MEHMETÇİK BU ÜLKENİN TAPUSUDUR 

Pkk terör örgütüne bağlı teröristler tarafından Irak'ın kuzeyinde 12 Türk askerimiz, bu vatanın öz evlatları şehit edildi.

Yüreğinde vatan, millet, bayrak sevgisi olan tüm yurttaşlarımızın yüreğine yine kor gibi ateş düştü...

Elbette asıl ateş, dağ gibi, aslan gibi evlat yetiştiren şehit annelerinin yüreğine düşüyor. Evlat acısı çok zordur. Anlamak, anlatmak,  tarifi etmek asla mümkün değildir...

Şehit babalarının, şehit eşlerinin, babasız ve yetim kalan şehit çocuklarının yüreklerine düşüyor bu ateş…

Fakat bu ateşi, karanlığı yırtan bu acıyı, bir nebze olsun yüreklerinde hissetmeyenler de var. Bu nasipsiz kişiler, maalesef bu vatanın evladı, bu vatanın vatandaşı, bu vatanın askeri hiç olamamış demektir...

Yok mu böyle kişiler? Öyle de çok ne yazık ki sayıları…

Fakat şehit acısını yüreklerinde hisseden, bu ülkenin öz evlatları da milyonlarca… Ve gerektiğinde bu ülke için canını seve seve vatanı için, milleti için, bayrağı için verecek; sırf gelecek nesillerimiz esaret altında yaşamasın diye, şehit kanı ile sulanmış bu vatan topraklarına gavurlar, siyonistler, teröristler ve fetö gibi vatan hainleri ayaklarını basamasın diye, ezanlar susmasın diye, İslam’ın sancağı ve Türk Bayrağımız en yükseklerde dalgalansın diye, korkmadan her türlü düşmana ve teröriste karşı kanının son damlasına kadar savaşıp koşa koşa şehit olacak milyonlarca insan evladı var ve olmaya da hep devam edecektir. Bundan kimsenin zerre kadar şüphesi olmasın! Kahrolası teröristler ve siyonistler çatlasa da patlasa da…

“HEP FAKİRİN ÇOCUĞU ŞEHİT OLUYOR, ZENGİNİN ÇOCUĞU HİÇ ŞEHİT OLMUYOR” ALGISI 

Valla ne yalan söyleyeyim, bunu tüm samimiyetimle ve tüm yüreğimle yazıyorum; dünyada ve ahirette şehitlikten daha büyük bir mertebe, daha büyük bir zenginlik yoktur ve hiç de olmamıştır.

Ha diyelim, zengin torpilini buluyor, parayı basıyor veya art niyetli olarak sözüm ona okuması için oğlunu yurtdışına gönderiyor, yani bir şekilde terör ile mücadele etmesi adına, teröristlerle çatışılan bölgelere askerliğini yapması için oğlunu göndermiyor. 

Eğer ki parası olan, imkanı olan, oğlunu sırf art niyetli olarak ya da korktuğu veya çekindiği için askere, teröristler ile çatışma bölgesine göndermiyorsa, torpil bularak veya ayak oyunları ile bu işi yapıyorsa, yani “Başkasının oğlu ölsün, şehit olsun, benim oğlum rahat yaşasın” anlayışına sahip ise bu tür zengin ve varlıklı ailelerin filminin sonuna bakmak lazım. Hemen hemen her yazımda söylerim; cennet öyle ucuz değil, cehennem ise boşuna değil...

Art niyetli olarak “Bu vatan için savaşmasın, örneğin ABD'ye gitsin, okusun, ne işi var, teröristler ile çatışmasın” derse korkunun  ecele faydası yok. Ecel geldikten sonra ABD'de başına bir iş, bir kaza bela gelir, orada yine ölür. Yalnız o zaman şehit olmaz, art niyetli olarak vatan savunmasından kaçtığı için pisi pisine gitti Niyazi olur...

Bu tarz art niyetli kişileri geçmiş yıllarda tanıdığım, duyduğum oldu. Çok ilginçtir, hiçbirinin iflah olduğunu ne gördüm ne de duydum...

TERÖRİST İLE SAVAŞAN ASLAN MEHMETÇİK “NE İŞİM VAR BURADA? EĞLENCE MEKANINDA OLSAM” DEMİYOR Kİ 

Terörist ile savaşan bir Mehmetçik düşünün. 

Şehit kanı ile sulanmış bu aziz vatanı korumanın ve bu vatan için savaşmış olmanın onuru, gururu ve şerefi vardır gözlerinde. Orada Yüce Allah’ın (C.C.) yardımı vardır. Orada Peygamber Efendimiz’in (S.A.V.) sevgisi vardır...

Vatan toprağı adına savaşmanın mutluluğu vardır yüreğinde. Şeref duyar bu vatan için savaşmış olmaktan. Bu vatanın savunmasına katkıda bulunmak bir Mehmetçik için hayat boyu şeref duyacağı, büyük bir onur ve gurur kaynağıdır...

Elbette altının değerini sarraf bilir.

Vatanın değerini de her biri birbirinden cesur, bu vatanın öz evlatları bilir.

PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) ÖN SAFLARDA SAVAŞMIŞTIR

Ebedi ve tek önderimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) savaşlarda bizzat en önde savaşarak tüm müslümanlara, tüm İslam alemine ve hatta tüm insanlığa İslam için, Allah (C.C.) için, vatan için savaşmanın en güzel örneği olmuştur.

VATAN İÇİN SAVAŞMAK ALLAH'IN (C.C.) EMRİ, PEYGAMBER EFENDİMİZİN (S.A.V.) SÜNNETİDİR 

Mecburiyet olduğunda, yani savaşmaktan başka hiçbir yol kalmamışsa ancak savaş, Allah'ın (C.C.) emridir.

Allah Teala (C.C.) cennet karşılığında canımızı, kanımızı satın almıştır.

Savaştan kaçmak ise ancak hainlerin ve korkların işidir...

Şehitlerin babası Hz. Hamza (R.A.)'dır.

Hz. Hamza (R.A.) önde, tüm İslam şehitleri de onun arkasında saf tutmuş şekilde cennete girecektir...

Dünya geçici, cennet ise ebedi...

Şehitlik kadar yüksek bir mertebe daha yok.

Herkes elbette barış içinde, huzur içinde, güvenli bir şekilde vatan topraklarında yaşamayı ve kimsenin ölmemesini ister. Fakat eli kanlı terör örgütlerine veya açıkça vatana saldıran düşmanlara karşı da savaşmaktan başka bir yol kalmamışsa yapılacak tek şey cesurca savaşmaktır...

“Ey şehîd oğlu şehîd, isteme benden makber, 

Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber”

(M. Akif Ersoy)

EMPERYALİST SİYONİST GÜÇLER = PKK

İslam topraklarını, ülkemizi ve Müslümanların tüm haklarını tehdit eden terörist Pkk'nın oluşumu ile kurulması aşamalarında ve varlığını 40 yıldır sürdürmesinin arkasında; “Büyük İsrail Devleti” hayalleri peşinde koşan bu siyonist  İsrail ile onun emrine amade olmuş Amerika vardır.

Hem ülkemiz için hem içinde yaşadığımız coğrafyamız ve tüm müslüman halkları için en büyük tehlike, terör devleti İsrail’dir.

Bu terör devleti İsrail ile ABD sayesinde pkk terör örgütü, Mehmetçiğimizi şehit edecek silahı ve cesareti buluyor.

Mehmetçik bugün pkk, ypg, pyd ile savaşmamış olsa, Gazze'nin başına gelenlerin yarın öbür gün bizim başımıza gelmesi kaçınılmaz olacaktır.

Bir insanın içinde Allah'a (C.C.) inancı varsa, Peygamber sevgisi, Kur’an sevgisi, vatan, millet, bayrak sevgisi varsa; cesur, onurlu, şerefli ve namuslu ise teröristler ile mertçe savaşır.

Fakat namussuz, şerefsiz, pislik, beş kuruş etmez, çöp biri ise savaşmaktan korkar, kaçar, saklanır. Parasına veya nüfusuna güvenerek torpil arar. Yapacak bir şey yok. Terazi işte ahirette bunun için var...

Torpilin her türlüsüne her zaman karşıyım.

Sözüm, art niyetli nüfus sahiplerine, art niyetli zenginlere… 

“Her zengin aynıdır” diye bir kuralın söz konusu olduğunu kimse iddia edemez.

GAZETECİLİK KİSVESİNE BÜRÜNMÜŞ SÖZÜM ONA GAZETECİLER 

Baştan sona komple yamuk veya komple yanlış olan bir şeyi düzeltmek mümkün mü? Asla...

Komple yamuk ve komple yanlış olan bir şeyi n’aparsın? Çöpe atarsın, çünkü düzelmez. Üzerinde konuşmaya değmez. 

Fakat öyle kişiler var ki, tüm toplumun tam tersine hareket edip tam da bu noktadan nemalanan… İşte bu kişilerin de bu art niyetlerini ve cahilliklerini yüzlerine vurmak gerekiyor. Çünkü sadece bu dilden anlıyorlar…

ŞEHİT BABASI “HAKKIMI HELAL ETMİYORUM” DEMİŞ 

Kime? “Osman Kavala ve Öcalan'a özgürlük isteyenlere hakkımı helal etmiyorum” demiş...

Sözüm ona bir gazeteci çıkmış (sanırım zoruna gitmiş), acısı taze, yüreğine kor ateşi düşmüş, bu vatan için aslan parçası bir yiğit yetiştirip sırf bu vatan topraklarına terörist ayağı basmasın, bayrak inmesin, ezanlar susmasın diye oğlunu şehit vermiş bir babaya “Sen kimsin l.n?” diyecek kadar haddini aşmış ve edepsizliği ele almış...

Hak ve helallik işi, kişinin tamamen kendi inisiyatifine ve kendi takdirine kalmıştır. Ona kimse müdahale edemez, karışamaz.

Daha bunu dahi bilemeyecek kadar cehalet içinde yaşayan bir gazeteciye sözüm; 

Zorla güzellik olmayacağı gibi, zorla helallik de olmaz, helallik kalpten yapılan bir iştir. Zorla, baskı ile bir kişiye hakkını helal ettirmiş dahi olsanız, kalpten buğuz etmişse zaten hakkını helal etmiş olmuyor...

ŞEHİT BABASINA “SEN KİMSİN L.N?” 

Sözüm ona gazeteci olan bu kişi, şehit babasına “Kimsin sen, kimsin l.n? Şehit babası olunca canının istediğini söyleme hakkın mı var?” diyor...

SENİN ŞEHİT BABASINA “KİMSİN L.N?” DEME HAKKIN NEREDEN VAR? 

Sözüm ona gazeteci olan bu kişiye şu soruyu sormak lazım:

Sen gazeteci oldun diye herkese canının istediğini söyleme hakkını nereden buluyorsun?

Ne şehit babasına saygın var, ne şehit acısına saygın var, ne bu vatan toprağı için savaşmış şehit düşmüş Türk askerine saygın var…

Şehit düşmüş Türk askerine azıcık saygın olsa şehit babasına kalkıp “Kimsin sen l.n?” diye hitap etmezsin, edemezsin...

BİR DİĞERİ DE GAZZE İÇİN YÜRÜYENLERE “AŞAĞILIK HERİFLER” DİYOR 

Neymişşşş, bizim evladımızın Gazze kadar değeri yok muymuş? 

Bu küfürbaz gazeteci sanırım Türk Devleti’nin ve Türk milletinin Gazze'ye vermiş olduğu destekten ve siyonist İsrail karşısında göstermiş olduğu kararlı, kendinden emin ve dik duruştan oldukça rahatsız olmuş...

Peki, sen toplumda sözde aydın kişi olarak, gazetesi olarak, Gazze'de uygulanan soykırım için bir kere olsun yürüdün mü? Elbette yürümedin, insanlık dışı İsrail terörüne karşı tüm dünya yürürken tepki gösterip eylem yaparken, sen neden yürümedin, eylem yapmadın, gereğini yerine getirmedin?

Bir kere şunu bil; Gazze için yüreği yanan, üzülen, gece gündüz dua eden, Gazze için yürüyen, Gazze için ağlayan her kim varsa, Gazze için bunu yapıyorsa bu aziz vatan için şehit düşmüş bu vatanın öz evlatları için neler yapmaz...

Peki, bay çok bilmiş...

Her fırsatta, çeşitli talepler ile, Anayasal hakları çerçevesinde yürüyenlere neden çıkıp da “Alçak herifler, bir kere olsun Mehmetçik için, şehit askerler için yürüyün” demiyorsun?

Deveye sormuşlar, “Boynun neden eğri?” diye, deve demiş “Nerem doğru ki?”

Şimdi bay yanlışların ve bay sözde çok  bilmişlerin, her hesapları maalesef yanlış çıkıyor. Bir muallim olarak yıllarca ders anlatsam yine anlamayacakları için şu kadarını söyleyeyim; Sınıfta kaldınız beyler, oturun, ikinize de insanlıktan kocaman bir sıfır!

Dr. Meryem ÇILDIR