Muhalefete operasyon çeken kim?

 Amerika’yı dizayn eden şirketokrasi sanmayın ülkemizde hem iktidarı hem de muhalefeti dizayn etmiyor.  Bunu nasıl yapıyorlar diye sorduğunuzu düşünerek size şöyle ifade edeyim. 

Sahte bayrak ifadesini bilir misiniz? Gizli örgütlerin ya da istihbarat örgütlerinin halkı kışkırtmak ya da yönlendirmek amaçlı kendi yaptıkları bazı olayları hedefteki kişiler yürütüyor gibi göstererek kamuyu aldatmak için tasarladıkları gizli operasyonlardır. Bu durum sadece savaş esnasında yapılan bir hile değildir. Barış zamanında da buna benzer hilelere başvurulmuştur.

 Örnek vermek gerekirse İstihbarat dünyasında en büyük sahte bayrak operasyonlarından birisini 1960-64 yıllarında Hindistan’da Amerikan Merkezi Haberalma Örgütü CIA Duanne Cleridge (1968-72’ CIA Türkiye görevlisi) önderliğinde yapmıştır. 

Hindistan’da Kongre Partisi’ne karşı güç kazanan ve seçimleri alma ihtimali baş gösteren Hindistan Komünist Partisi’ne (IKP) karşı, parti içi muhalif bir kanada Çin Komünist Partisi kimliğiyle yanaşan Amerikan ajanları, dünyanın (daha sonra Asya’da, Avrupa’da tabii Türkiye’de pek çok Maocu partinin kuruluşuna model olacak) ilk Çin yanlısı, Maocu komünist partisinin (IKP-Marksist Leninist) kurulmasına vesile olmuş, böylece Kongre iktidarı karşısında sol oyların bölünmesini sağlamışlardır.( https://tr.wikipedia.org/wiki/Sahte_bayrak)

Aslında biz bu duruma hiç yabancı değiliz. Refah partisinin rüzgârı yakaladığı dönemde, millî Görüş’ün içerisinden muhalif bir kanat çıkartılıp, parti kurdurulmuş ve Refah Partisi bölünmüştür. Bu konu hakkında Abdurrahman Dilipak’ın; CIA Ortadoğu şefi Graham Fuller bana geldi” dediği bir itirafı da mevcuttur. Günümüzde Millî Görüş’ün önünü kesmek için Yeniden Refah Partisi kurulmuş ve Cumhur ittifakına yama yapılmıştır. Şimdi ise CHP’yi bölüp dizayn etmeye çalışıyorlar. Ekrem İmamoğlu’nun CHP’nin başına gelmek için yapmış olduğu çalışma, bana ahde vefanın siyasette olmadığını gösterdi. Bu durum; bize koltuk sevdalıları değil, millet sevdalısı siyasetçilerin gerekli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bunun adresi ise Saadet Partisinden başka bir yer değildir. 

Şu bir gerçek ki; medya vasıtasıyla üzerimize oynanan algılara inandığımız ve kandığımız sürece, Amerika ve AB bizi yönetmeye, yönlendirmeye devam edecektir. Biz ülke olarak AB’ye giremedik ama AB’nin ne kadar zararlı şeyleri varsa bize girmiş bulunmaktadır. Dolayısıyla önce ahlakımızı sonra ise ekonomimizi bozdular. Borcu olan yumuşak lokma haline gelen bir ülke olduk. Bunun tek bir sebebi var. Muhakeme edemeyen, düşünmek istemeye, sadece menfaatini düşünen toplulukların yüzünden bu haldeyiz. Uygulanan ılımlı İslam projesiyle, şekilsel İslam’ın içeriksel İslam’a baskın geldiği bir dönem yaşıyoruz. Ülkemiz üzerinde ABD ve AB büyük oranda söz sahibidir. Fabrika ayarlarımıza dönmediğimiz sürece, partiler bölünecek, belirli kesim zenginleşecek, bizim kaderimize hep fakirlik düşecektir. 

Eğer İslam seni uyandırmıyorsa, köle olarak yaşamaya devam edersin.