HESAP GÜNÜ

Günün birinde bir fakir bir sebepten dolayı zengin birinin kabrine ilk gece girer ve orada sabahlar. Sabaha kadar tek malı üç beş metre olan urganın hesabını veremez. Nereden aldın, nasıl aldın gibi. Sabah olup kabirden çıkınca bu insanlar bu kadar malın hesabını nasıl verecek ben sabaha kadar bir urganın hesabını veremedim der.

Bu kıssadan herkes üzerine düşüne alması gerekir. Elimizdeki varlıkları nasıl ve ne şekilde elde ettik, onları nerelerde kullandık elbet hesap vakti gelecek.

İşte; sürekli hak, hukuk, adalet dememizin sebebi bu. Kim nasıl kazanıp nasıl harcadığının hesabını er geç verecek.

Yine çok bilinen bir hikaye vardır. Adamın biri bir arabaya biner ve arabada parasını çaldırır. Şoför ücretleri isteyince ne dese inandıramaz. Hırsız insafa gelir ve adamın yol ücretini verir. Herkesin gözünde bir anda hayırsever biri oluverir hırsız.

Kazandıklarımızı helal yoldan kazanmaz ve haram yola meyledenlere sesimizi çıkarmaz ve hatta başımızın üzerinde gezdirirsek hesap vakti herkes bunun hesabını ayrı ayrı verecek emin olun.

Banane hırsızlık yapan o, deyip kenara çekilemeyeceğiz ve o hesabını verirken bizlerde sessiz kalmamızın, yenen haklara göz yummamızın hesabını vereceğiz. 

Hak, hukuk ve adaletten ayrılmamak, yapılan haksızlıklara göz yummamak ve çaresizin hakkını koruyanlardan olabilmek duası ile.

SELAMETTE OLUN SELAMETLE KALIN

SABRİYE TÜRKMEN KAYA