CHP lideri Kılıçdaroğlu, AFAD raporlarına rağmen göz göre göre gelen 6 Şubat depreminde bazı devlet kurumlarının yetersiz ve eksik çalıştığı eleştirilerinin ardından, "İlk bir kaç gün arzu ettiğimiz etkinlikte çalışma yürütemedik. Bunun için sizden helallik istiyorum" açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, ''Halkına kastetmenin helalliği olmaz. 2 koca gün geçecek, insanlar ölecek ve kalkıp 'ben sizden helallik istiyorum' diyeceksiniz. Nasıl bir helallik anlayışıdır bu?'' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada Kahramanmaraş'ta 6 Şubat günü meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki depremden en çok etkilenen illerden Adıyaman'da dün açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Adıyaman’da depremin ardından ilk birkaç gün istediğimiz çalışmaları yapamadık. Bu yüzden sizden helallik istiyorum” sözlerine tepki gösterdi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Acı günler yaşıyoruz. Ciddi sorunlarla karşı karşıyayız, evet ama hiçbir vatandaşımın umutsuzluğa kapılmasına gerek yok. Güzel bir ülkeyiz. Güzel insanlarımız var. Bazen yanlış tercihler nedeniyle ülke krizlere girebiliyor.

Bugün yaşadığımız gibi derin bunalımların içine milyonlar sürüklenebiliyor. Ama kısa sürede toparlanmak hepimizin görevi.Millet olarak güçlüyüz. Birinin burnu kanasa kimliğine yaşam tarzına bakmadan yardımına koşuyoruz.

AFAD ve Kızılay'ın çalışanlarına, yöneticilerine değil buranın altını çiziyorum. Fedakar çalışanlarına teşekkür ediyorum. Kim taş üstüne taş koyuyorsa onun yanında olmak gibi bir geleneğimiz vardır.

En büyük teşekkürümüz parmaklarıyla tırnaklarıyla nasıl bir kişiyi daha kurtarırız diye bölgeye koşan gönüllülere. Belediye başkanlarımız depremin olduğu her noktada olağanüstü başarılara imza attı.

Çadır ihtiyacı hala var. Yaşadığımız bir felaket ortamında nasıl olurda Cumhuriyetin en büyük kurumlarından biri olan Kızılay çadır satar? Kızılay yetkililerine sesleniyorum. Deponuzda satılmadık kaç çadırınız kaldıysa getirin hepsini alacağız ve deprem bölgesine göndereceğiz. Bir yardım kuruluşunun ticarethaneye dönüşmesi ne demektir? Bu kurumun geldiği hale bakın.

Deniyor ki 'iktidar depreme hazırlıksız yakalandı'. Bunu söyleyenler aslında devletin ne olduğunu bilmiyorlar. Devlet dediğiniz kurum bütün risklere önceden hazırlık yapan kurumdur. Ordumuz niye vardır, savaş çıkarsa ordu harekete geçecek. Ordu savaş karşısında her an hazırdır.

Enkazın altında kalan bu iktidarın deprem konusunda tahminleri yanlış olmuş. İstanbul'da bekliyorlarmış, Kahramanmaraş merkezli çıkmış. Hayatımda bu kadar devlet geleneğinden uzak bir iktidarı ilk kez görüyorum. Devlet her şeye karşı hazırlıklı olmalıdır. Bu iktidar, devletin en temel kolonlarını kesti. Devletin direği adalettir. Adaleti çürüttüler. Devlette liyakati değil sadakati benimsediler. Devletin kolonlarını keserseniz Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay'da olduğu gibi bir tabloya mahkum olursunuz.

En acılı günde sana para veririm denir mi allah aşkına? Nasıl bir çürümüşlüktür bu? Devletin kurumları iş birliği yapar, koordinasyon içerisinde hareket eder. Halkına kastetmenin helalliği olmaz. Bilerek yaptınız siz. AFAD'ın raporları, bilimsel makaleler olmasa bilmiyordunuz diyeceksiniz. Biliyordunuz. En acısı büyük bir kısmı donarak öldü. İnsanların ölümünü beklediler, göz göre göre ölümü beklediler. Kimin helalliğini istiyorsun? 2 koca gün geçecek, insanlar ölecek ve kalkıp 'ben sizden helallik istiyorum' diyeceksiniz. Nasıl bir helallik anlayışıdır bu? Donarak ölen vatandaştan neyin helalliğini isteyeceksin? Gerçekten devlet yönetilmiyor.

Rahmetli Ecevit depremden sonra Ulusal Deprem Konseyi'ni kurdu. Onun ilk genelgesi de buydu. İlk yaptıkları şey bu kurumu kapatmak oldu. Bunlar 'devlet benle başladı' diyor. Devleti bir felaketle karşı karşıya getirdi. Sen Cumhuriyetten intikam almak mı istiyorsun, bütün kurumları yok mu etmek istiyorsun?

Deprem dolayısıyla yapılar dolayısıyla Özel İhtisas Mahkemesi'nin kurulması lazım. Bir an önce sonuçlanması lazım, yok o bilir kişi bu bilir kişi yok kardeşim. Gideceksiniz İhtisas Mahkemesi'ne kimin sorumlu olduğu ortaya çıkacak. Devleti yönetemiyorlar, herkesin can ve mal güvenliğinin güvence altında olduğu bir devlet inşa etmek istiyoruz. Bunlar yapıldığında hiç kimse enkaz altında kalmayacak ve 'bu devlet nerede' diye seslenmeyecek. Vadesiz seçimlere kadar olan bir iktidar ile karşı karşıyayız.

Hala enkazlar kaldırılmadı, enkaz altında olanlar var. 50 bin vatandaşımız hayatını kaybetti. Bunun sorumluluğunu siyasi iktidar ne kadar ruhunda hissediyor. Bir kişi bile 'bu işin sorumlusuyum' deyip istifa etmedi. Millet İttifakı olarak akılla, bilimle, liyakat ile bu sorunları çözeceğiz. Devleti, kesilen kolonları yeniden inşa edeceğiz.

Seçimlerden sonra acil yapılacaklar listesini sizinle paylaşmak istiyorum:

Kentte evi, iş yeri veya evi yıkılacak olan ev hak sahiplerinin bankalardan aldıkları ana paraları ve faizleri silin.

Sosyal devlet zor günde kendisini gösterir. Evini vereceksin 5 kuruş almayacaksın. Şimdi evi yıkıldı ona ev alacak sosyal devlet. Yıkılan evlerin yapı projelerini onaylayanların yargılanması lazım.

Üreticilerin elektrik borçlarını devlet ödeyecek. Oluşturulacak hasar tespit komisyonlarına güvence ve sorumluluk verilsin. Depremde ulaşım ve hizmet araçlarını kaybedenlere yeni alımlarda uzun vadeli ve faizsiz alım sağlansın.

Türkiye zengin bir ülke beşli çeteden o parayı alıp depremzedelere vereceğim. Göreceksiniz Türkiye bu zor günleri hep birlikte aşacak.