Diyanet Camiasından Coronavirus Aşısı Beklenmesinin Nedeni

Doç. Dr. Ahmet GÖKGÖZ

Son günlerde dünya Coronavirus salgını ili boğuşuyor. Yıllardır finansal olayların neden olduğu krizler ile boğuşmaya alışmış insanlık biyolojik bir olayın neden olduğu kriz ile sersemledi ve ne yapacağını bilemez duruma geldi. Zira bu kriz finansal ve finansal olmayan her alanı etkisi altına aldı, her alanda işleyen sistemi felç etti. En önemlisi de bu kriz insanların sağlığını, yaşamını tehdit ediyor. Dünyanın değişik ülkelerinde insanlar kitleler halinde ölmekte ve insanlar evde çaresiz bir şekilde bir belirsizliği beklemekte.

Bütün ülkelerde olduğu gibi Türkiye de vatandaşlarının sağlığını korumak ve virüsün yayılmasını önlemek için önlemler alıyor ve uygulanması için çaba gösteriyor. Sağlık Bakanlığı aracılığıyla devlet yönetimi insanların mecbur kalmadıkça dışarı çıkmaması ve evde kalmasını telkin ediyor. Virüsten korunmaya dönük kamu spotları yayınlanıyor. Kamu hizmeti sunan devlete veya özele ait kurumlar, şirketler çalışma prensiplerini değiştirip insanların evde kalması veya evden işlerini görebilmesine yönelik düzenlemeler yapıyor. Bütün kademedeki okullar uzaktan eğitim yapmanın yollarını deniyor. Her kurum önlem aldığı gibi Diyanet de virüse karşı cemaatle namaz kılmayı yasaklamak, camileri kapatmak ve minarelerden dua etmek gibi önlemler alıyor.

Krizi en az hasarla atlatmak için evde kalan Türkiye, dış dünyaya açılan tek mecrası olan sosyal medyada kendini ifade etmeye ve sıkıntılı süreci kendi lisanları ile atlatmaya çalışıyor. Kriz anları insanların derinlerde kalan duygu ve düşüncelerin, öfke ve kızgınlıkların gün yüzüne çıktığı ve içinde biriktirdiklerini bir şekilde boşalttıkları buhran dönemleridir. Bu dönemde insanlar içindeki öfkelerinin faillerine musallat olmaya yatkındırlar.

Türkiye’nin evde olduğu bu dönemlerde sosyal medyada sınırlarını çizemeyeceğim bir kesim ile diyanet camiası arasında bir düello söz konusu. Bir kesim; diyanete o kadar bütçe ayrılmaktansa sağlık işlerine ayrılsaydı bu kadar sorun yaşanmazdı, o kadar imam var ve bu kadar bütçeleri var coronavirus aşısını niye bulmuyorlar, 150 bin imam bir doktor etmez gibi ironiyle ithamlarda bulunuyor. Diyanet camiası da yazılı ve videolu sosyal medya mesajlarında bu kesimi aşağılık ve hain olarak itham etmekte, dertlerinin İslam’la olduğunu ileri sürmekte, o kadar akademisyen ve doktor varken biz mi bulacağız diye sitemlerini dile getirmekteler.

Bu düelloda ithamların ve savunmaların haklılığı veya haksızlığı ile ilgilenmiyorum. İlgilendiğim nokta; son yıllarda insanlar neden sık sık diyaneti hedef tahtasına koyuyor? Neden sık sık sosyal ağlarda diyanet kapatılsın tarzı etkinliklere çok rastlıyorum? Diyanet bütçe ve kadro olarak bu kadar güçlüyken insanların dinden uzaklaşmasının nedeni diyanetin tutum, davranış ve politikaları olabilir mi? Konuyla ilgili birçok soru sorulabilir.

Coronavirus aşısını elbette diyanet camiası bulmayacak. Diyanet camiasından coronavirus aşısı beklemedeki ironinin nedeni diyanet camiasının son yıllardaki tutumu olabilir mi? Diyanet camiası karşı kesimi hainlik ve aşağılık ile suçlamayı bırakıp bu kadar düşmanlık kazanacak kadar acaba biz ne yaptık diye de düşünmeleri gerekmez mi? Dinden, camilerden uzaklaşan ve diyanete düşman kesilen bir kesimin oluşmasında şu hatalar yapılmış olabilir mi?

- Din görevlileri siyasal propaganda aracına dönmüş olabilir mi?

- Misyon dinin ihyasından çıkıp siyasetin ihdasına girmiş olabilir mi?

- Temsil olmadan tebliğ olmaz. Temsil kısmı ihmal edilmiş olabilir mi?

- Camia mensupları hain, aşağılık gibi peygamberi olmayan ötekileştirici bir dil kullanmış olabilir mi? Zira Hazreti Peygamber’in Ebu Cehil’e hain dediği hiç duyulmamışken.

- Her kesimden halkın vergilerinden ihdas edilen kaynaklar doğru kullanılmamış olabilir mi? Örneğin yöneticilerinden lüks makam araçları kullananlar olabilir mi?

Bu sorular uzatılabilir ve bu sorular böyledir, doğrudur diye de ithamda bulunmuyorum. Bu sorular diyanet camiasının genelini de kapsamıyor. Sadece özeleştiri yaparken bu soruları sormanızı rica ediyorum. Çünkü bir dini temsil ediyorsunuz, farklı görüş ve düşüncelere sahip halkın vergilerinden finanse ediliyorsunuz. Son olarak da farkında mısınız bilmiyorum. İstisnaları ayrı tutarak imamlarınızın önemli bir kısmının ardında namaza durmayı içine sindiremeyip camiden uzaklaşan büyük bir kesimin olduğunu hatırlatmak isterim.