Deprem felaketinden birkaç gün sonra çadır yardımı ulaştırmak yerine çadır sattığı ortaya çıkan Kızılay'a, acil ihtiyaç olarak yollanan 3.5 milyon euroluk battaniye parasının nerede olduğu bilinmiyor. Depremden sonra Kızılay aracılığıyla yardım yollayan ülkelerden olan Çin’den, depremzedeler için gönderilen 20 bin çadırla da ne yapıldığı belirsizliğini koruyor.

Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinin ardından Kızılay’ın yardım kuruluşları ile bazı şirketlere çadır sattığını ortaya çıkaran Cumhuriyet yazarı Murat Ağırel, bugünkü yazısında da 3.5 milyon euro tutarında gelen battaniye yardımı ile Çin’den gelen çadırların akıbetini sordu. Çin'den gönderilen çadırlarla ilgili “THY ile taşınmasına dair belgelere ulaştım ancak sonrasında bu çadırların nereye gönderildiğine dair bir belgeye veya bilgiye ulaşamadım” diyen Ağırel, battaniye yardımının da bekletildiğini belirtti.

'ÇİN'DEN GELENİ DE SATMADILAR HERHALDE'

Ağırel yazısında özetle şunları kaydetti:

"Mesela Çin, 20 bin çadır göndermiş. Fransa, İspanya çadır göndermiş. Çin’den gelen çadırlar ne oldu. Ben akıbetine ulaşamadım. THY ile taşınmasına dair belgelere ulaştım ancak sonrasında bu çadırların nereye gönderildiğine dair bir belgeye veya bilgiye ulaşamadım. Türk Kızılay yetkilileri çadır haberimden sonra ne telefonuma çıktılar ne de yazılı sorularıma cevap verdiler. Kızılay resmi açıklamasında 75 bin 136 çadır sevk ettik açıklaması yapmıştı. Acaba bu çadırlar deposunda var olan çadırlar mı yoksa Kızılhaç birliklerinden gelen çadırlar mı cevabını bilmiyoruz. Zira sadece Çin’den 20 bin çadır gelmiş. Onu da satmamışlardır herhalde diye düşünüyorum.

'BATTANİYE YARDIMI BEKLETİLİYOR'

Mesela federasyona bir yardım geliyor. Bu da 3.5 milyon euro tutarında battaniye yardımı. Soğuk iklim koşulları için önem sıralamasında en önemli ihtiyaçlardan biri. Federasyona gelen bu yardım ne yapılıyor? Bekletiliyor efendim. Yazımı yazarken halen bekletiliyordu. Çünkü bu para ile battaniye alıp dağıtalım mı? Yoksa KIZILAY’ın deposunda eksilen battaniye stokunu mu tamamlayalım diye karar vermeye çalışıyorlardı."