Ramazan ayı öncesinde et fiyatlarındaki artış ivme kazanırken, vatandaş kasabın önünden dahi geçemiyor. Dünyada gıda fiyatları gittikçe düşerken, Türkiye'de et başta olmak üzere gıdadaki bu fahiş artışın nedeni ise merak ediliyor. Uzmanlar, bu sonucu doğuran yanlış politikaları anlattı.

Ramazan ayı yaklaşırken et fiyatları bu yıl da artmaya devam ediyor. Yılbaşından bugüne zam oranı yüzde 50'yi bulurken, et fiyatlarında yaşanan artış, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Şubat ayı enflasyon verilerinde de kendini gösterdi. Enflasyon verisinin detaylarına bakıldığında dana eti fiyatlarında Şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 10,31'lik artış göze çarpıyor. Süt ürünlerinin fiyatlarında da artış sürüyor. Şubatta peynirde yüzde 10,25 ve tereyağında da yüzde 8,24'lük fiyat artışı oldu.

Ulusal Kırmızı Et Konseyi tarafından enflasyon verilerinden bir gün önce yani 2 Mart'ta yapılan açıklamada da kırmızı et fiyatlarındaki aylık ve yıllık artışlar dikkat çekti. Kombinalar ve kesimhanelerden alınan haftalık yağsız dana ve yağsız kuzu fiyatlarına göre dana kıymada aylık artış oranı yüzde 30,3, yıllık artış oranı ise yüzde 147,4 olarak belirlendi.

DW Türkçe'de yer alan habere göre; Ulusal Kırmızı Et Konseyi tarafından bugün yapılan haftalık et fiyatları açıklamasında ise dana kıymada aylık artış oranı yüzde 26,3, yıllık artış oranı ise yüzde 122,1 olarak yer aldı.

DÜNYADA FİYATLAR GERİLİYOR

Türkiye'de gıda ve et fiyatlarındaki trend dünyanın tam tersi yönde seyrediyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) derlediği Şubat ayında 11 aydır üst üste düşüş göstererek 129.8 seviyesine indi. Et fiyatları endeksinde de sekiz ay üst üste düşüş yaşandı.

Tahıllar, yağlı tohumlar, süt ürünleri, et ve şeker fiyatlarındaki aylık değişimleri izleyen endeks, Rusya'nın gecen yıl Ukrayna'yı işgal etmesiyle Mart ayında zirve yapmıştı. Dünya gıda fiyatları endeksi, Şubat ayında Eylül 2021'den beri kaydedilen en düşük seviyeye geriledi.

TÜRKİYE'DEKİ ARTIŞIN SEBEBİ NE?

Türkiye'de et ve gıda fiyatlarını düşürmeye yönelik adımlar atılsa da alınan önlemler fiyatları kontrol etmeye yetmedi.

Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği TÜSEDAD Başkanı Sencer Solakoğlu'na göre fiyatlardaki artışın nedeni uygulanan yanlış politikalar.

"Sütte de ette de büyük sıkıntı var. Üretime muhtaç ama üretenin artık yok olmuş olduğu bir ülkeden bahsediyorsunuz" diyen Solakoğlu, "Et üreticisi zararına kesim yapmak zorunda bırakıldı. Ama o kadar fazla süt ineği kesiliyordu ki bu bakanlığın fiilen kontrol ettiği bir fiyat değil, piyasadaki kesilen ineklerin bolluğundan dolayı et bolluğu vardı ve o yüzden fiyatlar anormal düşük seyretti uzun bir süre. Ama bu fırtına öncesi sessizlikti" şeklinde konuştu.

Süt fiyatlarının bir miktar artmasıyla beraber kesimin durmasıyla et fiyatlarının da arttığını söyleyen Çolakoğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Yurt dışı konjonktür ile birleşince bomba patladı. Tam bir mükemmel fırtına yaşanıyor burada."

Son yirmi yılda et ve gıda fiyatlarını düşürmek için ithalat yapılması, tavan fiyat uygulanması gibi önlemlere başvurulmuştu. Sebze-meyve fiyatlarını düşürmek için ise Hal Yasası çıkarılması, fiyatı artan ürünlerde vergilerin sıfırlanarak ithalatın önünün açılması, soğan ve patates fiyatları artınca depolara baskınlar yapılması gibi uygulamalar denendi.

'İTHALAT ÇÖZÜM DEĞİL'

Tarım Bakanlığı, et fiyatlarındaki artışı önlemek için ithalata yöneldi. Ancak uzmanlara göre bu da bir çözüm değil.

Zootekni Federasyonu Başkan Vekili Bilsay Kancı DW'ye yaptığı açıklamada "Elimizde materyal de kalmadı. Dışarıdan hayvan tedarik edelim dediğinizde yurt dışındaki piyasalar da hadi bakalım yarın lazım getir demeye çok da hazır değiller" diyor ve ekliyor "Nasıl ki bizde şap hastalığı çıktı oralarda da Güney Amerika’da hastalık mevcut. Avrupa’da hayvan sayısı zaten düşüyor."

Türkiye'de de büyükbaş hayvan sayısında düşüş yaşanıyor. TÜİK'in 9 Şubat'ta yayımladığı hayvansal üretim verilerine göre geçen yıl Türkiye'de büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 5,6 azalarak 17 milyon 24 bin baş oldu.

Sencer Solakoğlu da ithalatın çözüm olmayacağını vurguluyor:

"Uruguay’dan hayvan ithalatına kalkışan yani yeniden üreticiyi ithalatla terbiye etmeye çalışan bakanlık bu sefer sınıfta kaldı. Çünkü orada da hemen kesilebilir hayvan yok. Getirdiğiniz hayvanı 10 ay sonra kesebileceksiniz. Buradan da bir sıkıntı."

DEPREM ETKİSİYLE DAHA DA ARTACAK

Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 11 il hayvancılık için önem taşıyor. Uzmanlara göre, deprem sonrasında gıda ürünlerindeki fiyat baskısı artarak devam edecek.

Zootekni Federasyonu Başkan Vekili Bilsay Kancı, "Amik Ovası Türkiye'nin en verimli ikinci, üçüncü, hatta bazı ürünlerde birinci ovası. Türkiye'deki üretimdeki payı azımsanacak bir rakam değil. Yüzde 20 bitkisel üretimde, yüzde 16 hayvancılıkta payı var" diyor ve şöyle devam ediyor:

"Sadece Amik Ovası'ndan yani Adıyaman'dan, Antep'ten Maraş'tan bahsetmiyoruz. Dolayısıyla bu bölgedeki düşüşün fiyatları yukarı doğru iteceğini beklemek doğaldır."

Süpermarketlerde dana kıymanın kilosu online satışta 200 lira civarında bulunurken, kasaplarda ise semtine göre 250-300 lira arasında değişiyor.

Et fiyatlarındaki artışın devam edeceğini düşünen Zootekni Federasyonu Başkan Vekili Kancı "Bu ateşin biraz daha harlanacağı çok da uzak bir şeymiş gibi durmuyor. Hatta bunu yakında beklemek de normal. Karkas fiyatı 170 iken bunun zaten kasaba yansıması 290-300 hatta 300’ün üzerine çıkan yerler var. Bu bir miktar daha yukarı çıkması da muhtemel" ifadelerini kullanıyor.

Kaynak: Karar