraşmaları kimseye bir şey kazandırmayacağı gibi, toplumda güveni de maalesef derinden sarsacaktır...

ÖĞRETMEN MAAŞLARINA ZAM VAKTİ GELİNCE SÜREKLİ BİRİLERİ YASTIK ALTINDAN BİR ŞEYLER ÇIKARMAYA MI ÇALIŞIYOR?

Böyle giderse, öğretmenler zaten öğretmenlik mesleğini bırakıp yakında gidip asgari ücret ile bir işe girecekler...

Şu an asgari ücretin Meclis’te alınan bir kararla 12 bin TL’ye çıkacağının duyulmasının hemen ardından çıkan bu tarz art niyetli haberler…

Genç, mesleğe yeni başlamış çiçeği burnunda bir öğretmen arkadaşımızın etek boyu gibi, normalde yaptığı meslekle hiçbir bağlantısı olmayan konularla gündem oluşturmak gibi, kasten ve planlı olarak servis edilerek;

Acaba öğretmenlerin hak ettikleri zam talepleri, “Bakın fazla sesiniz çıkmasın, usulsüz rapor kullanım olaylarınızı biliyoruz” denilerek sümenaltı mı edilmek isteniyor acaba?

ŞU AN ÖĞRETMEN MAAŞLARI EN AZ 30 BİN TL OLMALI 

Her geçen gün sabun köpüğü gibi erimeye devam eden öğretmen maaşılarını analiz ettiğimizde, pandemi öncesi asgari ücretin tam 2.5 katı idi...

EV KİRALARI 10 BİN TL

Öğretmenler gelecek inşaa ediyor...

Öğretmenlerin maaş zamlarından kısarak kâr eden toplumlar, geleceklerinden zarar etmeye mahkumdur...

Yani asgari ücret 12 bin TL olduğu taktirde, öğretmen maaşları en düşük 30 bin TL olmalı… 

ARADAKİ STATÜ ANLAYIŞI HER GEÇEN GÜN KAYBOLMAKTA

Toplumun dinamikleri arasında belli bir statü anlayışı vardır ve öğretmenler de toplumda belli bir öncü öneme ve statüye sahip. 

Gelecek nesilleri daha iyi yetiştirmek adına, gerek sosyokültürel olarak gerek donanımları ile, canla başla, mensubu oldukları ulvi görevlerini yerine getirmeye çalışıyorlar...

Ülkemizde geçmişten beri süregelen bu statü anlayışı, günümüzde maalesef yavaş yavaş asgari ücret ile eşitlenmeye başladı...

Bu noktada hepimizi bekleyen önemli bir tehlike var: Bu durumda öğretmenlere sevgi, saygı ve hürmet anlayışı giderek yok olur...

Öğretmenlik mesleğini tercih eden kalmaz…

Statü anlayışı kaybolursa, zamanla kaybeden toplum ve toplumun dinamikleri olur...

Medinova Hastanesi’ne naçizane, böylesi ucuz olaylara girmek yerine, hastalarına daha iyi nasıl tedavi hizmeti verir diye kafa yormasını tavsiye ediyorum...

Kesinlikle hem tüm öğretmenlerden, hem de usulsüz rapor veriyorlar diye zan altında bırakmaya çalıştıkları tüm doktorlardan özür dilemeli....

Dr. Meryem ÇILDIR