Av. Ali Aktaş





Maalesef tarih okumuyoruz ve okuduklarımız da savaşların tarihi. Mesela; "Kanuni ve 2. Selim, Mimar Sinan devrinde yaşamış padişahlardır" diye bir cümle okumadık tarih kitaplarında. Öte yandan bir tarih felsefesine ciddiyetle sahip olduğumuz da söylenemez. Bu nedenledir ki bizim tarihi okumamız zafer günlerinden beri gelmiyor. 










Bozulma ve ricat günlerine baktığımız zaman ilk gördüğümüz şey kaht-ı rical oluyor. Yani kadro zafiyeti. Düşünceme göre sorunlarımızın kaynağında devlet vardır. Sistem ve kadro iyi olduğu zaman başarı, kötü olunca düşüş yaşıyoruz. Tarih hep böyle kaydetti.






Biz Sultan Mehmet'i Fatih yapan şeyin sadece kendi azmi olduğunu düşünürsek hata ederiz. O sistemli bir devletin ve düzenli bir toplumun meyvesidir. Bu sistem kendi inşa ettiği medresede bir talebe odasına sahip olmak için sınav kazanma mecburiyetini, tayin ettiği kadının huzurunda ayakta durma mecburiyetini gerektiren şeydi.





 
Şimdi ve uzun asırlardır olmayan budur. Beşik ulemalığının tarihine bakınca Osmanlı'nın ric'at nedenlerini okuyabiliyorsunuz. İdarenin keyfiliğinin, yargının bozulmasının, ilmiyenin donuklaşmasının bir sonucudur toprak kayıpları.






"İyi bir toplum mu güçlü devlet doğurur yoksa güçlü bir devlet mi iyi toplum kurar?" sorusu "yumurta mı tavuktan çıkar yoksa tavuk mu yumurtadan çıkar?" sorusu kadar manasızdır bence. Katmanlar arasındaki temas birbirinden ayrılması mümkün olmayacak kadar birbirini tamamlayıcıdır.






Lakin öte yandan devleti oluşturan sistemin güçlü devlete ve iyi topluma yol açtığını söyleyebiliriz. Hocası camide, askeri kışlada, siyasetçisi idarede, akademisyeni kürsüde bir sistemde yani erkler arasında kurallı ilişkide güçlü bir devletin ve iyi bir toplumun doğduğunu söyleyebilir.
Siyasetçinin yargıya, ilmiyeye müdahale ettiği yerde düzen bozuluyor. Birbirini denetleyecek ve de sorun çözücü üretimler yapacak mekanizmaların tek elde toplanması ocak yıkıyor. Bakmayın siz otokratların tarihte kazandığı geçici başarılara ! Her otokrat, sonrasında bir yıkım tablosu bırakıyor. Uzun erimli devletler yetkileri paylaşmış ve düzenini bütüncül inşa etmiş yapılardan çıkıyor. 






Eksiğimiz budur.





Ali Aktaş