“Çalış dedikçe şeriat, çalışmadın, durdun;

Onun hesabına birçok hurafe uydurdun.”

MEHMET AKİF ERSOY / Safahat

BASİT USUL VARAN 3 / MİKROPLAR

Tüm dünyayı saran ve ülkemizde de maalesef tek ekonomi yöntemi olarak uygulanan kapitalist sistemin 5 mikrobunu tanımak ister misiniz?

1.Faiz

2.Enflasyon

3.Develüasyon (paranın değerinin emirle düşürülmesi)

4.Haksız vergiler

5.Borç ekonomisi

1.Faizin olduğu yerde adalet, bereket ve üretim olmaz.

Faiz, çalışanın alın terinin karşılığı olan kazancı, çalışmayana vermektir. Faizin olduğu yerde zengin daha zengin, fakir daha fakir olur.

Faiz, insanın emeğini sömüren sistemin ana silahıdır.Faiz, ekonomiyi üretimden koparır, borçla yaşatır, sürekli kriz üretir.

2. Enflasyon

Enflasyon, “fakirden zengine servet transferi yapan gizli vergidir.” Paranın değerini düşürür, emeği küçültür, ahlakı bozar.

Enflasyon, alın terinin karşılığını çalar. Enflasyon iktidarın ve sermaye sahiplerinin eliyle yapılır!Kapitalist düzen, sürekli para basarak halkın alım gücünü eritir. Bu da bağımlı, borçlu, üretimden uzaklaştırılan, üretmenin cezalandırıldığı sürekli tüketen toplumlar yaratır.

3. Devalüasyon , yani “paranın değerini kasıtlı olarak emirle düşürülmesi”, dışa bağımlılığı artırır. Develüasyon, uluslararası sermaye çevrelerinin oyunudur. Bir ülke kendi parasını küçültüyorsa, bağımsızlığını büyütebilir mi?

Her devalüasyon, ithalatı pahalılaştırır, halkı fakirleştirir. Yerli üretimi değil, dış borcu besler. Tüm ekoomi uygulamalarına rağmen, dış borcumuz sürekli büyüyor nedeni işte bu.

4.Haksız Vergiler

Adil olmayan vergilendirme “milletin sırtına bindirilmiş yüktür”. Kapitalist sistemde fakir de zenginle aynı vergiyi (KDV, ÖTV) öder.

Zenginler vergi kaçırır, faturasını da fakirleştirilen halk öder. Bu sistemde adalet değil, kazananın değil ödeyenin gücü belirleyici olur. Oysa adil bir ekonomi sisteminde vergi; gelire göre, emeğe göre, vicdana göre alınmalıdır.

5. Mevcut Bankacılık sistemi (Borç Ekonomisi)

İç borç ve dış borç, milletin özgürlüğünü elinden alır. İçeride kim kime borçlanıyor bakalım:

1-Devlet “hazine bonosuyla” her hafta borçlanmaya gidiyor Neden? Borçlandığında kime % kaç borçlanıyor?

2-halk , devletten destek alamadığından , bir iş nedeniyle adım attığında borçlanmak durumunda kalıyor peki kime borçlanıyor halkımız?

BANKALARA

Türkiye son bilgilere göre 67 banka bulunuyor .38 mevduat bankası, 20 kalkınma ve yatırım bankası, 9 adet katılım (faizsiz bankacılık) bankası olduğu biliniyor.

Bunlardan sadece 3 tanesi yerli görünüyor ama % kaç yerli iyi bakmak gerekiyor. Ziraat bankası varlık fonunun da sahibi olarak %100 yerli görünen tek banka.

Vakıf bankasının halka açık hisselerden dolayı yabancı ortak olabilir. 2024 te %6,35 lik kısmı halka açık görünüyor. 2025 verileri henüz belli değil.

Halk bankasının halka açık hisse oranı ise%8,51 lik bir paya sahip olduğunu görmekteyiz.

Yerli bilinen 3 bankanın durumu böyle. Diğerlerinin her biri kendi hissesi bakımından %98-99 yabancı. Türkiye de kazanan ve asla zarar etmeyen tek sektörün bankacılık olduğunu biliyorsunuz değil mi? Mevcut bankacılık sistemine göre , bankaların kazanç yöntemi; vatandaşa borç vermek kibarcası kredi vermek üzerine kurulu.

Peki bankalara borçlanmadan kim kime borç / kredi verir.

Tekrar etmekte fayda var: Borç alan emir alır.

Kapitalist düzen, faizli borçla ülkeleri kendine bağımlı kılar. Borç, üretimi değil tüketimi finanse eder. Böylece milletler kendi kaynaklarını değil, yabancıların parasını kullanarak yaşar, buna yaşamak denirse. Basit usuller bu işin neresinde?

Seçmen olarak görülüp oy kaygısıyla yapılan icraatlerin, ya gerçek değilse kuponunda yer alıyorlar. Yüksek gelir elde ettiği halde bazı nace kodları neden basit usul kapsamındaydı? Yapılmaya çalışılan şey tam olarak NE?

Aklıma takılanları yazayım:

Maliye bakanlığı ve milli savunma bakanlığı da dahil bazı kamu kurumlarında yazılım güvenliğini İSRAİLLİ firmanın sağladığını da masaya koyarak soralım: tüm vergi gelirlerini + ceza gelirlerini İsraile direk mi aktaracaksınız sayın Şimsek?

Faiz, haksız vergi, iç borç ve dış borç aktarımlarınız kimlere gidiyor? Günlük olarak kaç kamyon altın değerinde faizi birilerine ödüyorsunuz? Bu birilerinden İsrailli olmayan Yahudi olmayan var mı?

Mali güvenliğimiz vs hepsi zaten İsrailli firmanın elinde. Peki KVVK denilen ucube ne işe yarıyor?

“Zenginler bir sofrada, fakirlerse rüyada;

Paylaşmak yok dünyada, adalet mi bu hâda?” Necip Fazıl Kısakürek

SALİHA GÜZEL

YÜRÜYEN EVREN

SM MALİ MÜŞAVİR