Hoş buldum efendim…

Merhabalar Dostlar,

Ben geldim.

Genel Yayın Yönetmeni Sn. Firdevs Çağlayan’ın teveccühüve içten daveti ile ben de Meridyen Haber sitesinde yazmaya başlıyorum. Bu vesileyle Sn. Firdevs Çağlayan nezdinde Meridyen haber ailesine teşekkür ediyorum. Aranızda olmaktan ve Dostlarla bu yolla iletişime geçebilecek olmaktan mutluluk duyuyorum.

Kendimi anlatmak istemiyorum. İnternet sayesinde birkaç tuşla hakkımda çok şey öğrenebilirsiniz. Özetle okumayı ve de yazmayı çok severim.

OHAL/KHK mağduru değilim. Bilakis Mağrurum. Bu süreçte insanlara zarar vermemeye, kimsenin günahına girmemeye ve faydalı olmaya çalışıyorum. Bu coğrafyada ve bu çağda Allah bizi Devletsiz bırakmasın duasını ederken, yapıp ettiklerim, yazdıklarım ve yapıcı olmasına çalıştığım eleştirilerimle, “İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın” ve “Adalet Mülkün (Devletin) temelidir” sözleriyle tanımını bulan, özetle insanı ve adaleti ön planda tutan bir sosyal Devlet hayalimi anlatmaya çalışıyorum.

Ülkemizin tüm insanları değerlidir. Hiçbir insanımız mağduriyet yaşamayı hak etmiyor.

Farklılıklarımızı bir kenara bırakarak el birliği ile çalışmamız, enerjimizi üretime yönlendirmemiz gerekli. Bunun için öncelikle mağduriyetleri gidermek ve “hesaplaşma değil helalleşme” kültürünü yaygınlaştırmak zorundayız. Ben de temelde bu amaç doğrultusunda yazmaya çalışacağım. Niyet hayır akıbet hayır.

Bu süreçte ihtiyaç olduğunu ve iyi bildiğim için faydalı olabileceğimi düşündüğüm konularla başlayacağım. Konuştuğum gibi yazmaya çalışacağım. Zaman zaman şiir ve denemelerimden bölümler paylaşabilirim. İlk yazım beni tanımanıza vesile olan konuda olsun istedim.

Kusurumuz olursa şimdiden affola.

     ByLock Kullanan Kaç Kişi, Bilen Var mı?

     FETÖ/PDY üyeliği iddiasıyla yürütülen yargılamalarda sayısal olarak en fazla karşımıza çıkan gerekçe ByLock kullanımı iddiasıdır. ByLock kullanımı iddiası yöneltilen kişilerde ise Morbeyin tuzak yönlendirmeleri başta olmak üzere vahim hatalar yapıldığını biliyoruz. Bugün çok temel bir soru soralım ve cevabını hep birlikte arayalım. ByLock sistemine bir şekilde kayıt olan veya kullanan kişi sayısı nedir? Bu sayıyı net olarak bilen var mıdır?

     En güvenilir olması gereken kaynak Devletimizin istihbarat birimi olan MİT’in hazırladığı ve MİT Hukuk Müşavirinin Müsteşar adına imzalayarak 09 Aralık 2016 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği rapor olmalıdır. MİT Raporu daha sonra tüm Başsavcılık ve Ağır Ceza Mahkemelerinde yürütülen soruşturma ve kovuşturma dosyalarına dâhil edilmiş, sonrasında ise internet üzerinde çok sayıda açık kaynak adresten temin edilebilir hale gelmiştir. Dava dosyalarına dâhil edildiği ve açık kaynaklardan elde edilebildiği için gizliliği de kalmamıştır. Dolayısıyla doğrudan MİT raporundan alıntı yapmakta da sakınca bulunmaz.

MİT Raporunun 15 ve 16’ncı sayfasından doğrudan ekran resmi şeklinde alıntı yapalım.

Özetle MİT diyor ki, her ne kadar uygulama indirme sitelerinde ve uygulama mağazalarında 500 bini aşan rakamlar görünüyor olsa da, kullanıcı sayısı 215.092’dir. Her indiren kullanmamış olabilir veya bir kullanıcı birden fazla cihaza ByLock indirmiş olabilir. 215.092 sayısını aynı raporun 49. sayfasında da belirterek 52’nci sayfada bazı istatistik bilgilere yer veriyor. Şimdi de 52. sayfada yer alan tablonun ekran resmini alıntı yapalım ve inceleyelim.

     Bu tabloda da uygulamaya kayıt olan kullanıcı sayısı olarak 215.092 belirtiliyor. Ancak bir gariplik var. ByLock uygulamasında en az 1 kez mesaj atmış ve/veya almış kişi sayısı (alttan 3. satır) 60.473 olarak belirtilmiş. 60.473 kişi en az bir kez mesaj atmış ve/veya almış ise kalanlar ByLock’ta ne yapmışlar?

     Daha da önemli bir başka soru soralım. 60.473 kişi haricinde bir içerik elde etmek mümkün olmadığına göre, diğerleri hakkında suçlama neye göre yapılıyor?

Aynı MİT Raporunun bir de Açıklamalar isimli 2 sayfalık eki var.

     MİT Raporu açıklamalar bölümünde ise 102.192 farklı kimlik bilgisinden bahsediliyor. Bazı kimlik numaralarının, dolayısıyla kimlik bilgilerinin de sahte olduğunu parantez içinde yazarak belirttiği bu rakamın GSM (cep telefonu) operatörlerinin verilerine dayalı olduğunu anlıyoruz. Morbeyin kapsamında rahata erdiğini düşündüğümüz 11.480 kişinin tamamının operatör kayıtlarına göre kullanıcı olduğunu hatırlarsak listelerin hazırlanmasında kullanılan verilerin ne derece sağlıklı olduğunu da hatırlamış oluruz.

     Şimdiye kadar vurgulanan rakamları doğrulayabilecek veri var mıdır? Teknik uzmanların belirttiğine göre ByLock uygulaması her kayıt olana sırayla bir kullanıcı no (User Id) veriyor. Yani ilk kayıt olana 1, takip edene 2, derken kullanıcı no.lar birer birer artıyor. O halde yürütülen yargılamalarda ByLock kullanımı iddiasına dayanak olarak gösterilen kullanıcı no.lar hiçbir koşulda yukarıda belirtilen rakamların en yükseği olan 215.092 rakamını geçmemeli. Fakat durum böyle de değil.

     340binden fazla kullanıcı no.su olduğu iddiasıyla devam eden bir yargılama dosyasında, kişiye iletişim iddia edilen diğer kullanıcı no.lardan birkaç örnek ekran resmi sunalım.

     Kişiye yöneltilen kullanıcı no 340 bini aşmakla birlikte, ByLock üzerinden iletişim iddiası olan kullanıcı no.ları ise 500bini aşıyor. Bu şekilde çok sayıda örnek bulmak ve göstermek mümkün.Bu örneği seçme nedenimiz kullanıcı no.ların kullanıcılarla eşleştirilmemiş olması yani isimlerin olmamasıdır. ByLock her kişiye birer artırarak kullanıcı no veriyorsa, kayıt olan sayısının 500 binden fazla olması gerekmez mi? Kayıt olan sayısı 500 binden fazla ise uygulama mağazaları ve indirme sitelerinin 500 bini aşan indirme rakamı da tutarlı demektir. 500bin kişilik Silahlı Terör Örgütü olur mu?

     En az bir mesaj atan ve/veya alan sayısı 60.473 değil miydi? 400 bini aşan kayıtlı kullanıcı ne yaptı peki ByLock uygulamasıyla? Peki, bu kişilerle ilgili soruşturma dosyası var mı? Ya da soruşturma açılacakların belirlenme kriteri nedir? Kalanların neye göre soruşturması var?

     Görüldüğü gibi yalnızca kullanıcı sayısıyla ilgili rakamların dahi içinden çıkılması mümkün değil?

     O halde biz bir öneri sunalım. Diyelim ki bir kişi bir savcının veya hâkimin önüne bir banka dekontu koydu ve “bana borcunuz var, ödeyin” dedi. Hâkim veya savcımız veya sade vatandaşımızın gerçekten borçlu olup olmadığını anlamak için ne yaparız? Alacaklının hesabında belirtilen para miktarında bir eksilme ve borçlu olduğu iddia edilen kişinin hesabında aynı miktarda bir artış var mı, her iki banka hesabının kayıtları tutarlı mı diye bakarız. Banka hesaplarında tutarlı bir değişim yoksa alacaklı olduğunu iddia edenin dolandırıcı olma ihtimali dikkate alınır, öyle değil mi?

     Bir borç ilişkisinde dahi karşılıklı kayıt tutarlılığına bakılıyorken, vatandaşlarımızı “silahlı terör örgütü üyeliği” yani “terörist” olmakla suçlarken de en azından hem cep telefonu operatörü hem de ByLock sunucusundaki kayıtların tutarlı olmasına bakılmalı değil mi? Neticede ByLock kullanırken de internet üzerinden veri alışverişi yapmak gerekli. Tıpkı para alışverişinin tarafları olan iki banka hesabı gibi, veri alışverişinin taraflarının kayıtlarının tutarlı olması en temel şart değil midir?

     O halde kullanıcı sayısının en fazla 60.473, yani “en az bir mesaj almış ve/veya göndermiş kişi sayısı” kadar olması gerekir. Bu 60.473 kayıt içinde de mükerrer kullanıcılar vardır. Dolayısıyla sayının 55 bin mertebesinde olduğu tahmin edilmektedir. Bu kişilerin de ne yazdıklarına bakılması gerekir. Yemek tarifi mi yazmış? Aşk mektubu mu yazmış? Suç olarak nitelenemeyecek şekilde dua, ayet veya hadis mi paylaşmış? Darbe girişimine yönelik veya başka bir silahlı eyleme yönelik paylaşım mı yapmış? Biz sadece sonuncuların cezalandırılmasından yanayız. Ulusal ve uluslararası hukukun ve de vicdanın gereği de bu olsa gerek.