Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TBMM grup toplantısında, AKP'nin Filistin meselesinde takındığı işbirlikçi tutumu yerden yere vurdu.

İYİ Partide Yeni Başkan İçin Karar Günü İYİ Partide Yeni Başkan İçin Karar Günü

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, TBMM grup toplantısında “ İsrail'le ilgili ambargolar bütünüyle geri gelmeli. Bizim hükümetimiz de elden ele dolaşıyor halkı İsrail’i destekleyen firmaları boykota çağırıyor değil mi? Ya arkadaşlarımız çıkardılar, o firmalardan bir çoğu Oracle dahil kamu ihalelerine gidip devletten para alıyorlar. Duydum ki, TBMM Başkanı da Coca Cola boykotuna başlamış, arkadaşlar bırakın bırakın, şovu bırakın. Boykotu bu halk yapar. Siz devlet olarak İsrail’e destek veren firmalara gerçekten bir müeyyide uyguluyor musunuz? Çıkarın listeyi, şu firmalar devlet ihalesine giremez, kamu kurumlarında şube yer açamaz Starbucks gibi, öğrenci yurtlarına giremez, üniversitelere giremez, devletin denetimindeki hiçbir yere bu ürünler girmeyecek diye karar deklere edin, bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi gece yarısı yayınlayın. Halk da bilsin ki ‘siz protesto ediyorsunuz biz de edelim’ desin" dedi.

Saadet Partisi- Gelecek Partisi ortak TBMM grup toplantısı bugün yapıldı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu toplantıda şunları söyledi:

“Tarihi kopuk kopuk okuyan bir Arap ne kadar yanılıyorsa tarihi kopuk kopuk okuyan bir Türk de o kadar yanılıyordur. Bunlara tarihi öğretmek lazım… Şimdi karşımıza çıkmış ‘bize ne  Gazze’den…’ Git bunu, sağ olsa da Mustafa Kemal’e sorsaydı, Ali Fuat Paşa’ya sorsaydı ‘ne işiniz vardı  Filistin ’de Gazze’de’ diye? Sorabilir misin? Bütün Doğu Akdeniz’in bütün limanlarına bütün çevresine donanmalar dizilmiş ‘Ne işimiz var Gazze’de…’

“SOLCU GEÇİNENLER, BİRAZ ŞİİR BİRAZ TARİH OKUYUN ONDAN SONRA FİLİSTİN’İ KONUŞALIM”

Bunlar da sol gelenek içinden geldiğini söyleyip Filistin meselesi ile ilgili görüş beyan ediyor. İsimlerini vermek istemiyorum. Hepsi kendilerini bilirler. Geçen gün birisi televizyonda ‘Zaten Davutoğlu’nun bu mantığı ile Orta Doğu’da sıkıntı yaşadık’ diyor. Mesele sadece Müslümanlık meselesi değil insanlık meselesi. Onlara da büyük bir şairden bahsedeceğim. Mahmut Derviş, Filistin şairi bilinir. Daha 7 yaşındayken sürgün edildi 1948’de  Batı Şeria’da… Filistin deyince akla o gelir. Ben kime benzetiyorum biliyor musunuz? Bu solcu geçinenlere söylüyorum. Biraz şiir biraz tarih okuyun ondan sonra Filistin’i konuşalım. Nazım Hikmetle… Aralarındaki fark şudur, Nazım Hikmet kendi ülkesindeki otoriter bir rejimle muhalefet yaşadı. Ama Kuvayi Milliye’yi yazdı, Memleketimden İnsan Manzaraları’nı yazdı. Bu toprağa aitti. Bir baskı gördü Sovyetler Birliği’ne gitti. Orada da tam kendi isteğini bulamadı. Çileli bir hayat. İşin ilginci, Mahmut Derviş işgal edilmiş bir toprakta işgalcilere karşı bunları yazdı. 2002 Uluslararası Nazım Hikmet ödülünü aldı.

“EMİNİM NAZIM HİKMET YAŞASAYDI GAZZELİ KIZ ÇOCUKLARINA SAHİP ÇIKARDI, BUNLAR GİBİ TATLI SU SOLCULARI OLMAZDI O”

Davutoğlu Filistinli şair Mahmut Derviş’in “Yürüyenler Eğreti Sözler Arasında” şiirini okuyarak, “Sanki bunu okuyunca bana saldıran, bizi savaş düşkünü olarak takdim etmeye çalışan birtakım tatlı su solcuları var ya onlara hitap eder gibi. Diyor ki ‘Siz gidin danslı, yemekli akşam partisine’ sonra akşam partisinden sonra açın CNN ınternatıonal’ı dinleyin İsrail propagandasını ve ertesi gün ‘Ahmet işine bak’ gibi bana mesaj yazın öyle mi? Sizin hepinizle hesaplaşmaya hazırım. Çünkü sizde tarih bilinci olmadığını da biliyorum siz de kimlik bilinci olmadığını da biliyorum siz de insani vicdan olmadığını da biliyorum.

Davutoğlu, şair Nazım Hikmet’in “ Kız  çocuğu” şiirini de okudu. Davutoğlu, “Eminim Nazım Hikmet yaşasaydı bunlar gibi davranmayıp Gazzeli kız çocuklarına sahip çıkardı. Bunlar gibi tatlı su solcuları olmazdı o. Gazzeli çocuklar vicdan kapımızı çalıyor susan vicdansızdır. Teslim olan vicdansızdır. Bütün bu şartlarda ‘ateşkes erken’ diyenler vicdansızdır.

“BOYKOT ETTİKLERİ BİRÇOK FİRMA KAMU İHALELERİNE GİDİP DEVLETTEN PARA ALIYORLAR”

İsrail’le normalleşme derhal durdurulmalı. 1967 savaşı sonrası İslam İşbirliği Teşkilatı’nın İsrail’le ilgili ambargolar bütünüyle geri gelmeli. Bizim hükümetimiz de elden ele dolaşıyor halkı İsrail’i destekleyen firmaları boykota çağırıyor değil mi? Ya arkadaşlarımız çıkardılar, o firmalardan bir çoğu Oracle dahil kamu ihalelerine gidip devletten para alıyorlar. Duydum ki, TBMM Meclis Başkanı da coca cola boykotuna başlamış, arkadaşlar bırakın bırakın, şovu bırakın. Boykotu bu halk yapar. Siz devlet olarak İsrail’e destek veren firmalara gerçekten bir müeyyide uyguluyor musunuz? Çıkarın listeyi, şu firmalar devlet ihalesine giremez, kamu kurumlarında şube yer açamaz Starbucks gibi, öğrenci yurtlarına giremez, üniversitelere giremez, devletin denetimindeki hiçbir yere bu ürünler girmeyecek diye karar deklere edin, bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi gece yarısı yayınlayın. Halk da bilsin ki ‘siz protesto ediyorsunuz biz de edelim’ desin. İsrail’in bölgede tümüyle izole edilmesi lazım. Hava sahalarını kapatın. Petrol sevkiyatını durdurun. Batılı ülkelere net bir tarih verin ve soykırımın durdurulmaması halinde 1973 petrol ambargosu benzer uygulamalara gideceğinizi söyleyin. İnsani yardımlar için Sina’nın BM tarafından güvenli bölge ilan edilmesini sağlayın. İşte arkadaşlarımız İsmaliye’den Refahiye’ye geçemediler. Gazze giriş kapısı Kerem Şalom’un BM derhal devredilmesi lazım. Bütün kontrol l İsrail’de kefen bezine izin veriyor ama ilaca izin vermiyor. Soykırımla ilgili olarak uluslararası ceza mahkemesine başvuru yapılsın.

“AK PARTİ KİTLELERİNE SESLENMEK İSTİYORUM, BİZLER AYNI DAVA VE İLKELER İÇİN YOLA ÇIKTIK”

Bir kez daha hükümete ve yetkililere sesleniyorum, muhalefet ve sivil toplum ile eş güdüm halinde Filistin politikası yürütün. Biz kimseyle mutlaka şu surette görüşelim çabası içinde değiliz ama bize bari engel olmaması için yürüttüğümüz çabaların Türkiye Cumhuriyeti devleti ile koordineli yürütülmesi açısından bunu bir devlet görevi olarak görüyorum… AK Parti kitlelerine de seslenerek  ifade etmek istiyorum, bizler aynı dava ve ilkeler için yola çıktık. Aynı temaları vurguları temaları işledik. Geniş muhafazakar kesimleri üzerinde yukarıdakilerin bir bildiği vardır deyip susmayın yukarıdakilerin bazen bildikleri değil, çekindikleri olabilir siz onlara ne yapılması gerektiğini gösterin. Gün yaylaya çıkma vakti değil, gün her an her nefeste Gazze için ne yapabilirim sorusunu sorma vaktidir.”