Selam olsun ey halkım!
Şöyle kısa kısa bazı konulara değineceğim. Okursanız güzel olur, okumazsanız bunlar tarihe düşülen notlar olarak kayıt altında kalmış olacak. 
Hazırsanız başlıyorum…
***       ***          ***          ***
Çok parlak ekonomi bakanımızın  (Buradaki ince nüansa dikkat buyurun, parlak dedim! Neden dedim? Önceden Enerji Bakanıydı ve Kaynatası akpli çünkü) yeni yıl müjdesiyle uyandım bu sabah.
O müjde ne peki? Tabii ki KREDİ! En sevdiğim hediye. 
Devletim sağ olsun. Mariam gibi danışmanların sayısı artsın!
Devlet kademelerinde ailece katmerli maaşlarla safa sürenler çok yaşasın!
Birisi demiş ki;Mariam Kavakçı’nın CB danışmanlığına atanması konusunda gösterilen tepkilerin hemen tamamı “ifade hürriyeti” kapsamında elbet. Haklı nedenleri de var gibi. Ancak genç bir kızın yaşam biçimi, fotoğrafları vs. üzerinden bu kadar “linç” edilmesinde bir tuhaflık yok mu sizce?
Başında Osmanlı kavuğu beklemiyorduk tabi ki! Mesele genç bir kızın nasıl giyindiği nasıl pozlar verdiği değil! (bu da meseledir ama sosyolojik açıdan.) 
Mesele bu genç kızın danışman olacak kadar bilgi ve donanımının olup olmadığı!
***       ***       ***        ***
Devlet Bahçeli; “Ruh sağlığı yasasına ihtiyaç duyulduğunu düşünüyoruz. Bu alanda boşluk hâkimdir" dedi.
Bu düşünceli Baba Kurt’a ne kadar teşekkür etsek az. Ruh sağlığınızı bozuyoruz ama, sizi öyle yüzüstü bırakmıyoruz ve yasalarla bozuk ruh sağlıklarınızı koruma altına alıyoruz!Demek istiyor sanırım. 
Devletimiz sağ olsun.
***       ***        ***     ***
Birisi demiş ki; “Kimin nereye atandığı, kimin kimin akrabası, hısmı olduğu, kimin nereli olduğu umrumda değil, ben liyakata ve işe bakarım. Ben hep işime baktım, kendimi geliştirdim, çok okudum ve çok çalıştım.”
Yine birisi; Ben inşaat mühendisiyim. 1,5 yıldır işsizim. Kahramanmaraşta yaşıyorum ama mersin/erdemli de de kalacak yerim var. Çok iyi derecede ingilizcem var. Tecrübemde var. Yurtiçi/yurtdışı farketmez iş arıyorum. Bunu rt yaparak bana destek olurmusunuz? Demiş sosyal medyada.
(İngilizcenin ve tahsilin konuyla ne alakası var? Emmin dayın yok mu yukarıda? ) Demek istiyorum genç ve tahsilli işsizimize.)
Ve ekliyorum. 
Devletimiz sağ olsun. 
***      ***       ***       ***
Çelik Demiş ki (AA nın Sildiği Haber!); “Müttefik deyince, abd’nin aklına ilk olarak Türkiyenin gelmesi gerekir. Ama Deaş’tan müttefikimiz diye bahsetmesi büyük bir kırılmadır.”
(çok zoruna gitmiş yazık!)
Ne diyorduk?
Devletimiz Sağ olsun!
***       ***       ***        ***
Geçmiş zaman. Hızlı tarikatçıyım o vakitler.
Fakat tarikat içindeki bir takım bozulmaları da hala görebiliyorum (ne hikmetse)
Açıktan “Yahu bu nedir böyle olur mu? Neden bunlara izin veriyor hazret?” diyorum, bir kaç güvenilir dosta. Onların sarıldığı bahane şu;
"Ya sus Gudubet, tövbe de! Hazretin haberi yok ki bunlardan. Ona duyurmuyorlar!"
Yine o günlerde tasavvuf kitabı yutmuşluğum vardı (ve şehir efsanesi gibi kerametler dolaşırdı toplantılarda. Hazrete ait birçok mucize ile aradaki bağ güçlü tutulmaya çalışılırdı.)
Bir keramet vardı ki dilden dile dolaşan, hiç unutmam;
“Hazret gecenin bir vakti uyanmış aniden. Hanımı "hayırdır, ne oldu, niçin uyandınız efendi?" diye sormuş.
Hazret bir yandan tatlı tatlı gülümsüyormuş.
Demiş ki; "Hatunum, şapşik müritlerimden bir hanım, eşiyle cima sonrası gusül almış, saçları dolaşıkmış, tarayamamış, bizden himmet istedi, uykumuzdan uyandırdı."
(Yukarıdaki olayda “şapşik”kelimesi dışında uydurma ve abartı yoktur.)
Bu olayı ilk duyduğumda (daha saf olduğum zamanlar), duygulandım, ağladım ve Allah haricinde bir de hazretten korkmaya başlamıştım.
(sonra geçti )
Ayyuka çıkan haksızlıkları yüksek sesle dile getirmeye başladım ve tabi ışık hızıyla da aforoz edildim.
Niye kızdılar hala anlamam. Sadece "hamam sonrası saçını tarayan müritten haberi olan hazret, yapılan bunca haksızlığı nasıl bilmez?" demiştim sadece.
AKP müritleri de buna inanmıyor mu?
Dünyayı dize getirecek kadar güçlü bir lider fakat yalnız adam! Asla aksaklıklardan haberi yok!
Yahu bir insan bu kadar muhteşemse nasıl durmadan kandırılır?
Muhteşem değilse neden" evet burada hatalıdır! "denilemez!
***      ***      ***      ***
Mariam Kavakçı'yı da hazmederiz biz.
Poşetleri yuttuğumuz gibi (daha birçok şeyi) bunu da yutarız, alışırız, konu kapanır.
Futbol takımlarının borçları silinirken, çiftçiye faizli kredi imkânı sunacağını müjdeleyenleri alkışlarız.
Bazen bir tek insan bile olsa mücadeleye devam Gudubet diyorum. Bazen de “yahu değmezler, bırak! Bunlar böyle yönetimi fazlasıyla hak etmiş” diyorum.
Sorun var, ama diyenler, ortada sorun görmeyenler, ortadaki sorunu -kedinin kabahatini kuma gömmesi gibi gizleyenler, ortada sorun var diye yandan geçenler, ne sorunu ya sizin derdiniz reizin gitmesi! diyenler… 
Ülkenin minyatürü Palu ailesidir! İyi okuyun bu aileyi! Gerçekler acıtır evet!
Evet. Ülke kocaman bir Palu ailesi olmuş. Ama ben Müge Anlı değilim. 
Bu ülkede Müge Anlı’ların sayısı artmalı ve hatta Müge Anlı baş danışman olmalı bence. 
(çok ciddiyim)
***       ***       ***        ****
Gudubet Abla’nın Seçtikleri