Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu, partisi tarafından düzenlenen 'Geleneksel İslam Ülkeleri Büyükelçiler İftarı’nda yaptığı konuşmada "Bizler, şahsiyetli bir dış politika vizyonu ile İslam alemini aktif hale getirmek mecburiyetindeyiz. Bizler, yeryüzünün tüm mazlum, mağdur ve mahsunları için mücadele etmekte kararlıyız” dedi. Karamollaoğlu, "İslam İşbirliği Teşkilatı ne için var? BM neye yarar? Bugün değilse ne zaman bir ve beraber hareket edecek ve bu zulme son vereceğiz?" diye sordu.

Saadet Partisi tarafından düzenlenen ‘Geleneksel İslam Ülkeleri Büyükelçiler İftarı’na Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da katıldı. Karamollaoğlu, burada yaptığı konuşmasında İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarına değinerek "Sadece Filistin değil, maalesef bugün bir bütün olarak İslam alemi sahipsiz ve coğrafyamız darmadağın. Ülkemiz yeni bir dönemin eşiğindedir." dedi.

Karamollaoğlu, "Bizler, şahsiyetli bir dış politika vizyonu ile İslam alemini aktif hale getirmek mecburiyetindeyiz. Bu bir tercih değil, bu bir mecburiyet. Bizler, yeryüzünün tüm mazlum, mağdur ve mahsunları için mücadele etmekte kararlıyız” ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu, "İslam İşbirliği Teşkilatı ne için var? BM neye yarar? Bugün değilse ne zaman bir ve beraber hareket edecek ve bu zulme son vereceğiz?" diye sordu.

Karamollaoğlu, büyükelçilere hitaben şunları söyledi:

"6 Şubat günü ülkemizde yaşanan ve 11 ilimizde etkisini gösteren deprem felaketinde hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum. Yaralılara acil şifalar temenni ediyorum. Geride kalanlara da başsağlığı ve hayırlı bir hayat sürmelerini Cenabı Hak’tan niyaz ediyorum. Bu yıl, bu sebeplerle hüzünlüyüz. Maalesef iftar ve sahur sofralarımıza da hüzünle oturuyoruz. Hem ülke olarak yaşadığımız büyük depremler hem de bugün Kudüs ve Mescid-i Aksa’da yaşananlar aklımızdan hiç ama hiç çıkmıyor. Çıkmamalıdır da. Başta coğrafyamız olmak üzere yeryüzü üzerinde, özellikle İslam aleminde kan ve gözyaşı hiç dinmiyor neredeyse.

Hüzünlüyüz, iftar ve sahur sofralarına siren ve bomba sesleri altında oturan kardeşlerimizin olduğunu bildiğimiz için. Hüzünlüyüz, çünkü ilk kıblemiz Mescid-i Aksa, terör devleti İsrail’in alçak saldırıları altında. Aynı zamanda öfkeliyiz de. Başta İslam aleminin ve dünya kamuoyunun sessizliği karşısında öfkeliyiz. Her ramazan ayında zulmünü artıran, işgal devletine adeta cesaret veren ve bu vurdumduymazlık, sadece ama sadece kınayan acziyetler karşısında öfkeliyiz.

"DAHA KAÇ MAZLUM FİLİSTİNLİ KARDEŞİMİZ BOMBALAR ALTINDA CAN VERECEK Kİ İSLAM ALEMİ AYAĞA KALKSIN?"

1948’den bugüne dek adım adım, göz göre göre İsrail, Filistin topraklarının tamamını işgal etti, etmeye de devam ediyor. İşin üzücü tarafı, bunu hak olarak görüyor. Bütün dünya da buna sessiz. Sessizliğin ötesinde tasvip ediyor. Adına Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) denilen, ancak hakikatte büyük İsrail’in inşasını hedefleyen bu proje doğrultusunda mazlumlar katlediliyor. Kutsallarımıza saldırılıyor ve tüm dünya adeta meydan okuyor buna karşı.

Sormak istiyorum; İslam İşbirliği Teşkilatı ne için var? BM neye yarar? Bugün değilse ne zaman bir ve beraber hareket edecek ve bu zulme son vereceğiz?

Bugün İsrail’in işlemediği suç neredeyse kalmadı. Gazetecileri, muhabirleri katlediyor. Bunların sorgulanmasına kesinlikle izin vermiyor. Daha kaç mazlum Filistinli kardeşimiz bombalar altında can verecek ki İslam alemi ayağa kalksın? Hakikaten merak ediyorum.

"HEP BİRLİKTE BU İSTİKAMETTE GAYRET GÖSTERMEYE MECBURUZ"

Filistin özgürlüğe kavuşmadıkça dünyada huzur ve barışın olmayacağına inanıyorum. Bilmeliyiz ki yıllardır tecrübe edildi, mazlumun ahı yerde kaldıkça zalimin zulmü her geçen gün daha da artmakta. Zaman, sorumluluklarımızı kuşanma zamanıdır. Zaman, İslam aleminin tek bir saniye dahi kaybetmeden bir araya gelme ve bu tehlikelere karşı bir politika belirleme zamanıdır. Bize, size ve hepimize bu hususta büyük sorumluluklar düşmektedir. Ahlakın, adaletin, hakkın ve hakkaniyetin yeryüzü üzerinde hakim olması için hep birlikte bu istikamette gayret göstermeye mecburuz.

"ŞAHSİYETLİ BİR DIŞ POLİTİKA VİZYONU İLE İSLAM ALEMİNİ AKTİF HALE GETİRMEK MECBURİYETİNDEYİZ"

Sadece Filistin değil, maalesef bugün bir bütün olarak İslam alemi sahipsiz ve coğrafyamız darmadağın. Ülkemiz yeni bir dönemin eşiğindedir. Bizler, şahsiyetli bir dış politika vizyonu ile İslam alemini aktif hale getirmek mecburiyetindeyiz. Bu bir tercih değil, bu bir mecburiyet. Bizler, yeryüzünün tüm mazlum, mağdur ve mahsunları için mücadele etmekte kararlıyız. Bunun böyle bilinmesini arzu ediyoruz. İnanıyorum ki yeni dönemde siz değerli büyükelçilerimizle yakın bir mesai içinde olacak, İslam alemiyle ilişkilerimizi güçlendirecek, yeryüzünde hakkın ve adaletin hakim olacağı birlikte çalışma zamanı mutlaka gelecektir.”