İçinde büyük bir dünya var senin.

Çiçeklerle kaplı, bulutlarla çevrili bir dünya.

Biliyorum, bazen o bulutlar kararıyor yağmur yağıyor içine.

Ama sen de biliyorsun ki her yağmur sonrası güneş açar. Ve yine bilmelisin ki, yağmur yağmadan çiçek açmaz...

Bırak yağsın yağmurun. Bırak aksın gözyaşların.

Yoruldun mu, bırak tutmasın bacakların.

 Çaresiz misin?

Kal öyle. Bırak artık kendini tutma, üzüntünü yaşa. Kendine engel olma, kendini tutma.

Kendi felaketine kollarını aç.

Ellerin mi titriyor, bırak titresinler.

Titreye titreye durmayı öğrenecekler.

Üzüntünü durdurmaya çalışma.

Her şeyi yaşayacaksın bu hayatta, hüznü de mutluluğu da.

Oysa sen şimdi hüznünü durdurmaya çalışıyorsun ya, sadece hüznünü değil mutluluğun da duruverir böyle.

Her şeyi dolu dolu yaşa ki evren de sana mutlu olma zamanın geldiğinde mutluluğunu da dolu dolu yaşatsın

. Hayat bir nehir gibi, akıp gidiyor.

Suyun üstüne uzat bedenini, akıp git sen de .

İnan bana, şelaleden aşağı düştüğünde güzel bir gölde uyanacaksın.

Şimdi kapat gözlerini, aç kollarını, arkana doğru yaslan ve kendine şöyle mırıldan,"Su akar, yolunu bulur."

Ne hissettiğimi bilmiyorum. bak, bu mevzu benim kaburgalarımı kırıyor, gözlerimi doldurup canımı yakıyor.

Her sabah bir umutla gözlerimi açıp, her gece bugün neden ölmedim diye gözlerimi kapatıyorum.

Uyandığımda gözlerim yaş doluyor, yeni bir role bürünüyorum.

Bazen ben bile şaşırıp düşünüyorum, birden fazla duyguyla nasıl başa çıkabiliyorum diye sorguluyorum.

Bitmek bilmiyor, çoğalıyor.

Her bir gün yenisi ekleniyor. kötü olan ne biliyor musunuz, benim inancım azalıyor. ya yarın da bugün gibiyse?

Düne, bugüne katlandım fakat yarın için güçlü değilim.

Konuşacak onca şey var, boğazım düğümlendi.

Omuzlarımın altında ezildim, neyse boşver.

Uzatsana paketle çakmağı. konuşacak onca şey var, dilim varmıyor bile. ruhum bedenime, kalbim göğüs kafesime fazla gibi.

Hiçbir şeyin azaldığı yok, sadece artıyor. söküp atmak istiyorum bu ağrıyı, yok olmuyor.

Gücüm yetmiyor. güçsüzlükle tükendim.

İçimde bir yerler yangın yeri. omuzlarım çöktü, dizlerim yara bere, ruhum kan revan. ve ben ölümcül bir hasta gibi hissediyorum.

Ölüme çok yakınım sanki. yarını düşünmeyecek kadar yoruldum.

Şuan kesilse nefesim, bedenim kurtulacak. ama ruhum daha fazlasına katlanacak.

Belki de daha beter olacak....

Zekiye  Arslan