ÇOK ŞEY Mİ İSTEMEDİK?

20 yıldır iktidarda olan AKP hükümetinden halkımızın büyük umutları vardı. Fakir fukara sokak sokak gezip, AKP’ye oy topluyor ve çalışma yapıyordu. Garip gurebanın büyük hayalleri vardı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın milli görüşten geldiği için güveniyor ve umut bağlıyorlardı. AKP hükümeti büyük büyük binalar, hastaneler, yollar ve köprüler yapıyordu. Ülke beton cennetine döndükçe belli bir zümre şişmanlıyor, fakir fukaranın ise her geçen gün umudu sönüyordu. AKP hükümeti iktidarda kalabilmek için sürekli düşman oluşturuyordu.

Baş düşmanı ise CHP ve dış güçlerdi. Yaklaşık 50 yıldır iktidar olmayan CHP üzerinden yürüttüğü algı sonuç veriyor ve atalarının dini üzerine olan halk, din elden gidecek diye korkutan AKP’ye oy veriyordu. Dünyanın değiştiği, yeni teknolojilerin hayatımızın her alanına girdiği bir dönemde siyasi partilerin değişmemesi mümkün müdür? CHP ile korkutulan halkımız, ılımlı İslam projesiyle dönüştürüldüğünün farkında değildi.  

 15 Temmuz’un beraberinde getirdiği partili Cumhurbaşkanlığı sistemiyle enflasyon arttıkça arttı ve halk tencereye bir şey koyamayınca uyanmaya başladı. Ama bu arada üst düzey bürokratlar dâhil bir akar düzeni kurulmuş ve 3-5 maaş alan koltuk sahipleri türemişti. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş İngiltere’deki bankerlere olan ülkenin borcu artmıştı.

 Ama olsun IMF’ye borcumuz yoktu ve din elden gitmemişti. Peynir 200 lira, kıyma 300 lira olmuştu. Hiç önemi yok, Sıhalarımız vardı. 

Seçim yaklaşmakta, koltukları tatlı gelen ve nemaları kesileceğini gören muhterem zatlar, kurdukları trol ordusuyla korku yaymaktadırlar. Sosyal medya üzerinden korku pazarlama çalışmalarını yaptıktan sonra namaz vaktinde biri imam olup namaz kıldırıyor ve sonra kaldıkları yerden devam ediyorlar. 6’lı masanın HDP ile beraber ortak hareket ettiği korkusu üzerine çalışma yapıp içerik üreten bu muhteremler, kendileri HDP ile görüştüklerinde bir sıkıntı olmuyor. Çünkü onlara helal, başkalarına haram olmaktaydı. 

Ayrıcalıklı kesime her şey serbest, biz avamlara ise izin verildiği kadar helaldı. 

Aslında halk olarak çok şey istemedik. Teknolojiyi dışardan almayıp, kendimiz üretelim ve uluslararası bir markamız olsun. Tarım ve gıda üretiminde dünya lideri olalım. Fındık borsasını ülkemize getirelim. Refahı arttırıp, tabana yayalım. Ahlaklı bir nesil yetiştirelim. Hukuk adil ve adaletli karar versin. 

Bunlar çok şey mi? Gerçekten bunların yapılması bu kadar zor mu?

Halkın refahını arttıran, adil ve adaleti tesis eden, insan haklarını ayrımcılık yapmadan hayata geçiren. Ötekileştirmeden ve dini özgürlükleri kısıtlamayan bir sistemi 6’lı masa kurarsa; bu ülkede sittin sene siyasal İslam bir daha iktidar olamaz. 

Bu vebal kime yazılır? Rabbim bilir ama vebal konusunda bizimde hiç fikrimiz yok değil.

Tarih bunu böyle yazacak. Herkes tarihte iyi ya da güzel anılarak yerini alacaktır.  Milli görüş bir kez daha ülkenin geleceği için elini taşın altına koymuştur. Bugün bunun ne anlama geldiğini anlamayan kişiler, ileride bunun önemini kavradığında yapılanın ne kadar değerli olduğunu görecektir. 

Rabbim hak ettiğiniz kadar sizi uyandırır ve rızıklandırır. İnşallah hak edenlerden olalım…