BALIKESİR MEM'DE VALİLİK ONAYI İLE KADIN ÖĞRETMENE HEM ŞİDDET HEM MOBBİNG 

Türkiye Cumhuriyeti’nde Valiler, doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından ve Cumhurbaşkanı kararnamesi ile atanır. Vali, bir ilde Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi ve idari yürütme vasıtasıdır.

VALİ NEDİR VE GÖREVLERİ NELERDİR?

Vali, illeri idare etmek için her ilde görevlendirilen kişidir. Valiler, illerin başında en üst düzey mülki amir olarak Cumhurbaşkanı’nı temsilen bulunur. 

İl içerisinde yer alan ve Bakanlıklar tarafından görevlendirilen çeşitli görevliler, Vali’nin emri altında çalışır.

VALİ'NİN ANLAMI NEDİR?

Vali kelimesi; vasi, yakın biri ve muhafız anlamına gelir. Valilik makamının vasi (koruyucu) işlevi olduğu için bu adı alır. Vali’ler, İçişleri Bakanlığı'nın tavsiyesi ve Bakanlar Kurulu'nun kararı ve Cumhurbaşkanı’nın onayı ile göreve başlar. Bu, üçlü kararname olarak da adlandırılır...

SAYIN VALİ, SAYIN CUMHURBAŞKANI ADINA İLDE KARAR VE ONAY VEREN EN YETKİLİ MERCİDİR 

Pekiyi, Balıkesir Valisi Sayın İsmail Ustaoğlu’na, bir kadın akademisyen bilim öğretmeni ve eğitimci gazeteci köşe yazarı olarak şu soruyu sormak istiyorum; Sayın Valim, temsil ettiğiniz makam ve mevki gereği gerçekten Sayın Cumhurbaşkanımızın kararları ve isteği doğrultusunda mı karar veriyorsunuz?

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ LİYAKATİ ÇÖPE ATIN, TORPİL İSE FORA, KADIN ÖĞRETMENE MOBBİNG Mİ YAPIN DİYOR?

Balıkesir Valisi Sayın İsmail Ustaoğlu bu sorularıma cevap verir mi? 

Hiç sanmıyorum, her zamanki gibi duymuyor, görmüyor, "mış" gibi yapmaya devam edecek…

Ve Balıkesir Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi çok başarılı "imiş" gibi davranmaya, liyakatsizliği ödüllendirmeye devam edecek...

Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi’nin torpilci ve mobbingci müdürünü (kendisi aynı zamanda makam hırsızlıklarından birinin baş aktörü) kalkmışlar, Balıkesir Altıeylül Bilim ve Sanat Merkezi’ne müdür olarak atamışlar. Ne diyeyim, vah ki vah, oradaki öğrencilerin bilim öğrenme haklarına…

Cumhurbaşkanımızın temsil yetkisini kullanan Sayın Vali İsmail Ustaoğlu da bu atamayı anında onaylar, eminim...

SAYIN VALİ, BALIKESİR İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ’NDEKİ TORPİL SİSTEMİNİ HİÇ DUYMUYOR, GÖRMÜYOR 

Balıkesir'in en başarılı akademisyen kadın öğretmeni şahsımdır.

EKYS yazılı sınavını ve mülakatını kazanmışım, akademik kariyer olarak doktoramı yapmışım, 10 yıl boyunca Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi’nde işin mutfağında yetişmiş, öğrenci ve velilerce çok sevilen bir bilim öğretmeni olarak görev yapmışım, ulusal ve uluslararası pek çok makaleme ek, daha ortaokul ve lise öğrencisi olmalarına rağmen makale yazmaları konusunda Balıkesir’de ilk kez de dahil olmak üzere öğrencilerime defalarca danışmanlık yapmışım, Bakanlık ataması ile sınav kazanarak Bilsem öğretmeni olmuşum...

SAYIN VALİMİZ ADALETTEN, HAKTAN VE HUKUKTAN UZAK OLANLARA ONAY VERİRSE NE OLUR?

Balıkesir ilimizde bir önceki dönem görev yapan Sayın Valimiz Hasan Şıldak Beyefendi’nin döneminde, Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi müdürü, Sayın Valimizin imza ve tercih yetkisini engellemiş ve böylece şahsımın kariyer hakkını da elinden almıştır. Bilsem müdürünün mobbing dosyası bir hayli kabarık. Sayın Valimizin imza ve tercih yetkisini engellemekten tutun da, Anayasal hakklarımdan biri olan kariyer hakkımı engellemeye kadar, Bilsem'de keyfi olarak ek derslerimi elimden alıp yine keyfi olarak dışarıdan görevlendirme öğretmen getirmek suretiyle kamu zararı oluşturmaya, köy okulundan arkadaşına makam sözü vererek akademik çalışmalarla hiç alakası olmayan arkadaşını Bilsem’de kadrolu müdür yardımcısı yaptırmasına kadar, TÜBİTAK projesinde dereceye girerek başarı kazanan öğrencilerin dönemin Balıkesir Belediye Başkanı’ndan sözü verilmiş olan bilgisayar ödüllerini almalarını engellemesine, şahsıma yalan ve iftira atmak suretiyle Bilsem kurumundan doktoralı bilim öğretmenini durduk yere kovdurup öncesinde de iki yıl boyunca şahsıma "psikolojik şiddet" uygulaması da dahil beğendiği türlü çeşit mobbing uygulamalarına kadar...

ŞEHİT PROF. DR. İLHAN VARANK BİLİM VE SANAT MERKEZİ MÜDÜRÜNÜ KİM VEYA KİMLER KORUYOR? 

Bilsem müdürünün eşi İngilizce öğretmeni. Defalarca Bakanlığın yapmış olduğu Bilsem öğretmeni atama mülakatlarına girmesine ve Bakanlık yetkilileri tarafından Bilsem öğretmeni olması için yeterli kriterleri sağlamadığı gerekçesiyle, yani Bilsem öğretmeni olması için yetersiz biri demesine rağmen sürekli her sene ve hatta yaz okulu dahil Bilsem’de İngilizce öğretmeni olarak görevlendirmesi yapılıyor. Hatta pandemi döneminde uzaktan eğitim veriyor Bilsem öğrencilerine. Bilsem’in İngilizce öğretmen kadrosu bu nedenle olsa gerek, sürekli boş tutuluyor...

BALIKESİR MEM TORPİLİN BAŞKENTİ HALİNE GELMİŞ DURUMDA

Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürü Sayın Ali Tatlı. Bilsem’de 2 tane müdür yardımcısı kadrosu boşken müdür yardımcısı olarak görevlendirilmek istediğime dair dört adet dilekçe veriyorum, üç tane dilekçem muhtemelen çöp tenekesine gidiyor, bir tane dilekçeme ise püfürükten bir cevap veriyorlar...

İl Müdürü Sayın Ali Tatlı, bu olayı neden yapıyor?

Sırf, şahsıma mobbing yaptıranları ve şahsımı engelleyenleri kollamak adına...

BALIKESİR MEM'DE FETÖVARİ MAKAM HIRSIZI VAR

Dönemin Balıkesir Valisi Sayın Hasan Şıldak bilerek, isteyerek ve kasti olarak imza ve tercih yetkisini, Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi müdürünün engellemesine göz yumuyor.

Tam da Milli Eğitim Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği görevde yükselme yazılı sınavı üstü, rahatsızlanmam nedeniyle uzman doktorun uygun gördüğü istirahat raporunun usul ve fenne uygun olmadığı gerekçesi gibi bir sebeple, hem 20 yıllık kadrolu öğretmen olan şahsımı hem de istirahati uygun gören uzman doktoru rencide edici şekilde, apar topar, yine Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Bilim ve Sanat Merkezi müdürünün isteği ve Karesi İlçe Milli Eğitim Müdürü ile Sayın Karesi Kaymakamı’nın onayı ile, Karesi İlçesi’nde ilk ve tek olmak üzere, sağlık kuruluna gönderiliyorum.

Amaç; “usulsüz rapor kullanıyor, sahtekar öğretmen, bu yüzden Meryem Çıldır yönetici olamaz” algısı oluşturmak. Fakat sağlık raporum usul ve fenne uygun çıkıyor. Rencide edildiğimizle kalıyoruz. Bir tekzip veya özür elbette yok. Öğretmene verilen değer, toplumumuzda malumunuz…

Ellerinde hiçbir belge ve bilgi yokken utanmadan, sıkılmadan şahsıma suç isnad edebiliyorlar...

Tabii ki bu konuda tüm yasal ve hukuki haklarımı sonuna kadar kullanacağım.

Daha sonra püfürükten soruşturma ile “kurumların huzur ve sükunetini bozma” suçundan İl Milli Eğitim müfettişlerinin düzenlediği bir rapor gerekçe gösterilerek Millî Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Sayın Mustafa Otrar’ın imzası ile Bilsem kadrom düşürülerek kurumdan kovuluyorum. Sayın Mustafa Otrar acaba bu raporu doğrulayan hiçbir saha araştırması yaptı mı? Bir bilim insanı olarak bu soruşturma raporunu doğrulacak kanıtlar var mı diye sorgulaması ve bir bilim öğretmeni olan şahsımın tertemiz sicilini bozmaya yönelik olarak başlatılan soruşturmanın görevden atılmamla ikinci bir cezanın daha şahsıma verilmiş olması haksızlığına imza atmanın sorumluluğunu hissetmesi gerekmez miydi? 

Ayrıca, defalarca yazılarımda dile getirdiğim makam hırsızlığı hakkında herhangi bir araştırması veya soruşturma başlatmışlığı var mıdır? 

Yok, hiçbir araştırma yapmadan, noter gibi attı bir imza da, oldu, bitti, gitti, maşallah mı?

KARESİ İLÇESİ ALİ HİKMET PAŞA ORTAOKULU’NA ATAMA ADI ALTINDA SÜRÜLDÜM

Okulda dersine girdiğim sınıfların  matematik dersi başarı ortalamasını %7'den %36’ya çıkardım, 3-4 ay gibi kısa bir sürede...

Bu başarım da cezasız kalmadı…

KAFAMA FUTBOL TOPU SALDIRISI DÜZENLENDİ 

Ve yaklaşık bir aydır kafa travması ve baş dönmesi şikayetlerim hiç bitmedi, her geçen gün artarak devam ediyor ve uzman doktorlar göreve bu halimle başlamamı uygun görmedikleri için istirahat veriyor...

Başka bir yönden de bakıldığında, alınması hukuken zorunlu olan iş güvenliği ve sağlığı tedbirleri bilerek, isteyerek ve kasti olarak alınmıyor...

Ve daha önce olmadığı halde, saldırıya uğramam nedeniyle ortaya çıkan sağlık sorunlarım ile boğuşurken bir de, istirahat raporlarımı Ali Hikmet Paşa Ortaokulu müdürüne gönderdiğim halde, kendisi yerime matematik derslerine öğretmen görevlendirmesi yapmıyor. Kurumda benden hariç altı tane matematik öğretmeni olduğu halde, 8. Sınıf LGS öğrencilerinin bilerek, isteyerek ve kasti olarak derslerini tam üç hafta boyunca boş tutuyor.

İki tane veli de şahsımı Cimer’e şikayet ediyor, iyi mi? Trajedik olaylar zinciri...

Neymişşşş? Meryem öğretmen çok rapor kullanıyormuş… Okulda saldırıya uğradığımdan haberleri yok herhalde…

Ve dahası var, ben iyileşip görevime henüz dönememişken, anında, Ali Hikmet Paşa Ortaokulu’ndaki görevlendirmem son buluyor ve ikamet adresime tam 32 km. uzaklıktaki bir köy okuluna görevlendirmem yapılıyor.

Üstelik, Balıkesir Valisi Sayın İsmail Ustaoğlu’nun imzası ile...

BALIKESİR VALİSİ SAYIN İSMAİL USTAOĞLU’NA SORMAK İSTİYORUM; 

SİZ GERÇEKTEN SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZIN TALİMATLARI DOĞRULTUSUNDA MI TÜM BUNLARI YAPIYORSUNUZ?

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan size; Milli Eğitim Bakanlığında senelerdir görevli doktoralı akademisyen uzman bilim öğretmeni ve aynı zamanda EKYS’yi kazanmış başarılı bir kadın öğretmeni fetövari mobbinglere ve engellemelere uğratılmasına imza atarak makam ve kariyer hakkını elinden alın, yalan ve iftiralar ile Bilsem’den kovdurun, arkasından görevlendirme gittiği okulda şiddetli bir futbol topu saldırısına uğramasına rağmen, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini almayan tüm sorumlular hakkında gerekli soruşturmaları açmak yerine, daha sağlığına bile kavuşamadan, görevine yeniden başlayamadan, apar topar, 32 kilometre uzaklıktaki köy okuluna sürgün edin diye mi talimat veriyor?

Sayın Cumhurbaşkanımızın böyle bir yazılı talimatı varsa Sayın Balıkesir Valimizden ricam, lütfen bu yazılı talimatı kamuoyu ile paylaşması...

Balıkesir'de, torpilci makam hırsızları yüzünden can güvenliğim de maalesef kalmadı.

Ve uğramış olduğum futbol topu saldırısı ile alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri bilerek, isteyerek ve kasti olarak alınmadığından dolayı, tam bir aydır çok sevdiğim öğretmenlik mesleğimi yapamıyorum.

Ve hala sürgün yemeye, mobbinge uğramaya ve bir kadın öğretmen olarak şiddet görmeye devam ediyorum. Hem de Valilik onayı ile, hem de Sayın Cumhurbaşkanımızı temsilen… Bu açıdan bakılırsa, yaşadıklarımın vehameti daha net ortaya çıkacaktır kanaatindeyim.

Sayın Balıkesir Valimize son olarak şunu söylemek istiyorum; Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ya tüm bu yapılanlardan ve torpilci makam hırsızlarından haberi olmuş olsa acaba bu faillerin halleri nice olurdu?

Zaten amaç; sessiz, sedasız bu işi halletmek  ve oldu bittiye getirmek. Zaten o yüzden tüm Balıkesir yerel basını 200'e yakın köşe yazısı yazmama rağmen sus pus. Çıtları dahi çıkmıyor.

O yüzden sürekli yerel basından ve Kamu haber sitelerinden sansür yiyorum ve köşe yazılarım her mecradan apar topar siliniyor.

Amaç, Balıkesir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yetki alanındaki  torpilci müdürlerin uyguladığı mobbingleri ve maalesef makam hırsızlığını, Sayın Cumhurbaşkanımızın duymaması. Bu konuda ellerinden geleni yapıyorlar ve eminim ki, tüm makam ve mevki yetkilerini de sonuna kadar kullanıyorlar.

Fakat burada çok önemli bir sorun daha var… Sayın Cumhurbaşkanımızın bu makam hırsızlığını duymasını engellemekle, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a bilerek, isteyerek ve kasti olarak duyurmayanların görev ve sorumluluklarını tam olarak yerine getirmedikleri anlamına gelir...

Gayri, kazara, Sayın Cumhurbaşkanımız bu yazımı okursa...

Sayın Cumhurbaşkanımızın haber alma hakkını kısıtlamak neymiş, Bilsem öğrencilerinin doktoralı bilim öğretmeninden haketmiş oldukları eğitim öğretim haklarını ellerinden almak neymiş, Sayın Cumhurbaşkanımızın emir ve talimatları bu konuda neymiş o zaman hep birlikte görürüz...

Elbette, bu yazımı yayınlayacak cesarette, Türkiye'de gerçek bir gazetecilik anlayışı ile gazetecilik yapan kurum ve kuruluşlar varsa...

Saygılarımla.

Dr. Meryem ÇILDIR