Futbolcuların yanı sıra çok sayıda iş adamını dolandıran özel bir bankanın şube müdürü Seçil Erzan'ın yargılandığı davanın ara kararı ortaya çıktı. Semih Kaya ve menajeri Fırat Özdemir'in de arasında olduğu 12 kişi zorla mahkemeye getirilecek.

‘Yüksek fon getirisi’ dolandırıcılığı davasında banka müdürü Seçil Erzan 20 Kasım’da hakim karşısına çıktı. Saatlerce süren duruşma sonrası mahkeme, Seçil Erzan’ın, “Parasını vermeme rağmen yakamı kurtaramadım. Beni sürekli tehdit etti” dediği eski futbolcu Semih Kaya ve menajeri Fırat Özdemir hakkında zorla getirilme kararı çıkarttı.

Erdoğan'ı Sinirden Küplere Bindiren Anlar Erdoğan'ı Sinirden Küplere Bindiren Anlar

Sabah'tan Sait Özkan'ın haberine göre aralarında Arda TuranFernando MusleraEmre Belözoğlu ve iş insanlarının da olduğu 18 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda soruşturmayı yürüten savcıya iki kez ifade vermişti.

İlk ifadesinde bazı isimleri söylemeye çekinen ve ‘korktuğunu’ söyleyen Erzan, ikinci ifadesinde ise bu isimlerden bazılarını savcıya söyledi.

'SEMİH KAYA’DAN YAKAMI KURTARAMADIM'

O isimlerden biri de eski futbolcu Semih Kaya ve menajeri Fırat Özdemir oldu. Erzan ifadesinde Semih Kaya’dan da fon getirisi adı altında para aldığını ancak kendisine parasını ödediğini söyledi.

Erzan ifadesinde, “Aldığımı kendisine geri ödememe rağmen Semih Kaya’dan yakamı kurtaramadım. Bana bu parayı vermek zorundasın dedi. Senden bu parayı ne olursa olsun alacağım dedi. Semih Kaya’ya verdiğim parayı Emre Belözoğlu ve Arda Turan’dan aldım” dedi.

'SENİ TÜRKİYE'DE YAŞATMAZLAR'

Ancak Semih Kaya ve Fırat Özdemir’in kendisini tehdit ettiğini anlatan Erzan, “Şöyle ki Semih Kaya ve Fırat Özdemir bana sürekli, ‘senin sonun iyi değil, neden kaçmıyorsun? Rezil olursun. Sen kötü kalplisin. Hakan Ateş’e çıkarız. Seni işten attırırım. Annen bu saatten sonra yaşamaz. Seni Türkiye’de yaşatmazlar. Benim çok tanıdığım var. MİT başkanını tanıyorum. Türkiye’de herkesi tanıyorum’ diyerek sürekli beni tehdit ettiler. Hatta Şubat ve Mart aylarında Göktürk’teki evime gelerek, ‘Sen burada yaşayamazsın, biz her şeyi yaparız. Seni yaşatmayız’ dediler” dedi.