Müslüman Dünyası Zulüm Altındayken, Bugün Hâlâ Umreye Gitmek Gerçekten “Gerekli” mi?
Yıllardır binlerce Müslüman hac ve umreye akın ediyor.
Ancak oradan yükselen dualar ve kesilen kurbanlar bir türlü Gazze’ye ulaşmıyor.
Ve ne yazık ki bunun sebebi neredeyse hiç sorgulanmıyor.
Elbette o mübarek şehirlere gidip kutsal atmosferi solumak, Sevgili Peygamberimizin izini sürmek insanın gönlünde derin izler bırakır.
Bu ziyaretler kişiye manevi farkındalıklar ve içsel dönüşümler kazandırır.
Ancak bugünün dünyasında Umre ibadeti, ne yazık ki gerçek anlamının dışına taşmış durumda.
Umre ziyareti zamanla bir ticaret haline getirildi. Gitmek kolaylaştırıldı, teşvikler artırıldı.
Özellikle cemaatler bu işi adeta bir sektöre dönüştürdü.
Diğer yandan bu ibadet, sosyal medyada muhafazakâr influencer’lar tarafından her yıl tekrarlanan bir gelenek, bir statü göstergesi halini aldı. Böylece umre, ruhani bir yolculuktan ziyade, görünürlük aracı ve toplumsal bir vitrinin parçası haline geldi.
Unutmayalım:
Umre, nafile bir ibadettir.
Yani ertelenebilir.
Hayatın herhangi bir döneminde yapılabilir.
Bugün ise bizleri tatmin eden manevi duygulardan daha acil ve öncelikli bir sorumluluk bekliyor: Zulme karşı durmak, mazluma sahip çıkmak.
Bugün Suudi Arabistan, Müslümanların parasıyla İslam düşmanlarına destek veren bir rejime dönüşmüştür.
Bu nedenle boykot edilmesi gereken ülkelerin başında gelmektedir.
Gazze bombalanırken…
Çocuklar açlıkla mücadele ederken…
Vicdan sahibi bir Müslüman’ın bu tabloya sessiz kalması düşünülemez.
Umrenizi bir süre erteleyerek Gazze’ye destek olun.
Gerçek boykot işte budur.
Bu mesele yalnızca Coca-Cola almamakla ya da küçük boykotlarla sınırlı değildir.
Gerçek farkındalık burada başlar:
Umre ertelenebilir.
Ama Gazze beklemez.
Şeytanın oyununu ancak bilinçle bozabiliriz.
Gerçekten iman edenler, onun etkisine girmez.
Çünkü şeytan ancak aklını kullanmayanları kandırabilir.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
“İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın; eğer mü’minlerseniz, Benden (Allah’tan) korkun.”
(Ali İmran Suresi, 175. Ayet)
Bizler çok güçlüyüz.
Ama bu gücü ancak uyanırsak fark edebilir ve birlikte hareket edersek gösterebiliriz.
Bugün yapılması gereken şey;
Sıradan ritüellerin ötesine geçip, sorumluluk duygusunu kuşanmaktır.
Zulme sessiz kalan, zalimin yanındadır.
Şimdi bir tercih zamanı:
Ya konforlu inançlarımıza sığınıp gözlerimizi kapatacağız…
Ya da gerçek bir mü’min gibi davranıp, umremizi erteleyerek mazlumun safında yer alacağız.
Bu bir çağrıdır.
Vicdanlara…
Yüreklere…
İmana…
Şimdi değilse, ne zaman?
Size soruyorum: Gazze’nin çocukları ağlarken,
Hangi ibadet bizi gerçekten kurtarabilir?
“Size ne oluyor da Allah yolunda ve: ‘Ey Rabb’imiz! Bizi halkı zalim olan bu beldeden çıkar, katından bize sahip çıkacak ve yardım edecek kimseler gönder.’ diyen mustaz’af (çaresiz, zayıf düşürülmüş, kimsesiz) erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?”
(Nisa Suresi, 75. Ayet)
Medine Yüksel, saygılarımla.