Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın düzenlediği 29 Ekim resepsiyonuna ve gün boyunca düzenlenen törenlere MHP lideri Devlet Bahçeli katılmadı. AKP’li Şamil Tayyar, Bahçeli’nin bu tutumunun AKP’ye karşı bir boykot olduğunu açıkça kabul etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetiyle 29 Ekim resepsiyonu dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlendi.

Düzenlenen resepsiyona Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun katılması dikkat çekerken, MHP lideri Devlet Bahçeli, 29 Ekim resepsiyonuna ve gün boyunca düzenlenen törenlere katılmadı.

Bahçeli'nin resepsiyona katılmaması gündem olmuş, bunun bir kriz olduğu kulis bilgisi olarak haberlere yansımıştı.

AKP'Lİ TAYYAR, 'MHP'NİN SESSİZ KÜLLİYE BOYKOTU' DEDİ

AKP’li Şamil Tayyar, sosyal medya hesabından konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Tayyar, Bahçeli’nin resepsiyona katılmamasının sebebinin AKP’ye karşı bir boykot olduğunu açıkça ifade etti. Öte yandan ilk kez bir AKP'li isim Bahçeli'nin resepsiyona katılmamasının bir boykot olduğunu açıkça kabul etti.

Tayyar, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi,

“MHP’nin sessiz külliye boykotu, cumhur ittifakı fay hattındaki birikmiş enerjiyi kademeli boşaltarak büyük bir yıkımı önlemek için fırsat olabilir.

Belki küçük bir molaya, biraz duraksayıp nefes almaya, yakın geçmişi muhasebeleştirip güven tazelemeye ihtiyaç var.

Zira, Devlet Bey’in de MHP yönetiminin de keyfini kaçıran Kıbrıs’tan çözüm sürecine, atamalardan İstanbul soruşturmalarına kadar olaylar dizisi hayli kabarık.

Devlet nizamına uymayan bir paralel yapının oluştuğunu ve siyasetin rotasını belirlediğini düşünüyorlar.

Naçizane, kişisel olarak katıldığım/katılmadığım tarafları var ama siyaset kurumunun kendi gündemine hükmedemediğini düşünenlerdenim.

Misal.

Türkiye her sabah bir operasyonla uyanırken, hükümet, yüzyılın konut projesi gibi önceliklerini pozitif gündemde tutamıyor.

Oysa, iktidar, oluşturulan gündemin rüzgârına kapılmak yerine, kendi oluşturduğu gündemin rüzgarıyla sağı solu sarsmalıydı.

Özetle.

Siyaset kurumu, iç ihtilafları giderip dizginleri eline almalıdır.”

Cumhuriyet’in 102’nci yılı dolayısıyla Külliye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ev sahipliğinde 29 Ekim resepsiyonu düzenlendi.

Etkinliğe katılan isimler kadar katılmayanlar da dikkat çekti. MHP’li hiçbir ismin resepsiyonda yer almaması, Kıbrıs seçimi sonrası Cumhur İttifakı’nda yaşandığı iddia edilen krizin derinleştiği yorumlarına neden oldu.

SELVİ'DEN AKP'YE BAHÇELİ UYARISI

Saray'ın sesi Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, bugünkü yazısında AKP’ye dikkat çeken bir uyarıda bulundu.

Selvi, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “kaybedilmemesi gereken” bir figür olduğunu vurgulayarak, Bahçeli’nin iktidar açısından kritik bir rol oynadığını belirtti.

Bahçeli’nin iktidar açısından kritik bir konumda olduğuna dikkat çeken Selvi, şu ifadeleri kullandı:

-Bahçeli ile mahkemelik olan bir gazeteci olarak bunları yazıyorum. Benim için şahsımdan önce ülkem gelir. Bahçeli’nin tavrı önemli. AK Parti’nin ve Türkiye’nin Devlet Bahçeli’yi kaybetme lüksü yoktur.

-Siyasi istikrarın sürmesi açısından Cumhur İttifakı ortaklığı çok önemli.

-Cumhur İttifakı’nda zaman zaman bu tür gel-gitler yaşandı. Ama Erdoğan ve Bahçeli’nin güçlü liderliği sayesinde bunlar aşıldı. Aşılmalı da.

Bu Anket İktidara Yakın Şirketin: Erdoğan ve Bahçeli’ye Destekçileri Bile İnanmadı
Bu Anket İktidara Yakın Şirketin: Erdoğan ve Bahçeli’ye Destekçileri Bile İnanmadı
İçeriği Görüntüle

Selvi, İmralı Süreci'ne dikkat çekerek “Özellikle de ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde ikinci aşamaya geçileceği bir sırada siyasi zaafa neden olacak en ufak bir şeye izin verilmemeli” dedi.

Bahçeli’nin partisini ikinci planda tutarak devlete öncelik verdiğini de söyleyen Selvi, “Devlet Bahçeli, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinde partisinin zarar görmesini göze alarak, ‘Önce devletim sonra partim’ düsturuyla hareket etti” ifadesini kullandı.

MHP’nin resepsiyona katılmamasını iki parti arasındaki gerilimi yumuşatmak için bir fırsat olarak gören AKP’li Şamil Tayyar, ise şu ifadeleri kullandı:

"MHP’nin sessiz külliye boykotu, cumhur ittifakı fay hattındaki birikmiş enerjiyi kademeli boşaltarak büyük bir yıkımı önlemek için fırsat olabilir.

Belki küçük bir molaya, biraz duraksayıp nefes almaya, yakın geçmişi muhasebeleştirip güven tazelemeye ihtiyaç var.

Zira, Devlet Bey’in de MHP yönetiminin de keyfini kaçıran Kıbrıs’tan çözüm sürecine, atamalardan İstanbul soruşturmalarına kadar olaylar dizisi hayli kabarık.

Devlet nizamına uymayan bir paralel yapının oluştuğunu ve siyasetin rotasını belirlediğini düşünüyorlar.

Naçizane, kişisel olarak katıldığım/katılmadığım tarafları var ama siyaset kurumunun kendi gündemine hükmedemediğini düşünenlerdenim.

Misal.

Türkiye her sabah bir operasyonla uyanırken, hükümet, yüzyılın konut projesi gibi önceliklerini pozitif gündemde tutamıyor.

Oysa, iktidar, oluşturulan gündemin rüzgârına kapılmak yerine, kendi oluşturduğu gündemin rüzgarıyla sağı solu sarsmalıydı.

Özetle.

Siyaset kurumu, iç ihtilafları giderip dizginleri eline almalıdır.

Bu Bir İlandır