Habertürk yazarı Fatih Altaylı, sağlık turizmiyle ilgili Türkiye'deki özel hastanelerin faturasız işlem yapmasını gündemine aldı.

"Sağlık turizminde Türk işine doğru" başlık yazısında sağlık turizminde faturasız tedavi uygulamasının yaygınlaştığını ve bu durumun sıkıntı çıkarabileceğini kaydeden Altaylı, "Şehir hastanelerinde bile sağlık turizmine ayrılmış, sağlık turizmi için planlanmış bölümler var. Ancak buradaki denetimsizliğin Türkiye’nin başına iş açma ihtimali büyük..." dedi.

İşte Fatih Altaylı'nın yazısı şu şekilde:

"Sağlık turizminin Türkiye’nin gelir kalemleri arasında yerini aldığını bir süredir biliyoruz.
Hastanelerimizdeki yabancı bolluğunun nedeni sadece bu hastaneleri ücretsiz ve randevusuz kullanma ayrıcalığına sahip Suriyeliler başta olmak üzere göçmenler değil.
Özel hastanelerimizde, kimi Ortadoğulu, kimi Avrupalı, kimi Amerikalı pek çok hastaya rastlamak mümkün.
Şehir hastanelerinde bile sağlık turizmine ayrılmış, sağlık turizmi için planlanmış bölümler var.
Ancak buradaki denetimsizliğin Türkiye’nin başına iş açma ihtimali büyük.
Evet şahane hastanelerimiz var, bunlar fiyat kalite orantısında dünyanın muhtemelen en iyileri ama madalyonun bir de öteki yüzü var.
Türkiye’deki durumu bilmeyen, anlamakta güçlük çekebilecek bir kültürden gelen pek çok hasta, Türkiye’de yanlış tedavi kurbanı olabilir ve hatta oluyor. Merdiven altı kliniklerde, kayıt dışı muayenehanelerde, Türkiye’de çalışma lisansı dahi olmayan doktorların hatta doktor dahi olmayan madrabazların eline düşen yabancı hasta sayısı hiç de az değil.
Özellikle sigorta kapsamı dışında, kendi imkanları ile estetik ameliyatlar için gelen hastaların buralara düşme oranı hiç de düşük değil.
Bunun yanı sıra, Türkiye’nin kayıt dışı alışkanlığı bu sektörde de kendini göstermeye başladı.
Faturasız operasyonlar, faturasız tedaviler.
Geçtiğimiz günlerde Fransa’da yaşayan bir arkadaşımın eşinin, Arjantin asıllı yeğeni bir operasyon için Türkiye’de bir hastaneye internet üzerinden ulaşmış.
Bir estetik operasyon için anlaşmış.
Arkadaşım da beni arayarak bu hastanenin iyi olup olmadığını sordu.
Çok büyük, çok bilinen bir özel hastane zincirinin şubelerinden biriydi.
Daha sonra genç kadın geldi, başarılı bir ameliyat geçirdi, bir gün hastanede kaldı.
İki gün de otelde geçirdikten sonra ülkesine geri döndü.
Ancak bir sorun vardı.
Ortada bir fatura yoktu.
Hastaneden kendisine 3000 Avro aldıklarına dair bir kağıt parçası vermişlerdi ama başkaca bir belge yoktu. Kendisine bunun yeterli olduğu söylendi ve yollandı.
Genç kadın kendisine bu hastaneyi öneren arkadaşları ile konuşunca, bu durumun yaygın olduğunu anladı ve içi rahatladı.
Ben ise bu durumdan sağlık turizminde faturasız hayatın yaygın olduğunu anladım.
Pek de rahatlamadım."