Ahlakın bittiği yerde deprem ölüm saçar

Türkiye 06.02.2023 tarihinde sabaha karşı çok büyük bir depreme uyandı. 11 ilimizde yıkılan evler, yarılan yollar on binlerce ölü, on binlerce yaralı ve enkaz altından gelen haykırışlar. Türkiye olağanüstü bir durumdan geçiyor. Böyle bir durum yaşarken ne hikmetse yağmacılar deprem bölgesine akın yağmalıyor, hırsızlık olayları ve yol kesmeler ayyuka çıkıyordu. 

Bunca insanın ölümüne sebep olan binaları yapan müteahhitleri elbette yargılayacağız. Ama 3-5 müteahhitin üstüne suçu atarak bu olayları örtemeyiz. Kaçak yapıya izin veren belediyeler, imar barışı yapan siyasetçiler, rüşvetle uygunluk belgesi verenler, bu düzene sessiz kalan liderler. Bunları yok sayamayız. 

Bu düzen artık değişmeli ve siyasi, ticari ahlak geri gelmelidir. 

İster istemez aklımıza rahmetli Erbakan hocanın sözü geliyor. Rahmetli hocamız “önce ahlak ve maneviyat” diyordu. Bugün bu sözün önemini daha çok anlıyoruz.  Hatırlayınız, İzmit Körfez geçişi asma köprüsünde “Catwalk” olarak bilinen halatın kopmasından kendisini sorumlu tutan 51 yaşındaki Japon mühendis Kishi Ryoichi intihar etmişti. Onurlu ve bir o kadar da ahlaklı olan Japon mühendisi yetiştiren eğitim sistemi ile yıkılan binaların mühendislerini yetiştiren eğitimi karşılaştırınca öne çıkanın ahlaksızlık olduğunu görmemek imkânsız. Hangi işi yaparsanız yapın önce ahlak sonra maneviyatlı olursanız bunun gibi pek çok olayı minimize ederiz. İşte tam da bu yüzden ahlaklı nesil yetiştiren Anadolu Gençlik Derneği(AGD) çok önemli. 

Her ne kadar Saadet Partisi’ne gerici ve yobaz yaftası yapıştırılsa da bilim adamlarının maneviyatlı oluşunu savunmasında ki haklılık payı bugün yaşanan depremlerde haklılık payı daha bir öne çıkmaktadır. “Mümin iki defa aynı delikten ısırılmaz” mealindeki hadis-i şerif olmasına rağmen her depremde aynı acıları yaşıyorsak burada yapılan yanlışları sorgulamak, siyaset yapıyor diye algılamamak gerekiyor. Siyaset bir bilim dalıysa ve adam idare etme sanatı olarak nitelendiriliyorsa; hayatımızın her alanında siyaset bulunmaktadır. 

Gerçekleri yazması gereken gazeteci ve rant uğruna algı oluşturan televizyon kanalının ahlaklı olduğunu düşünmüyorum. Oy için her şeyi mübah gören siyasetçi, halkı dolandıran esnaf, eğitimi ranta dönüştüren eğitimcinin de ahlaklı olduğunu düşünmüyorum. Aslında toplumun her alanında ahlaksızlık almış başını gitmektedir. Deprem sadece evleri vurmuş değil ki, ahlaksızlıkta da 9 şiddetinde deprem yaşamaktayız. 

Ahlaksızlıkta 9 şiddetinde deprem yaşamamış olsaydık bugün 11 ilde yaşanan felaketin boyutları bu kadar büyük olmayacaktı. Görevini ahlaklı yapan topluluklarda bu kadar büyük musibetler olur muydu? Yandaki apartmanın duvarını kendine duvar yapmış, iki tuğlanın hesabını yaparak eşi benzeri görülmemiş hırsızlığa imza atan bu müteahhite ahlaklı diyebilir miyiz? 

2018 yılında çıkarılan imar affına baktığımızda deprem olan on ilde toplam 294 bin kaçak yapı affedilmiş. Bunların depreme dayanıklı olup olmadığı kontrol edilmeden ruhsata bağlanmış. 294 bin kaçak binanın ne kadarı yıkılarak bu insanların mezarı haline geldi? Ahlaksızlık; yapanda mı, göz yumanda mı, yoksa affedende mi? Çıkın işin içinden çıkabiliyorsanız.