Dünyanın en çok kullanılan sosyal medya platformlarından biri olan Twitter'da seçime sayılı günler kala bot hesap furyası başladı. Ünlü sosyal medya platformunda popüler kullanıcıların isimlerini hedef alan bir bot networku giriş yaptı. Uzman isimlere göre; bu durum sosyal medya seçim sonucunu değiştirecek etkiye sahip.

14 Mayıs'ta gerçekleştirilecek olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri öncesinde dünyanın en çok kullanılan sosyal medya platformlarından biri olan Twitter'da bot hesapların sayısında ciddi bir artış gözlemleniyor. Ücret karşılığında yönetilen profesyonel-kampanyacı (astroturfer) hesaplar ve botların birlikte hareket ederek kamuoyunu şekillendirmek için ağırlıklı olarak muhalifleri hedef aldığı ve seçmen davranışlarını etkilemeye çalıştığına yönelik endişeler mevcut.

DW Türkçe'nin haberine göre; sosyal medyanın dünyanın her yerinde elzem bir iletişim ve örgütlenme araçlarından biri haline gelmesi, yeni denetleme ve sansürleme yöntemlerinin yanı sıra kamuoyunda manipülasyona yol açan propaganda araçlarının ortaya çıkmasına neden oldu: Astroturfer ve bot hesaplar.

FİNANSE EDİLEN PROFESYONEL HESAPLAR

Kelime kökeni suni çim markası astroturf'ten gelen astroturfing, İngilizce'de tabandan gelen ve kendiliğinden halk oluşumları için kullanılan "grassroots" kavramının tersine, yapay olarak yaratılan, bir merkezden finanse ve kontrol edilen ve kendisine kitlesel taban hareketi süsü veren kampanyalar için kullanılıyor. Twitter'da yer alan astroturfer ya da profesyonel hesaplar bu platformu kullandıkları için maddi gelir elde ediyor. Telegram, WhatsApp gibi platformlarda örgütlenen bu hesapların kullanıcılarına siyasi partiler, lobiciler, sivil toplum kuruluşları ya da şirketler tarafından aylık veya kampanya başı ödeme yapılıyor. Bot hesaplar ise gerçek bir kişiye ait değil. Otomatik mesajlar oluşturan ve sahte bir trafik yaratan bu hesaplar uzun vadeli komutlar verilen programlara dayanıyor.

DW Türkçe'ye konuşan NewsLabTurkey Direktörü Dr. Sarphan Uzunoğlu, bot hesapların sosyal medyada çeşitli roller üstlendiklerini belirtiyor: "Birinci işi belirli bir hashtagin sosyal medyada öne çıkmasını sağlamak. İkinci işi Twitter'da çok bu aralar popüler olan anketlere oy vermek. Üçüncü işi bir kullanıcıyı görünürlükten düşürmek için onu spamlemek."

'İLETİŞİM SÜRECİNİ MANİPÜLE ETMEK'

Uzunoğlu, siyasal iletişim için kullanılan astroturfer-profesyonel hesapların ise gerçek anlamıyla demokratik bir süreç olan siyasal iletişim süreçlerini manipüle etmek için güdümlenmiş hesaplar olduğunu ifade ediyor. Twitter gibi iletişimsel mesajın çok hızlı bir şekilde manipüle edilebileceği mecralarda profesyonel hesapların bot networku ile birlikte çalıştığına işaret eden Uzunoğlu, "Astroturferlar, şöyle yaparlar. Muharrem İnce, Kemal Kılıçdaroğlu'ndan daha iyi mesajını yayarlar, işte solcu olsam Muharrem İnce'ye oy veririm mesajını yayarlar ve bunları gerçek fotoğraflarla, gerçek kullanıcı olarak yaparlar çoğu zaman. Çoğunlukla Google'dan toplanan random scriptler ve yazılımlar üzerinden bir kimlik inşa edilen bot hesaplar ise bu mesaj trafiğini artırırlar" diyor.

'YENİ BİR BOT NETWORKU BULUNUYOR'

Yakın zamanda sosyal medyaya böyle bir bot akışı olduğunu dile getiren Uzunoğlu, "YektaKopan5 diye de hesap geldi mesela. Şunun için geldi. Görünür olan, çok fazla aratılan kullanıcıların isimlerini baz yapan bir bot networku giriş yaptı" diye konuşuyor. Teknik olarak bu kullanıcıların catchpa ve benzeri sistemlerle yakalanıp kaba tabirle imha edilmesinin çok kolay olduğuna işaret ediyor.

Elon Musk'ın Twitter'ı satın alırken 'burada çok fazla bot var, ben botlardan temizleyeceğim' dediğini ve bu gerekçeyle bir sistem yarattığını söyleyen Uzunoğlu, "Ama Musk'ın Twitter'ı için önceliğin demokrasi değil para olduğu ortada. Şunu görüyoruz şu an Türkiye'nin siyasal iletişimdeki ve siyasetteki en önemli sınavı olabilecek bu seçimler öncesinde Twitter'a ciddi bir bot ağı akışı var" diyerek ekliyor: "Bu akışın arkasında kim var? Bu akışın arkasında olan kişiler nasıl bir mesaj yayacaklar? Bunun analizini yapmak lazım. Aktif olarak henüz çalışmaya başlamamışlar. Şimdilik çoğu hesap sadece oluşturulmuş durumda. Ama netice itibariyle bunların seçimler için oluşturulduğunu görmek için alim olmaya gerek yok."

'TWİTTER ŞEFFAFLIKTAN UZAKLAŞACAK'

Son dönemde bot hesap sayısındaki artışın dikkat çekici olduğunu belirten bilişim hukuk uzmanı Prof. Dr. Yaman Akdeniz de Twitter'ın sistemi üzerinden şu anda bot hesaplar için araştırma yapabildiklerini ancak kuruluşun bu sistemi araştırmacılar için paralı hale getirmek üzere olduğunu vurguluyor.

DW Türkçe'ye konuşan Akdeniz, "Twitter bunun için çok yüksek fiyatlar açıkladı. Dolayısıyla, bu tip araştırmaları yapmak da neredeyse imkansızlaşacak. Twitter şeffaflıktan uzaklaşacak" ifadelerini kullanıyor.

İLETİŞİM BAŞKANLIĞI'NIN HARCAMALARI 2,7 KAT ARTTI

Sosyal medyada bot hesapların etkisi artarken son dönemde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın harcamalarındaki keskin artış da dikkat çekiyor.

Başkanlığın ocak ayında 44 milyon 331, şubatta ise 188 milyon 810 bin lira harcamada bulunduğu belirlendi. Birgün'den Mustafa Bildircin'in haberine göre, Şubat 2022'de 50 milyon 415 bin lira harcayan başkanlığın harcamaları bu yılın şubat ayında yüzde 274 olarak kaydedildi. İki ayda toplam harcama 233,1 milyar TL'ye ulaştı. İletişim Başkanlığı'nın 2023 için bütçesi ise 1,6 milyar lira.

Başkanlığın 2021'de, "Temsil ve Tanıtma" adı altında 6,6 milyon lira, 2022'nin ilk yarısında da 144,7 milyon TL'lik temsil ve tanıtım harcamasına imza attığı biliniyor. Kuruma 2023 için ise 327 milyon TL'lik temsil ve tanıtma ödeneği öngörülüyor.

'DEVLET KURUMLARININ YAPMASI YASAL OLARAK SORUNLU'

Sarphan Uzunoğlu, devletin parasıyla yapılmadığı sürece siyasi partilerin astroturfing kampanyası yapmasında bir sakınca olmadığı, bunun aktif bir siyasal iletişim taktiği görüşünde. Söz konusu kampanyayı ABD'de Demokratların da Cumhuriyetçilerin de yaptığını belirten Uzunoğlu, "Günün sonunda bu bir suç değil. Ancak İletişim Başkanlığı veya benzeri bir kurum üzerinden tamamıyla siyasal iktidarın elde tutulması için bu tarz bir faaliyet yapılıyorsa, bu zaten hem etik olarak problemli hem de legal olarak problemli. Yani yetki aşılmış ve yetki kötüye kullanmış oluyor" diyor.

Uzunoğlu, bu hesapların kime çalıştıklarının, içerik üretmeye başladıklarında ve karşılıklı takip ağları oluştuğunda yapılacak bir içerik analiziyle ortaya çıkabileceğini vurguluyor.

Uzunoğlu'nun geçen yıl Hazal Sena Karaca ile birlikte Twitter Türkiye trendlerine giren, siyasi propaganda/destek amaçlı oluşturulmuş 10 hashtag ve ifadeyi sosyal ağ analizi (SNA) ve içerik analizi yöntemleriyle incelediği araştırmaya göre sosyal medyada parti kümelenmelerinin yanı sıra parti içi fraksiyonlara göre kümelenmeler de bulunuyor. AKP içinde Metin Külünk, Süleyman Soylu ya da Berat Albayrak'a yakın olanlar şeklinde çeşitli kümelenmeler söz konusu.

Bu hesapların kime çalıştığının görülebileceğini ancak kim tarafından açıldığını görmenin sosyal medyada anonimsellik açısından etik olarak problemli olabileceğini dile getiren Uzunoğlu, ekliyor: "Ama eğer bu devlet tarafından açtırılan bir hesapsa orada da ayrı bir problem var. Onun da aslında hesabını vermesi gereken kişi hem hesap açtıran hem de hesabın açılmasına izin veren Twitter yönetimi olur."

'OLUMLU ETKİ HABERCİLİĞE ERİŞMEYE BAĞLI'

"Sosyal mecraların seçmenin nihai davranışına asli olumlu etkisi seçmenin demokrasinin gereği olan haberciliğe erişebilmesine bağlı" diyen Uzunoğlu "Seçim sonuçlarına ve demokrasiye dair bu olumlu etki, sosyal ağlardaki yoğun yanlış bilgi akışıyla da bambaşka bir noktaya evriliyor. İktidarın da son yıllarda bu alana yenilikçi aktörlerle büyük bir yatırım yapıyor olması boşa değil. Burada onlar için önemli olan yüksek sesli ve yoğunluklu bir tartışma yaratıp önemli siyasal tartışmaları gölgede bırakmak olacaktır" ifadelerini kullanıyor.

NÜFUSUN DÖRTTE ÜÇÜ SOSYAL MEDYA KULLANIYOR

Basın örgütlerine göre geleneksel medyanın neredeyse yüzde 90'ının iktidar tarafından kontrol edildiği Türkiye'de sosyal medya basın ve ifade özgürlüğü açısından büyük önem taşıyor. Londra merkezli We Are Social tarafından yayınlanan, "Dijital Türkiye 2023" raporuna göre Türkiye'de toplam nüfusun 73,1'i sosyal medya kullanıyor ve günde ortalama 7 saat 24 dakikasını internette geçiriyor.

Peki sosyal medyada çeşitli hesaplar üzerinden yürütülen astroturfing kampanyaları Türkiye'de seçmen tercihlerini etkileyebilir mi?

'4-5 PUAN ETKİLEMESİ SEÇİM SONUCUNU DEĞİŞTİRİR'

DW Türkçe'ye konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden siyaset bilimci Prof. Dr. Emre Erdoğan, seçim sürecinde sosyal medyadaki tartışmaların kritik bir kitleyi etkileyebileceğine dikkat çekiyor: "Özellikle bizim şu anda yapmakta olduğumuz bir seçim türü ise yani ufacık bir fark seçimi alıp vermeye yola çıkacaksa burada çok fazla etkisi olabilir. Çünkü 4 ila 5 puan etkilemesi seçim sonucunu değiştirir."

Sosyal medya etkisini 2016 Amerikan seçimleri sonrasında doğrudan analiz etmeye başladıklarını söyleyen Erdoğan, burada bir dış müdahale olduğunu belirterek ABD merkezli veri analizi şirketi Cambridge Analytica'nın, milyonlarca Facebook kullanıcısının özel verilerine ulaştığı ve bu bilgilerle ABD seçmeninin davranışlarını öngörüp tercihlerini etkileme hizmeti sunduğuna dair iddiaları hatırlatıyor.

Yanlış haber yayma açısından sosyal medyanın geleneksel medya araçlarına göre altı kat daha hızlı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ve iddia o ki 2016 yılında yaşlı beyaz Amerikalıların seçime katılma oranının bu kadar fazla olmasında en önemli sebeplerden biri sosyal medyada yürütülen duygu durumunu manipüle edecek kampanyalar" diyor.

'TÜRKİYE DIŞ MÜDAHALE RİSKİNE AÇIK'

Sosyal medya kampanyalarıyla yapılacak herhangi bir dış müdahalenin ülke içerisindeki çatışmaları artırarak huzursuzluk da yaratabileceğine işaret eden Erdoğan, seçimlere dış müdahale tehdidinin varlığına dikkat çekiyor. Burada kullanılacak en önemli araçlardan birinin sosyal medya olacağını ifade eden Erdoğan, "Türkiye'de seçim gününde dış kaynaklı bir sosyal medya kampanyasıyla seçim sonuçların meşruiyetine gölge düşürülmesi ve bunun çatışmaya dönüştürülme olasılığı var. Ve biz tabi buna karşı herhangi bir tedbir almış değiliz" diyor.

Bu tür dış müdahalelerle kurumsal düzeyde mücadele edildiğini, NATO'nun bununla ilgili Litvanya'da bir merkezi olduğunu, Avrupa Birliği'nin de bunu bir güvenlik meselesi olarak edindiğini anlatan Erdoğan, Türkiye'de ise bu işle mücadelenin geçen kasım ayında çıkan dezenformasyon yasası çerçevesinde çok gevşek bir şekilde yapıldığını söylüyor. Erdoğan, "İletişim Başkanlığı dezenformasyonla mücadeleyi öncelikleri arasında almış durumda. Ancak şu ana kadar gördüğümüz sadece Türkiye içerisinde muhaliflerin yaydıkları haberlerle ilgileniyor. Dış müdahaleye yönelik herhangi bir tavır alınmış durumda değil. Biz o açıdan da çok korumasız durumdayız" ifadelerini kullanıyor.

KUTUPLAŞMAYI ARTIRAN PAYLAŞIMLAR ETKİLİ

Çok fazla yanlış haberin yaygınlaşmasının da kutuplaşmayı artırarak seçim sonuçlarını etkileyebileceğini dile getiren Erdoğan, ekliyor: "Çok kutuplaşmış bir ülkede gündelik tartışmaları daha da kutuplaştıran yanlış haberler, mesela orman yangınlarıyla ilgili yanlış haberler, toplumsal kutuplaşmaları pekiştirilebilir. Bu da seçim sonucunu etkiler. Yani bunu kabul etmek gerekiyor."

ASIL RİSK SIRADAN İNSANLARIN PAYLAŞMASI

Emre Erdoğan, sosyal medyanın manipülatif amaçla birçok ülkede kullanıldığını, Türkiye'nin de bulunduğu Ortadoğu bölgesinde iktidarlara yakın çok sayıda astroturfer hesap ve bu hesapların paylaşımlarını yayan bot hesapların olduğunun uzun süredir tartışıldığını söylüyor. Erdoğan, "Bu müdahale stratejisi zaten şunu yapmaya çalışır. Haber çıkar, botlarla çoğalır, ondan sonra organik büyümeye gider. Esas risk organik büyüme. Elimizdeki en büyük sorun sıradan insanın bir de çok iyi bir şey yaptığını düşünerek bu tür yanlış bilgileri ve haberleri paylaşmaları" diyor.

Türkiye'de eleştirel okuryazarlık ya da medya okuryazarlığı yaygınlaşmadığı için genel olarak bir filtreleme problemi olduğunu ifade eden Erdoğan, bir haberin içerisinde duygusal bir boyut varsa yaygınlaşmasının çok daha hızlı olduğuna işaret ediyor. Erdoğan, "Toplum olarak yaşadığımız şeylerden dolayı öfkeli ve gergin bir durumdayız. Seçimlere girerken bu çok daha fazla olacak. Öfkeli insanlar o manipülatif haberi daha fazla yayıyorlar. Böyle bir duygusal kırılganlık içerisinde olduğumuz için tehdit kat ve kat fazla" ifadelerini kullanıyor.

TWİTTER 7 BİN 340 HESABI KAPATMIŞTI

Sosyal medya platformu Twitter, Haziran 2020'de Türkiye'den 7 bin 340 hesabı, "devlet bağlantılı bilgi yayma operasyonlarına" karıştığı gerekçesiyle kapattığını duyurmuştu.

Twitter'dan yapılan açıklamada, "Platformumuzun teknik altyapısı ve hesap davranışlarından yola çıkan analizimiz, bu sahte ve ele geçirilmiş hesapların AKP lehine siyasi bir anlatım yaratmaya çalıştığını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a güçlü bir destek verdiğini gösterdi. Teknik işaretler, partinin gençlik kollarıyla bağlantılı ve merkezi bir ağın ele geçirilmiş birçok hesapla ilişkili olduğunu gösteriyor" denilmişti.

Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (ASPI) ve ABD'deki Stanford Üniversitesi'ne bağlı İnternet Gözlemevi (SIO) tarafından Twitter için yapılan analizde, hacklenen çok sayıda hesabın AKP'yi öven tweetler attığı ya da CHP ve HDP gibi muhalefet partilerini hedef aldığı tespit edilmiş, kapatılan hesapların AKP'nin 2017 referandumu kampanyasını desteklemek veya Türkiye'nin Suriye ve Libya'daki askeri operasyonlarına kamuoyu desteği oluşturmak için kullanıldığına işaret edilmişti.