Bu Seçim

Türkiye tarihinin en ilginç seçimlerinden birini yaşıyoruz. Seçim yarışı(sözün gelişi yarış diyoruz, işin aslı Cumhur İttifakı'nın tüm devlet imkanları kullandığı, orantısız bir güç mücadelesi desek daha yerinde olacak sanırım)Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı arasında geçiyor. 

Millet İttifakı bir yıldan uzun süredir belirli aralıklarla bir araya gelerek toplantılar yaptı ve Ortak Politikalar Mutabakatı hazırladılar. Bu mutabakat 9 ana başlık altındaki 75 alt başlıkta 2 bin 300’den fazla hedef, politika ve projeleri ortaya koyuyor. Titizlikle çalışılmış ve tüm toplum kesimlerini kapsayan bağlayıcı bir metin. Diğer tarafta yani Cumhur İttifakı'nda ise tek kişinin iki dudağı arasında çıkacak söze göre hareket edilen bir siyasi yol izleniyor. 

Seçim çok hararetli geçiyor, ortada çok büyük iddialar var. Mesela Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın cezaevindeyken korumalığını yapmış ve aile dostu Hasan Yeşildağ'ın kardeşi Ali Yeşildağ 2007'de Antalya Havalimanı işletmesi için yapılan ihalede Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 1 milyar dolar rüşvet aldığını öne sürdü ve yayınladığı videoda ''Tayyip Abi 1 milyar doları cebe indirdi'' diye çok ciddi bu iddiayı ortaya attı. Yine bundan önce Sedat Peker'in iddiaları vardı ve Sedat Peker etkisiz hale getirilince de Muhammed Yakut pek çok iddiada bulundu, bulunmaya devam ediyor. 

İddialar doğrudur değildir o başka, ancak kesin olan bir şey varsa o da seçmenler pek farkında olmasa da seçimin kişiler arasında olduğundan ziyade, sistemin onaylanması seçimi olduğu gerçeğidir. Ya tek kişinin her şeye karar verdiği(Osmanlı Padişahları arasında dahi olmayan ve hatta Allah'ın Peygamberlerine bile vermediği) bir sistem ile ya da  milletin TBMM'ye gönderdiği vekilleri ile güçlendirilmiş Parlamenter sistem (YASAMA-YÜRÜTME-YARGI) dönemini isteyenler belirleyecek!

Bu seçim 10 milyon sığınmacıyı düzensiz bir şekilde ülkeye alanlar ile, yurtdışına gitmek için mücadele veren, üniversite bitirdiği halde iş bulamayan gençlerin seçimi olacak. (Bu arada sığınmacı karşıtı değiliz, İslam Birliğini istiyoruz ve herkesin kendi doğduğu topraklarda doymasından yanayız. Çünkü her ülke kendi demografik yapısını korumak durumundadır.) 

Bu seçim 25-30 liraya soğan, patates, domates alamayan annelerin, çocuğunun eline ısınsın diye saç kurutma makinasını verip intihar eden annelerin, çocuğuna pantolon alamayıp intihar eden babaların acısını vicdanında duyarak, adil eşit hak paylaşımı diyenler ile yurtdışında mağaza kapatanlar, ''porsiyonları küçültün'' diyenler, devlet kurumlarında en az 3-5 yerden maaş alanlar, devlet imkanlarıyla yalılarda, köşklerde sefa sürenler, trol maaşıyla millete hakaret edenler arasında bir seçim. 

Bu seçim tüm devlet imkanını kullananlar, bakanlıktan istifa etmeyenler ile ekmek parasını ''hak, hukuk, adalet'' gelsin diye davasına harcayanlar arasında olacak. 

Bu seçim ''Vatan-Millet, ezan-bayrak'' deyip çocuklarını yurtdışında okutan, yurtdışında tatile giden, yurtdışından alışveriş yapanlar ile köyüne gidemeyen, İstanbul'da oturduğu halde turistik yerleri ziyaret etmek için dini ya da resmi bayramlarda toplu taşımanın ücretsiz olması bekleyenlerin seçimi olacak.

Bu seçim İsrail'in OECD engelini ve NATO vetosunu kaldıran Ak Parti'nin ve Cumhur İttifakı'na katılarak bunları onaylayanlar ile Kudüs'ün özgürlüğü, Doğutürkistan'ın bağımsızlığı, Ortadoğunun istikrarını isteyenler arasındaki seçimdir. 

Bu seçim 28 Şubat sürecindeki tüm siyasi partiler yani Cumhur İttifakı'na katılan DSP, MHP, ANAP ve 28 Şubat sürecince Erbakan Hoca'nın konuşmalarına müsade etmediği halde, o dönem ortamı geren, yangına körükle giden kişilerin ve ''Batan gemiye binmeyiz'', ''AKP'nin 20 yıllık günahına ortak olmayız'' dediği halde Cumhur İttifakı'na katılanlar ile bir daha 28 Şubatlar olmasın diyerek birleşenler, helalleşenler arasında oluyor.

Bu seçim kendinden olmayı FETÖCÜ, PKKLI vatan haini hatta ''kafir'' ilan edenler, ötekileştirilenler, kutuplaştırılanlar ile dinine, diline, etnik kökenine, siyasi görüşüne bakılmaksızın herkes için adalet diyenler arasında geçiyor. 

''Bu seçim'' diye açılacak o kadar çok başlık var ki... tarım- hayvancılık, ekonomi, eğitim, güvenlik, ifade özgürlüğü, sosyal barış, kültürel yozlaşma, ahlak, kadın, çocuk, tacizler, tecavüzler, haksızlığa ugrayanlar, hapiste çürüyenler, imar affı ile yıkılan binalar, binaların içinde ölen insanlar...RTÜK, TUİK, KIZILAY, TRT vb gibi birçok kurum, pek çok değerimiz ve meselemiz hakkında başlık açmaya, yazmaya kalksak inanın günlerce sürer sayfalar yetmez!

Velhasıl Ak Parti seçmenini elde tutmak için birtakım kazanımların kaybedileceği şeklinde algı yaparak seçmen üstünde psikolojik baskı kuruyor. Gerçi kolay değil 21 yıllık bir iktidarın sonu geliyor, haliyle demokratik ülkelerde olduğu gibi bir seçim süreci yaşayacağımızı düşünmek aşırı iyimserlik olurdu sanırım.  

Seçmen rahat olsun Ak Parti giderse kimseye bir şey olmaz. O kadar ki yeni bir umut doğar, piyasa rahatlar, artı Saadet Partisi'nin iktidarda olduğu bir mecliste barış olur, güven olur, huzur olur, hizmet olur bereket olur...olur da olur. Her şey güzel olur.

14 Mayıs Seçimleri ülkemizin, İslam aleminin ve tüm insanlığın saadetine vesile olsun.

Dua ile...