Sebep her ne olursa olsun Türkiye’de ve dünyada bir şeyler oluyor. Bu olanlar insanlığın hayrı namı? Tatbikîde hayır.

         İnsanlığın ve hayatın durma noktasına geldiği, artık bazı şeyler ile baş edemez olduğumuz bu zamanlarda yapmış olduğumuz yanlışlıkların telafisi nasıl olur, Allah’tan nasıl af diler, kendimizi affettiririz bilmiyorum ama bildiğim bir gerçek var ki “ Gerçekten de insan, ancak çalıştığını elde eder.” Necm 39. Ayetinde bahsedilen tamda bu olsa gerek.

         Yaptığımız her hata, konuştuğumuz her yanlış, attığımız her hatalı adımlar bizim kötü sonumuzu hazırlıyor.

         Bu söylemler ister hoşumuza gitsin, ister gitmesin ortada bir yanlış var ve biz bu yanlış için sadece dua etmekle yetiniyor, ebabillerin gelmesini bekliyoruz. Hâlbuki her bir ferdimiz bir ebabil olabilecek durumda ve kapasitedeyiz. Sadece üzerimize örtülmüş derler ya ölü toprağından kurtulmak ve hedefe kilitlenmek gerekiyor.

         Bu işlerde tüm Türkiye vatandaşları olarak en tepedekinden en alttakine, en kıdemlisinden en kıdemsizine, en güçlüsünden en zayıfına, en kudretlisinden en işe yaramazına… Ve bu enler hiç bitmeyene kadar sıralamak gerekirse kısacası cumhurbaşkanından hiçbir işe yaramaz diye tarif ettiğimiz kişilere varana kadar artık bu gidişata dur demenin zamanı geldi de geçiyor diye düşünüyorum.

         Bu söylemler birilerini suçlamak için yazılıp çizilmiyor, artık aklımızı başımıza almamız ve Müslümanın Müslümandan başka bir yardımcısı olamayacağını anlamamız ve Müslümanlarında Allah’tan başka bir yardımcısı olmadığının artık farkına varmamız gerekiyor.

         Bazı gerçekler maalesef zorumuza gitse de değiştiremeyiz. Her kademedeki insanımız başının ellerinin arasına alıp düşünmeli ve yaptığı yanlışı ve yapması gereken doğruyu artık kavraması gerekiyor.

          Eğer hala inatla yapılan hataları savunmaya geçer ve telafisi için çaba göstermez isek maalesef ki sonumuz hüsran olacak.

         Bugün yaşanmışlıklardan örnek vermicem.  Önce kendimi sonra tüm halkımızı uyarma niteliğinde âcizane bir uyarı benim ki. Yoksa sıralamaya kalkarsak burada ne sayfalar yeter nede zaman.

Aslında önemli olan hataları yüze çıkarmak değil mesele herkes yaptığı hatalar ile yüzleşip önce tövbe sonra telafi yoluna gitmeli.

         Hataları konuşmakla sadece zaman kaybetmiş oluruz. Bizim Türkiye olarak bunlar için zamanımızın kaldığını düşünmüyorum.

         Ve bu hataları düzeltirken birbirimize düşman gibi değil bir kardeş gibi yaklaşıp bir birimize yardımcı olmak ve ihtiyacı olanın elinden tutmaktır asıl olan.

         “Allah, altmış yıl ömür verdiği kişinin mazeret gösterme imkânını ortadan kaldırmıştır.” (Buhârî, Rikak 5)  Bu hadis bize önderlik etsin ve hatalarımızı ahirete bırakmayalım.

Telafisini dünyada yapamayacağımız hatalardan beri olmak, şimdiye kadar yapmış olduklarımızın hemen farkına varıp doğru olanı yapabilmek ve hem dünya hem de Türkiye için kenetlenebilmek duası ile.

         SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN

         SABRİYE TÜRKMEN KAYA