Mehmet Yılmaz, T24'teki bugünkü köşesinde Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın Mütevelli Heyeti Başkanı olduğu YETEVisimli vakıfın enerji sektörüne giriyor olmasını değerlendirdi. "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu  Bilal Erdoğan'ın Mütevelli Heyeti Başkanı olduğu YETEV isimli vakıf, enerji sektörüne giriyor." yazan Yılmaz, "Bu vakıf aynı zamanda özel okul işletmeciliği de yapıyor, Yenidoğu Okulları, İrfan Okulları ve Palet Okulları ismini taşıyan eğitim kurumları var." ifadelerini kullandı.

"GÜCÜ BAĞIŞLARDAN OLUŞUYOR"

"Bor ilçesinin Okçu Köyü'nde kurulacak güneş enerjisi santralı 95 milyon liraya mâl olacak. İmar planında "tarımsal nitelikli arazi" olarak görünen 13 hektarlık bir alanda 13 bin 211 adet panel kurulması planlanıyor. Projenin ekonomik ömrünün 49 yıl olacağı, 6 ay içinde faaliyete geçeceği belirtiliyor." diyen Yılmaz, "Bu vakıf Erdoğan ailesinin kontrolündeki tek vakıf değil. Tam sayıyı bulmak giderek güçleşiyor, maşallah kardeşlerin her biri bu işin ustası. Vakıflar şeffaf olmadıkları için internet sitelerinde parasal kaynaklarının ne olduğunu açıkça göremiyoruz. Vakıflar Genel Müdürlüğü bunları denetliyor olmalı ama böyle vakıflarda gerçek bir denetimi yürütecek yürekte görevlisi var mıdır, sanmıyorum. Bu vakıfların mali gücü bağışlardan oluşuyor." görüşünü savundu.

İşte, T24 yazarı Mehmet Yılmaz'ın o sözleri:

Bilal Bey, 95 milyonu nereden buldu?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın Mütevelli Heyeti Başkanı olduğu YETEV isimli vakıf, enerji sektörüne giriyor.

Bu vakıf aynı zamanda özel okul işletmeciliği de yapıyor, Yenidoğu Okulları, İrfan Okulları ve Palet Okulları ismini taşıyan eğitim kurumları var.

Hayli de büyük okullar bunlar. Yenidoğu'nun İstanbul'daki dört kampüsünde toplam 51 bin 500 metrekare kapalı alanı bulunuyor. 24 kişilik sınıflarda Montessori sistemi eğitim yapılıyor.

İrfan Okulları'nda ise ana okulundan orta okula ve teknoloji lisesine yayılmış bir yelpaze var.

Palet Okulları da dört ayrı kampüste Montessori sistemini uyguluyor.

2018 yılında kurulmuş bir vakfın böyle bir fiziksel büyüklüğe kavuşması Bilal Bey kardeşimizin üstün becerilerinden mi kaynaklanıyor?

Bana soracak olursanız bunun yönetim becerisiyle alakası yok, oraya sonra geleceğiz.

Şimdi güneş enerjisi santrali kurmak üzere gerekli izinleri almışlar, kuracakları santral için ÇED raporu da gerekmeyecekmiş.

İsmail Arı'nın BirGün'deki haberine göre Bor ilçesinin Okçu Köyü'nde kurulacak güneş enerjisi santralı 95 milyon liraya mâl olacak. İmar planında "tarımsal nitelikli arazi" olarak görünen 13 hektarlık bir alanda 13 bin 211 adet panel kurulması planlanıyor. Projenin ekonomik ömrünün 49 yıl olacağı, 6 ay içinde faaliyete geçeceği belirtiliyor.

Bu vakıf Erdoğan ailesinin kontrolündeki tek vakıf değil.

Tam sayıyı bulmak giderek güçleşiyor, maşallah kardeşlerin her biri bu işin ustası.

Vakıflar şeffaf olmadıkları için internet sitelerinde parasal kaynaklarının ne olduğunu açıkça göremiyoruz.

Vakıflar Genel Müdürlüğü bunları denetliyor olmalı ama böyle vakıflarda gerçek bir denetimi yürütecek yürekte görevlisi var mıdır, sanmıyorum.

Bu vakıfların mali gücü bağışlardan oluşuyor.

Bildiğiniz gibi Erdoğan yüzüğünü satarak siyasete girmiş bir kişilik ve ailesinin de böyle dev vakıflar kuracak bir mali gücünün olmadığını varsaymamız gerekiyor.

Biliyoruz ki bu vakıfların en büyük bağışçıları da devletle şu ya da bu şekilde iş yapan büyük şirketler, müteahhitler vs.

Bilin ki bu bağışlar bizim cebimizden çıkıyor.

Kimisi ballı ihale aldığı için bağış yapar, kimisi bir işinin çözülmesini sağlamak için.

Ucu her halükârda vergilerimizden oluşan havuza dokunur.

Bir iş adamı durduk yerde bir vakfa 1 milyon dolar gibi paralar bağışlıyorsa bilin ki o bağışı misliyle çıkaracak bir iş kendisine verilmiştir.

Bu vakıfların ABD'de bile milyon dolarlık yatırımları var.

"Devletin kamu hizmetlerindeki yükünü azaltmak" diye yola çıkıyorlar ama vakıflar kamu kaynaklarından besleniyor.

Ve o kaynakların bu vakıflara akmasının tek nedeni çocukların babalarının Cumhurbaşkanı olması.

Önümüzdeki seçimde Cumhurbaşkanı seçilemezse bu vakıfların gelirleriyle siyaseti de finanse ederler, Saray'da alıştıkları müreffeh yaşamı da eksiksiz sürdürürler.

Her iktidar döneminde, iktidar büyüklerinin böyle vakıflar kurmalarının temel nedeni de budur.

Kılıçdaroğlu seçimi kazanırsa bu vakıfları iyice incelemeli. Bakalım altlarına neler süpürülmüş?