Gazeteci yazar Abdurrahman Dilipak son günlerde AK Parti’nin Cumhur İttifakı’nı genişletme çabaları sırasında, İstanbul Sözleşmesi’nin temel hukuki düzenlemesinin başında yer alan 6284 Sayılı Kanun tartışmalarına katıldı.

Abdurrahman Dilipak, 6284 Sayılı Kanun hakkında, “Bizim için önemli bir konudur ve kırmızı çizgimizdir” diyen AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’e tepki gösterdi. 

BİR AN EVVEL BU 6284 HADESİNDEN TAHARET GEREK

HaberVakti yazarı Abdurrahman Dilipak, “Tüm siyasi partilerin önünde seçim yokuşu var! AK Parti bu yokuşu çıkarken sırtında “AKP kamburu” varken bir de bu ''kırmızı çizgi'' çıktı! Bu zorlu yokuştan çıkışı, AKP'liler zora sokacak gibi sanki! Bir an evvel bu 6284 Hades’inden taharet gerek!? “İstanbul Sözleşmesinden çekilme iradesi beyanı” ile bitmedi bu iş. Bitmez de. Bugüne kadar “Mavi boncuk politikası” ile bu iş buraya kadar getirildi ama “Seçim yokuşunda susamak” zordur. İçinizden birileri bize dönüp, “artık kimse bu konuyu konuşmasın bu iş bitmiştir” deyip, öbür tarafa dönüp “6284 sayılı yasada aynı hükümler mevcut, zaten bu yasanın ilk maddesinde bu belirtiliyor, dolayısı ile uygulamaya dönük yeni bir durum yok. Bu açıklama konjonktürden kaynaklanan “Sosyo politik bir tutum” diyerek, çözüm bekleyen insanları daha fazla oyalayamaz.” görüşünü savundu

“BU GİDİŞİNİZ HAYRA ALAMET DEĞİL”

“Bakın bu gidiş hayra alamet bir gidiş değil.” diyerek iktidara seslenen Abdurrahman Dilipak, “Kaçtığınızı sandığınız şeye doğru koşuyor olmayasınız sakın. Böyle yokuş aşağı koşar gibi gitmeye devam edilirse tepetaklak düşme riskiyle karşı karşıya kalınır!” dedi.

Abdurrahman Dilipak yazısının bir bölümünde şöyle devam etti:

“Parola: 6284

İişaret: Kırmızı

Kurtuluşun şifresi “ON Emir”de

Anladınız değil mi! Anlaşılmayacak bir şey yok ki!

Görüyorsunuz, “yıkıldık” derken, boğmaya “sel” geliyor. (Meğer çadırlar ve konteyner evler dere kenarına, vadinin dibine yapılmış. Allah akılsızlıkları ödüllendirmez)

“YaRab, bu karanlık gecenin yok mu sabahı” derken birileri cehennemin kapılarını aralıyor: Şeytanın ateşi dünyayı yakıyor.

Şeytanın dostlarından uzak durun, Onları kendinizden uzaklaştırın. Onları yakacak ateş sizi de yakar sonra. Kurtuluşun şifresi “ON Emir”de. ON emir kriterlerine uyun!

Din ve devlet büyüklerini İlah ve Rab edinip şirke sapmayın, Fahişelerin (haddi aşanların) peşinden gitmeyin!

Zina / Fuhuş, yapmayın!

FAHŞA’ya sapmayın, yaptığınız binaların demirini-çimentosunu çalmayın, “fay hattı”na inşaat yapmayın, Tevbe edin. Aklınızı kiraya vermeyin, yalan söylemeyin, Allah’ın gazabından korkun ve Onun merhametine sığının.

(Misal olsun diye) Şair bugün yaşasaydı herhalde:

“Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Çukura çadır kurarsan sel basarmış
Fay hattına gökdelen dikersen
Deprem yıkarmış
İnsan bazı gerçekleri başına taş yağınca anlarmış” derdi.”