Papa Francis’in, Hristiyanlık için sembolik öneme sahip İznik Konsili’nin 1700. yılı bahanesiyle Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret, dünya medyasında günlerce süren bir şölen havasında sunuldu.

Papa’nın Türkiye ziyaretini “tarihi an” diye parlatan küresel ve yerel medya düzeni karşısında Millî Gazete, yarım asırlık çizgisine sadık kalarak oyunu bozdu. Erbakan Hoca’nın izindeki bu duruş, “Bu ülke sahipsiz değil” dedirtti.

Küresel manşetler “diyalog”, “barış”, “kardeşlik” kelimeleriyle süslenirken, ziyaretin arka planındaki siyasi, dini ve kültürel hesaplar özenle perdelenmeye çalışıldı.

PAPA'YA KIRMIZI HALI, HAKİKATE KARARTMA

Türkiye’de ise tablo çok farklı değildi. Ekranlar, köşeler, sosyal medya hesapları aynı merkezden çıkmış gibi tek bir dili tekrar edip durdu: “Tarihi ve olumlu bir ziyaret.”

İşte tam bu noktada Millî Gazete, yıllardır sürdürdüğü istikametini bozmadı; kalabalığın alkış tuttuğu yerde hakikatin zor sorularını sormayı tercih etti.

" BİN 700 YIL SONRA HAÇLI BİRLİĞİ İÇİN İLK ADIM" DEMEK CESARET İSTER

Millî Gazete, Papa’nın Türkiye ziyaretini başından sonuna kadar sadece “protokol ziyareti” gibi görmedi.

Papa Geldi, Gitti; Türk Medyası Uyurken Millî Gazete Ülke Nöbetinde Kaldı55

Geliş amacını, kullanılan sembolleri, verilen mesajları, tercih edilen mekânları ve arka plandaki tarihsel kırılmaları bir bütün olarak değerlendirdi.

HER TÜRLÜ PAPA'YA KARŞI...

Bu duruşun özeti aslında çok net: Papa’nın gelişine de, getirdiklerine de, en önemlisi götürdüklerine de karşı…

Bu karşı çıkış, kimsenin inancına hakaret değil; emperyalizmin dini argümanlar üzerinden yürüttüğü yumuşak güç politikalarına, kültürel işgale ve inançların sulandırılmasına karşı bir uyanıklık çağrısıdır.

MİLLİ GAZETE: ERBAKAN HOCA'NIN İZİNDE MEDYA NÖBETİ

Millî Gazete, bu tavrını tek başına geliştirmiş bir yayın organı değil; temelini 54. Hükümetin Başbakanı Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın fikir dünyasından alan bir çizginin mirasçısıdır.

Erbakan Hoca, yıllar önce Papa’ların, Vatikan’ın ve Batı’nın dinî söylemler arkasına gizlenmiş siyasi hedeflerini anlatırken bugün yaşananların da çerçevesini çizmişti.
Millî Gazete, bu mirası manşetine taşıyarak aslında şunu ilan etti:

“Bu ülkede Papa’nın her adımını sorgusuz sualsiz alkışlamayan, arka plandaki hesabı gören ve göstermekten çekinmeyen bir gazete var.”

Ziyaretin “sinsi amaçlarını deşifre eden” manşet, sadece o güne değil, tarihe düşülmüş bir nottur.

Millî Gazete, bu son Papa ziyaretinde de:

  • Gündemi takip etmekle yetinmedi, gündemi sorguladı.
  • Resmi metinlere değil, satır aralarına baktı.
  • Küresel rüzgârlara kapılmak yerine kendi hakikat pusulasını kullandı.

Papa, geldi işini yaptı ve gitti… Bizim mahallede ise inanılmaz bir kafa karışıklığı yaşandı sakin ol muhafazakâr! “Papa”yı eleştirdik…

​Milli Gazete Ercan Özcan şunları kaleme aldı:

Papa, geldi işini yaptı ve gitti…

Yani o görevini ifa etti.

Bu süreçte, bizim mahallede ise inanılmaz bir kafa karışıklığı yaşandı.

Takip edenler görmüştür, Papa’nın gelişini ve geliş amacını gündemde tutan ve eleştiren neredeyse sadece Millî Gazete vardı

Zira biz bunu yarım asırdır yapıyoruz.

Yani etimizle, kemiğimizle her türlü Papa’ya da gelmesine de getireceğine de ve en önemlisi götüreceğine de karşıyız.

Adliyeden 147 Milyon TL'lik Vurgunda Bakanlık Harekete Geçti: Firariler İçin Kırmızı Bülten Talebi
Adliyeden 147 Milyon TL'lik Vurgunda Bakanlık Harekete Geçti: Firariler İçin Kırmızı Bülten Talebi
İçeriği Görüntüle

Ancak anlaşılmaz bir şekilde, “Papa’yı ve gelişini eleştirenleri eleştiren” bir kitle peydahlandı.

Hem de bizim mahallede.

İnanılır gibi değil!

Ne tür mide ilacı kullanırlar bilinmez hazmetmek için ama kendilerinin hazmetmesi yetmezmiş gibi bizlerin de üzerine üzerine geldiler.

Bu topluluk hem de cami cemaati diyebileceğimiz bir kitlenin arasından peydahlandı.

Bu arkadaşlara kısaca “muhafazakâr” diyebiliriz sanırım…

Neleri “muhafaza” ettiğinin farkında olmayan muhafazakâr!

Sen ne söylediğinin farkında mısın?

Papa’nın, şehit kanıyla sulanmış bu topraklar üzerinde “attığı her adıma karşı çıkanları” eleştiriyorsun.

Yani durduğun yer Papa’nın yanı ama farkında değilsin, vaziyet bu!

Ey muhafazakâr!

Neyi muhafaza etme telaşındasın!?

Dur ve aynaya bak!

Hatta kafanı duvara vur ve kendine gelmeni bekle.

Yanlış şeyleri muhafaza etme gayretindesin muhafazakâr!

Dikkat et!

Gittiğin yol, Papa’nın açtığı patika.

Bari sus!

Kalmışsa içindeki şuurun üzerini kazı ve kendine dön.

Konuşulana, yazılana bir bak, tahlil et.

Ne söyleniyor.

Tamı tamına “1700 yıl” sonra, bir de harflerle yazalım “bin yedi yüz yıl” sonra, ne oldu da Hristiyan birliğine ev sahipliği yapma kararı aldık.

En akıllısı siz misiniz?

Sabah akşam TRT’de izleyip kılıç kuşandığın tarih dizileri var ya o dizileri iyi izle.

Ne Selçuklu ne Osmanlı ne de Cumhuriyet döneminde bu adımlara müsaade edilmemiştir.

İster en güçlü dönemimizde olalım isterse bizi “hasta adam” olarak tarif ettikleri o günlerde…

Bu Haçlı zihniyetine ev sahibi olunmamıştır.

Yani ortada değişen, dönüşen biri varsa o da sensin muhafazakâr!

Bizler 1700 yıldır durduğumuz yerdeyiz.

Elinizde bitmek tükenmek bilmeyen kılıfla dolaşıyorsunuz!

Açıkta bir vukuat bırakmamak için kendinizi paralıyorsunuz.

Her gördüğünüz rezalete, “ihanet kılıfı” bulmak da ayrı bir seviye, ayrı bir meziyet!

Yine kafa karışıklığı yaşıyorsunuz!

Papa’ya karşı olan Erbakan Hoca’ydı.

Papa’nın yoldaşı sizin eski hocanız.

Cennetmekân Erbakan Hoca’ya birisi sordu:

“Siz İstanbul'u Bizans alacakmış gibi, Pontus tazelenecekmiş gibi evhamlar üretiyorsunuz. 5 asırdır İstanbul'da ezanlar okunuyor” dedi.

Erbakan Hoca cevaben dedi ki: “Endülüs'te de 8 asır okunmuştu o ezanlar, nerede şimdi?”

Önce TRT’nin haber bülteninde “İznik’teki Hristiyan birliği gövde gösterisini”,peşi sıra da yine TRT’de “Haç ile Hilal’in savaşı”nı izleyince beynin sulanmış olmalı!

Nedir bu halin Allah aşkına muhafazakâr?

Bir yanında Apo, bir yanında Papa!

Kendine gel!

Bu Bir İlandır