Tahminlere sürekli ‘güncelleme’ yaptıran enflasyon maaşları eritmeye devam ediyor. TÜRK-İŞ’in araştırmasına göre yoksulun sırtına binen yük son bir ayda daha da ağırlaştı: 4 Eylülde açlık sınırı 13 bin, yoksulluk sınırı 43 bin liraya çıktı. 4 Bir ailenin yıllık gıda harcaması yüzde 106 arttı. Yalnızca ekmek masrafı 735 liraya ulaştı. 4 Üç asgari ücretli çalışanın olduğu hane bile yoksulluk sınırını aşamadı.

Seçimden sonra ekonomi yönetiminin attığı adımlar piyasayı ümitlendirse de enflasyon sorunu en yakıcı başlığı oluşturuyor. Türk-İş verilerine göre eylülde açlık sınırı 13 bin 334 liraya, yoksulluk sınırı 43 bin 433 liraya yükseldi. Bekar çalışanın yaşam maliyeti ise 17 bin 336 lira oldu. Dört kişilik ailenin gıda harcaması bir yılda yüzde 106 arttı. Ocak 2022’den bu yana et ve sebze fiyatları beş, meyve fiyatları yedi kat arttı.

‘ÜLKENİN YÜZDE 60’INDAN FAZLASI AÇLIK SINIRININ ALTINDA’

Gelinen noktada 11 bin 402 liraya çıkan asgari ücret açlık sınırının 2 bin lira altında kaldı. En düşük emekli maaşıyla fark da 6 bin lira sınırına geldi. Milyonların cebini vuran tabloyu muhalefet temsilcileri “Emekliye, işçiye yaşam hakkı yok” sözleriyle eleştirdi. Ekonomist İris Cibre de “Ülkenin yüzde 60’tan fazlası açlık sınırı altında yaşıyor. Yapılan hataların bedelini asıl çeken insanlar aç ve yoksul” ifadesini kullandı.

3009krt01a-tum.jpg

Karar'da yer alan habere göre, Türkiye’de son yıllarda uygulanan ekonomi politikaları sabit gelirliyi açlığa mahkum ederken, yoksulluğun katlanarak büyümesine neden oldu. Yüksek enflasyon karşısında ücretler cebe girmeden buharlaşırken, vatandaş temel ihtiyaçlarını bile borçla almaya başladı. Türk-İş’in Eylül ayına ilişkin Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması vahim tabloyu gözler önüne serdi. Türk-İş tarafından açıklanan Eylül ayı Açlık ve Yoksulluk Sınırı raporuna göre, 2021 Ocak’tan 2023 Eylül ayına 4 kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı tam 5 katına çıktı.

Buna göre, ‘Mutfak enflasyonu’ ndaki değişim gıda fiyatları eylülde aylık yüzde 9,31, yıllık yüzde 84,04 artarken, sekiz aylık değişim oranı ise yüzde 64,00 olarak tespit edildi.Son on iki ay itibariyle değişim oranı yüzde 84,04 oldu. On iki aylık ortalamalara göre değişim oranı ise yüzde 106,21 olarak hesaplandı.

Türk- İş’e göre, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarını ifade eden açlık sınırı 13 bin 334,13 liraya, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplamı anlamına gelen yoksulluk sınırı ise 43 bin 433,65 liraya çıktı. Bekâr bir çalışanın “yaşam maliyeti” de eylülde aylık 17 bin 336,25 lira oldu.

Durdurulmayan hayat pahalılığının etkisiyle açlık ve yoksulluk sınırındaki dev artışlar, asgari ücrete yapılan zammı buharlaştırdı. Temmuz ayında , 11 bin 402 TL’ye yükseltilen asgari ücret, açlık sınırının yaklaşık 2 bin TL altında kalırken; yoksulluk sınırı ise asgari ücretin 3,8 katı olarak kaydedildi.

OCAK 2022’DEN BERİ MEYVE 7 KATTAN SEBZE 5 KATTAN FAZLA ZAMLANDI

Türk-İş araştırmasına göre mutfaktaki enflasyon canavarı durmadı. Semt pazarlarında hem yeşil soğan, maydanoz gibi salata yeşilliklerinin hem de ıspanak, pazı gibi yeşil yapraklı sebzelerin fiyatları yükseldi. Kuru soğan 20 TL’ye dayanırken patates 20 TL’nin üzerine çıktı. Brokoli, karnabahar, kabak, patlıcan, sivri biber, fasulye, barbunya, havuç ve limon fiyatları artarken karalahana, turp, köy biberi, domates fiyatları geriledi. Bu ayın zam şampiyonu yüzde 60’lık fiyat artışıyla barbunya oldu. Nektarın, çilek, üzüm, şeftali armut fiyatları yükseldi. Karpuz, kavun, muz, erik fiyatları düştü. En düşük fiyatlı meyve bu ay yine 20 TL ile elma oldu. Ortalama sebze kilogram fiyatı 29,40 TL, ortalama meyve kg fiyatı 32,96 TL oldu. Ortalama meyve-sebze kilogram fiyatı 26,95 TL olarak tespit edildi. Yeni beslenme kalıbıyla hesaplamanın yapıldığı ocak 2022’den bu yana meyve 7 kattan; sebze 5 kattan fazla fiyat artışı gösterdi.

SÜTTE BİR AYLIK ORTALAMA ARTIŞ YÜZDE 8

Türk-İş hesaplamasında temel alınan ve doğrudan piyasadan derlenen fiyatlara göre, gıda ürünlerinde eylül 2023 itibariyle gözlemlenen değişim harcama gruplarına göre şu şekilde oldu: Süt, yoğurt, peynir grubunda, bir ayda süt ortalama yüzde 8 zamlanırken, peynir fiyatı sınırlı düzeyde geriledi, yoğurt fiyatı sınırlı düzeyde arttı. Yeni beslenme kalıbıyla araştırıya başlandığı ocak 2022’den bu yana bu gruptaki ürünler 3 kattan fazla fiyat artışı gösterdi. Et ve Süt Kurumu’nun (ESK), Ankara Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Perakendeciler Derneği bünyesinde faaliyet gösteren marketlerin bir kısmına, Nisan sonu itibariyle ithal edilmiş olan karkas etleri düşük fiyattan vermesi sayesinde dana kıyma 190 TL, kuşbaşı 210 TL’den satılmaya başlanmıştı. Bu ürünler sırasıyla bu ay 289 TL ve 329 TL’den satıldı. Bunun yanında ulusal zincir marketler ve Ankara’nın dernek üyesi olmayan ve olup da yerli et satmaya devam eden yerel marketlerinden pek çoğunda dana kıyma ortalama 330, kuşbaşı ortalama 373 TL’den reyonlardaki yerini aldı. Bir ayda nohut yüzde 28, yağlı tohumlar (kuruyemiş) yüzde 27, yeşil mercimek yüzde 20, tavuk yumurtası ve kuzu eti yüzde 17, kırmızı mercimek yüzde 13, kuru fasulye yüzde 11, dana eti yüzde 9, tavuk sınırlı seviyede zamlandı. Bir ay içinde margarin yüzde 17, zeytinyağı yüzde 8, ayçiçek yağı yüzde 4 zamlandı. Tereyağı fiyatı sabit kaldı.

‘ÜLKENİN YÜZDE 60’INDAN FAZLASI AÇLIK SINIRININ ALTINDA’

Türk-İş’in verilerini değerlendiren Finansal Piyasalar Uzmanı İris Cibre X platforumunda yaptığı paylaşımda ‘’Ülkede açlık sınırı 13bin 334 TL, yoksulluk sınırı 43 bin 434 TL. Ülkeninyüzde 60’ndan fazlası yoksulluk ve açlık sınırı altında yaşıyor. Vergi yükünü asıl çeken insanlar, aç ve yoksul. Artık yaptığınız akıl almaz hataların bedelini, o sayede zenginleşenlere yükleyin biraz. Takat kalmadı insanlarda’’ ifadelerini kullandı. Ekonomist Cem Oyvat ise ‘’2016’da asgari ücret bin 300.99 TL’ydi, Türk-İş’in açlık sınırı bin 386 TL. Oranı 0.94. Şimdi ise bu oran 0.86. Asgari ücretlinin durumu kötüleşmiş. TÜİK’in GSYH verilerine göre ekonomi 7 yılda yüzde 30 civarı büyüdü oysa’’ paylaşımını yaptı.

‘EMEKLİYE İŞÇİYE YAŞAM HAKKI YOK’

Açlık sınırı asgari ücreti 2 bin TL aşaraken, en düşük emekli maaşının ise neredeyse 2 katına yükseldi. Milyonları açlığa mahkum eden tabloya muhalefetten tepki geldi. CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi Koordinatörü Hacer Foggo sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda ‘’Eylül ayı açlık sınırı 13 bin 334 TL’ye, yoksulluk sınırı 43 bin 433 TL’ye yükseldi. (Türk-İş) Asgari ücretliler, emekliler, günlük güvencesiz çalışanlar bir basamak daha aşağıya indi. Bu daha fazla okul terki, evsizlik, yetersiz beslenme dolayısıyla okula giderken daha fazla beslenme koyamayacak çocuk demek’’ dedi. Demokrat Partili Cemal Enginyurt ise ‘’Ülke her geçen daha yaşanılmaz hale geliyor. Aynı gün 3 Doktor intihar ediyor. Adalet tatile çıkmış,işine gelince mesai yapıyor. Açlık sınırı,Tokların vicdanına kalmış. Ödenen vergiler,İktidar istedi diye tekrar alınıyor. Emekliye,işçiye yaşam hakkı yok. Bir tek zenginler mutlu’’ ifadelerini kullandı.

‘HAYAT PAHALILIĞI DAYANILMAZ SEVİYEDE’

Türk-İş’ten eylül ayı açlık ve yoksulluk sınırı araştırmasının sonuçlarına ilişkin şu değerlendirme yapıldı:

“Başta iktisaden dar ve sabit gelirlileri olmak üzere, toplumun tüm kesimlerini etkileyen ve halkın en temel sorunu olarak nitelenebilecek enflasyon, resmi verilerin ötesine geçen bir gerçeklikle günlük yaşam üzerinde etkili olmaya devam etmektedir. Türkiye’de yaşanan yüksek enflasyonun önümüzdeki kısa vadeli dönemde de etkili olacağı öngörülmektedir. Türk-İş çalışmasının ortaya koyduğu gibi, bilhassa son iki yıl içinde aşırı yükselen gıda fiyatları bireyleri ve aileleri çok olumsuz etkiledi. Gıda fiyatlarının artmasında öncelikle yetersiz üretimin olması, tarımsal üretim girdilerinde maliyet artışları ile üretim, tedarik ve satış zinciri içerisinde orantısız fiyat değişimleri önemli rol oynadı. Kuşkusuz emeğin milli gelirden aldığı payın giderek gerilemesinin bir sonucu olarak yoksul daha da yoksullaştı. Bu süreçte, artan ücret gelirine rağmen devam eden yüksek fiyat artışları hayat pahalılığını dayanılmaz noktalara taşıdı. Özellikle dolaylı vergilerdeki artış, gelir vergisinde bu aylarda giderek yükselen oranlar ücretli çalışanların gelirlerini daha da aşındırdı. Uygulanması gereken gelir politikasında esas olması gereken, gelirlerin gerçek enflasyon seviyesinden daha fazla artması ve insana yakışır yaşam koşullarını sağlayacak düzeyde harcamayı karşılayacak seviyede refahın adil paylaşılmasıdır.”

YETKİLİLER ‘SABIR’ BEKLİYOR

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, göreve geldiği haziran ayından bu yana yabancı basına verdiği ilk röportajda ‘sabır’ çağrısında bulundu. Financial Times’a konuşan Şimşek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın politika faizinin 4 ayda yüzde 8,5’ten yüzde 30’a çıkarılmasını da içeren yeni ekonomi politikalarına desteğini verdiğini belirterek “Doğru yoldayız. Güvenin geri döndüğüne dair güçlü kanıtlar var. Ancak sabırlı olmalıyız, halen zorlu bir süreçteyiz” açıklamasını yaptı. Şimşek, enflasyonu düşürmeye, tükenen döviz rezervlerini yeniden inşa etmeye ve artan cari açığı azaltmaya odaklanacaklarınını belirtti. Gelecek yılın ortalarına kadar enflasyonun ‘geçiş sürecinde’ olacağını kaydeden Şimşek miktarsal sıkılaştırma tedbirleriyle birlikte finansal koşulların TCMB politika faizinin işaret ettiğinden daha fazla sıkı olduğunu söyledi. Şimşek “Enflasyon beklentilerini sıfırlamak için güvene ihtiyacınız var” diye konuştu.

VATANDAŞ TEMEL İHTİYAÇLAR İÇİN KREDİ ÇEKİYOR

Artan enflasyon karşısında ücretler cebe girmeden buharlaşırken açlık ve yoksulluk da katlanıyor. Derinleşen ekonomik krizle beraber vatandaş temel ihtiyaçlarını bile almakta zorlanırken vahim tablo Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi, ‘Ekonomik krizin alım gücü ve temel ihtiyaçlara erişime etkisi’ başlıklı araştırmasının sonuçlarını da yansıdı. Araştırmaya göre toplumun yüzde 99’u ekonomik krizden etkilenirken, vatandaşın yüzde 50’si temel ihtiyacını ‘borçla’ karşılıyor. Katılımcıların yarıdan fazlası son bir yıl içerisinde kredi çektiğini belirtirken, kredi çekenler en çok “temel ihtiyaçlar”, “başka borcu kapatmak” ve “geliri geçimine yetmediği” için kredi çekti.

“Ülkemizde son dönemde yaşanan ekonomik kriz sizi nasıl etkiliyor?” sorusuna katılımcıların yüzde 75,6 çok kötü etkiliyor derken, yüzde 23,4 kötü etkiliyor dedi. Etkilemiyor diyenlerin oranı yüzde 0,4 olurken hiç etkilemiyor diyenlerin oranı ise yüzde 0,2 oldu. “Son bir yıl içerisinde alım gücünüz nasıl değişti?” sorusuna ise katılımcıların yüzde 0,4’ü iyiye gittiğini söylerken, yüzde 98’i kötüye gittiğini söyledi. Kısa Dalga’da yer alan habere göre katılımcıların yarıdan fazlası son bir yıl içerisinde kredi çektiğini, yüzde 40’ı da borç aldığını belirtti. Kredi çekenler en çok “temel ihtiyaçlar”, “başka borcu kapatmak” ve “geliri geçimine yetmediği” için kredi çektiğini kaydetti.

DÜNYADA GIDA FİYATLARI DÜŞTÜ TÜRKİYE’DE ARTTI

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Küresel Gıda Fiyatları Endeksi Ağustos’ta bir önceki aya göre yüzde 2,1 düşüşle 121,4’e geriledi. Bu verilere göre, dünyada gıda fiyatları geçen yılın aynı dönemine göre ise yüzde 11,8 düştü. Türkiye’de ise gıda fiyatları Ağustos’ta yıllık yüzde 73,6 artış göstermişti. TÜİK verilerine göre, enflasyon Ağustos’ta bir önceki aya göre yüzde 9,09, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 58,94 olarak gerçeklemişti. Ana harcama gruplarına bakıldığında bir önceki yılın aynı ayına göre en yüksek artış yüzde 89,31 ile lokanta ve otellerde görülmüştü. Bu grubu yüzde 73,6 ile gıda izlemişti. Bu verilere göre, dünyada gıda fiyatları son 1 yılda yüzde 11,8 gerilerken, Türkiye’de Gıda Fiyat Endeksi Ağustos’ta yıllık yüzde 73,6 artış gösterdi.