Esad'ın devrilmesiyle iç savaşın sona erdiği Suriye üç ay sonra yine karıştı. Güneyde Dürzilerin, kuzeyde Kürtlerin haritadan yer istediği ülkede Nusayrilerin yaşadığı kıyı kesimde Esad yanlıları ile yeni yönetim güçleri arasında çatışmalar başladı. Geçici hükümetin halkla diyalog sağlayamadığı hassas bölgede çok sayıda sivilin hayatını kaybettiği olaylar provokasyon iddialarını beraberinde getirdi.
Geçici hükümet güçleriyle devrik Esad rejimi unsurları arasında Lazkiye ile Tartus’ta patlak veren çatışmaların ülke geneline yayılmasından endişe ediliyor. Devlet Başkanı Şara, ulusal birlik ve beraberlik vurgusunda bulundu. Türkiye de yaşananları yakından takip ederken yeni bir iç savaş ve ardından gelebilecek göç dalgasına karşı tedbir çağrısı yapıldı.
NUSAYRİ SİVİLLER RUS ÜSSÜNE SIĞINDI
Esad’ın 8 Aralık 2024’te devrilmesiyle iç savaş 13 yıl 11 ay sonra bitti. Silahların sustuğu ülkede rejimi yenen Ahmed eş-Şara liderliğinde geçici hükümet kuruldu. Şam yıllar sonra dünya ile tekrar temasa geçti. Ancak üç ay sonra Nusayrilerin çoğunlukta olduğu kıyı kesim karıştı. Suriye İnsan Hakları Gözlem Evi ile Suriye İnsan Hakları Ağı, Esad yanlısı milislerin başlattığı iddia edilen çatışmalarda yüzlerce sivilin öldüğünü duyurdu. Bölgede güvenliğinden endişe eden Nusayri sivillerin Lazkiye’deki Rus hava üssüne sığındığı belirtildi.
TÜRKİYE SÜKUNET İÇİN DEVREYE GİRSİN
Suriye'de iç savaş yeniden mi başlıyor?' endişesi artarken BM, çatışmaların büyüyebileceği uyarısı yaptı. Türkiye'de de muhalefet hükümete seslendi. CHP lideri Özel, Ankara'nın çatışmalarda sivil kayıpların önlenmesi için adım atmasını istedi. ABB Başkanı Yavaş da 'Lazkiye’de insanlık dramı yaşanıyor. Türkiye trajedinin derinleşmesini engellemek için etkin bir diplomasi yürütmeli' dedi. Anahtar Parti lideri Ağıralioğlu ise 'Hükûmet, mezhep çatışmasını durdurmak için nüfuzunu kullanmalı' çağrısı yaptı.
KRİZ İYİ YÖNETİLMEZSE ÇATIŞMA YİNE BAŞLAYABİLİR
Suriye'de yaşanan çatışmaları değerlendiren uzmanlar Şam'ın krizi hassasiyetle yönetmesi gerektiğini belirtti. Provokasyonlara da dikkat çekti:
KARAR YAZARI VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI PROF. MENSUR AKGÜN:Bu tür olayların siyasi suistimale açık olduğunu, İran başta olmak üzere dışarıdan müdahalelere imkan tanıdığı unutulmamalı. Yeni rejimin sivil halka karşı dikkatli olması şart.
EMEKLİ ŞAM BÜYÜKELÇİSİ ÖMER ÖNHON: İran ajanlarının ve muhtemelen başkalarının, ortalığı karıştırdıkları söyleniyor. Şara, süreci iyi yönetemezse, Suriye yine krize ve iç savaşa sürüklenebilir.
EMEKLİ BÜYÜKELÇİ MEHMET FATİH CEYLAN: Mezhepsel gerginlik bu kez Lazkiye’de kanlı çatışmalara yol açtı. Şara yönetimi yangına körükle gidecek söylem ve eylemlerle sonuç alamaz.
ESKİ SURİYE KORKUSU
Karar'dan Merve Şişman'ın haberine göre, Lazkiye’de ordu birlikleri, ara ara çatışmalar yaşansa da büyük oranda kontrolü sağlamış durumda. Operasyonların ana merkezlerinden biri de Esad ailesinin doğum yeri olan Kardaha. Halep’te ise hükümet yanlısı halk, operasyonlara destek verdi.
Suriye’de 15 Mart 2011’de okul duvarına “Ey doktor (Beşar Esad) şimdi sıra sana geldi” yazılmasıyla başlayan iç savaş, 8 Aralık 2024 sabahı Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhaliflerin Şam’ın kontrolünü ele almasıyla sona erdi. Baas Partisi’nin 61 yıllık kanlı iktidarı devrilirken Esad ve ailesi Rusya’ya kaçtı. Ardından HTŞ lideri Ahmed Şara, başta Türkiye olmak üzere Batı ve bölge ülkelerinden aldığı destekle düzeni kurmaya girişti. 29 Ocak’ta kurulan geçiş yönetiminin başına geçen Şara, şubat sonunda yol haritasını belirlemek için bir “Ulusal Diyalog Konferansı” düzenledi. Ancak istenen birlik sağlanamadı. Bir taraftan İsrail’in Şam’a 20 kilometre uzağa kadar işgalini genişletmesi ve Dürzileri kışkırtması, diğer taraftan omurgasını terör örgütü YPG’nin oluşturduğu ABD destekli Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) silah bırakmayı reddetmesi, yeniden inşa önündeki en büyük engeller oldu.
ŞARA MEYDAN OKUDU: Yeni hükümet bütün bunlarla uğraşırken 6 Mart’ta ülkenin Akdeniz kıyısındaki Lazkiye ile Tartus şehirleri karıştı. Şam hükümetine bağlı askerlerle Esad yönetimine bağlı güçler arasında şiddetli çatışmalar sonucu yüzlerce kişi yaşamını yitirdi. Her iki kentte sokağa çıkma yasağı ilan edilirken kent merkezleri ve çevre köylerde geniş çaplı operasyon başlatıldı. Alevi nüfusun yoğunlaştığı bölgelerde artan çatışmalar, Humus ve Halep’e de sirayet etti. Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, olaylara ilişkin yayımladığı mesajında “ulusal birlik ve beraberlik” vurgusu yaptı. Bazı rejim kalıntılarının bilmedikleri yeni Suriye’yi sınamaya kalkıştığını belirten Şara “Ülkemizi korumak herkesin ortak sorumluluğu. Devlet toplumsal barışın garantörü olmaya devam edecek” dedi; isyancılara “Biz, sizin harap ettiğiniz bu toprakları yeniden inşa etmek isteyen bir halkız. Kimsenin kanını dökmek gibi bir amacımız yok. Biz şerefimizle savaşan bir milletiz, siz ise şerefsizce savaşanlarsınız. Peşinizi bırakmayacağız. Derhal teslim olun” şeklinde seslendi. Şara, çatışma bölgelerindeki tüm askeri birliklerden, yaşanan ihlallerin bir daha olmaması için komutanların talimatlarına uyulmasını istedi.
“ALEVİLER HEDEFTE”: Ordu şimdilik büyük oranda kontrolü sağlarken İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) “Güvenlik güçleri ve onlara bağlı gruplar tarafından kıyı bölgesinde perşembeden bu yana 311 Alevi sivil öldürüldü” iddiasında bulundu. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu Alevi ailelerin Lazkiye’de Rusya hakimiyetindeki Himeymim hava üssüne sığındığı görüldü. Bölgesel kaynaklar, toplam ölü sayısının 524’e yükseldiğini ifade etti. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres de tüm taraflara çatışmaları durdurma, sivilleri koruma çağrısı yaptı. Gelişmeleri Ankara da yakından takip ediyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın; bugün Ürdün, Irak, Lübnan ve Suriyeli muhataplarıyla Amman’da gerçekleştirilecek toplantıya katılacak.
UZMAN GÖRÜŞLERİ
"SÜREÇ İYİ YÖNETİLMEZSE YENİ BİR İÇ SAVAŞ BAŞLAR"
Türkiye’nin son Şam Büyükelçisi Ömer Önhon, Suriye’de yaşanan çatışmaları KARAR’a değerlendirdi. HTŞ içinden ve başka radikal, selefi gruplardan militanların mezhep düşmanlığının yanında intikam dürtüleriyle hareket ettiğine işaret eden Önhon, şöyle devam etti: “Nusayrileri ve Nusayri yerleşimlerini taciz ediyorlar, insanları öldürüyorlar. Nusayriler de organizeler. Bölgeye dönen rejim askerlerinin katılımıyla daha güçlendiler. Yani iki taraftan da hareket var. Ayrıca Nusayrilerin ekonomik koşulları kötü. Devletteki işlerinden çoğunlukla ayrılmak zorunda kaldılar. İran ajanlarının, ve muhtemelen başkalarının ortalığı karıştırdıkları söyleniyor. Ahmed Şara, açıklamalar yapmanın ötesine geçerek katliamları gerçekleştirenleri nötralize etmeli; saldırıları tasvip etmediğini göstermeli. Süreci iyi yönetemezse ve dış güçlerin olumsuz anlamdaki müdahaleleri devam ederse, Suriye yine krize ve iç savaşa sürüklenme tehlikesiyle karşı karşıya kalır.”
"ÇÖZÜM MEZHEPÇİLİKTEN UZAK YÖNETİM ANLAYIŞI"
Emekli Büyükelçi Mehmet Fatih Ceylan, Suriye’deki kırılgan tabloya dikkat çekti. “Evet Colani’nin iktidarı ele geçirmesiyle yeni bir sayfa açıldı ama bu, iç savaşın tetiklediği istikrarsızlığın son bulduğu anlamına gelmiyor” diyen Ceylan “Suriye içindeki kırılgan tablonun yerli yerinde durduğu son gelişmelerle ortaya çıktı. Onlarca yıla dayalı mezhepsel gerginlik, Lazkiye’de kanlı çatışmalara yol açtı. HTS bünyesinde bulunan aşırıcı grupların kökenleri belli. Beslendikleri ideoloji ortada. Bundan vazgeçtiklerine dair elle tutulur bir ilerleme kaydettiklerini öne sürmek müşkül. Ortada ağır bir insanî tablo mevcut. Başta Colani yönetiminin bundan gerekli dersleri çıkarması zorunlu. Çözüm; geniş tabanlı, tüm kesimleri kapsayan, mezhepçilikten uzak, ilk aşamada katılımcı demokrasinin en azından asgarî standartlarını karşılayan bir yönetim anlayışı... HTS’nin geçmişi göz önüne alındığında bunu umut etmek zor” ifadelerini kullandı.
ORTAM DIŞARIDAN MÜDAHALELERE UYGUN
Dış politika uzmanı, yazarımız Prof. Dr. Mensur Akgün, Suriye’deki gerilimle ilgili şunları söyledi: “Bu denli büyük iç savaştan sonra tarafların her şeyi bir anda unutup normal düzene geçmesi kolay değil. Esad rejimine yakın insanların yakalanması ve düzenin sağlanması amacıyla yapılan bir operasyonun kontrolden çıktığı, eski milis yeni kolluk kuvveti bazı unsurların eski reflekslerine başvurduğu anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı Şara’nın sorumluların hesap vereceğini söylemesi önemli. Bu tür olayların siyasi suistimale açık olduğunu, İran başta olmak üzere dışarıdan müdahalelere imkan tanıdığını unutamamakta yarar var. Yeni rejimin bu ve bundan sonra yapılacak operasyonlarda meşruiyet zemininde kalacağını, sivil halka karşı dikkatli olacağını göstermesi şart. Suriye yeterince acı çekti, daha fazlasına ihtiyacı yok.”
HÜKÜMET HAREKETE GEÇMELİ
CHP lideri Özel, Suriye’de yaşanan olaylarda sivil kayıpların önlenmesi için iktidarı girişimde bulunmaya davet etti: Lazkiye ve çevresindeki Alevilere yönelen şiddetin sonucunda ortaya çıkabilecek katliam endişesi bütün vatandaşlarımızda büyük bir kaygı yaratmaktadır.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Suriye’de son günlerde meydana gelen olaylara ilişkin sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Yaşananlardan üzüntü duyduğunu belirten Özel “İktidarın Suriye’de zafer söylemi etrafında oluşturduğu yalancı bahar havasının dağıldığı ve çatışmaların yeniden alevlendiği görülüyor. Lazkiye ve çevresindeki Alevilere yönelen şiddetin sonucunda sivil kayıpların artması ve azınlıklara yönelik katliam endişesi bütün vatandaşlarımızda büyük bir kaygı yaratmaktadır. Türkiye, 2011’de başlayan iç savaşta Suriye’den sonra en fazla etkilenen ülke olmuştur. Çatışmaların derinleşmemesi için ülkemizin kardeş Suriye halkının tamamıyla dayanışma içinde bulunması gereğini hatırlatıyorum. Suriye’ye yakın coğrafyadaki Alevi vatandaşlarımızın akrabalarının durumları ile ilgili duydukları endişeyi aynen paylaşıyor, bu konuda yetkililerle temaslarımızı sürdürüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini bu konuda daha etkin davranmaya, sivil kayıpların önlenmesi için Şam yönetimi nezdinde sonuç alıcı girişimlerde bulunmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.
15 KİŞİLİK HEYET: Bu arada Özgür Özel, çatışmalarla ilgili Hatay’a gitmek üzere heyet görevlendirdi. Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ve Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut’un başkanlığındaki heyet; milletvekilleri Hasan Öztürkmen, Melih Meriç, Bilal Bilici, Gülcan Kış, Talat Dinçer, Mahmut Tanal, Cemal Enginyurt, Müzeyyen Şevkin, Servet Mullaoğlu, Nermin Yıldırım Kara, Mehmet Güzelmansur ve önceki dönem parlamenterler Alpay Antmen ile Cengiz Gökçel’den oluşuyor. Heyet, Hatay’ın tüm ilçelerini ziyaret ederek görüşmelerde bulunacak, konuyla ilgili kapsamlı bir rapor hazırlayacak.
LAZKİYE’DE İNSANLIK DRAMI YAŞANIYOR
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Suriye’deki gelişmelerden duyduğu endişeyi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla dile getirdi. Uluslararası toplumu insanlık krizine karşı kayıtsız kalmamaya çağıran Yavaş, şunları kaydetti: “Bölgedeki sivillerin, özellikle de azınlık topluluklarının hedef alınmasını kabul etmiyoruz. Lazkiye’de bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Sivil kayıpların önlenmesi ve Lazkiye halkının kendi topraklarında güven içinde yaşayabilmesi için acilen harekete geçilmelidir. Türkiye, yaşanan bu trajedinin derinleşmesini önlemek adına daha etkin bir diplomasi yürütmeli, uluslararası toplumla iş birliği içinde hareket ederek çatışmaların durdurulması amacıyla çaba göstermelidir. Yeni bir sığınmacı dalgasına neden olabilecek gelişmelerin önüne geçmek için bölgede istikrar sağlanmalıdır. Yıllardır Suriye savaşının en ağır ekonomik ve insani yükünü taşıyan ülkelerden biri olarak, bu krizi yalnızca izlemekle yetinemeyiz. Yaşanan trajedinin daha büyük bir felakete dönüşmesini engellemek hepimizin sorumluluğudur.”
YAŞANANLAR ORTADOĞU KLASİĞİ
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, komşumuzda beliren iç savaş emarelerine işaret etti. X hesabından açıklama yapan Ağıralioğlu “Suriye’de yaşanan son çatışmalar hem çatışanlar hem de çatıştıranlar için bir Ortadoğu klasiğidir. En kestirme ifadeyle Suriye’nin ‘Irak’laştırılma stratejisinin bir sonucudur. ‘Irak’ın toprak bütünlüğü” devrimin mottosuydu. Üç parçaya ayrıldı ve Saddam’ı aratır büyük acılar yaşandı. Şimdi ‘Suriye bütünlüğü’ denilerek takdim edilen devrimin akıbeti de inşallah üç parça olmakla sonuçlanmaz; Esad’ı aratacak büyük acılara sebep olmaz. Mezhep temelli çatışma, bölgeyi istikrarsız hâle getirme planının en kolay yolu. Stabilizasyon sağlanamazsa bölge yeni bir çatışma ve göç sarmalına girebilir. Hükümet; inisiyatif almak, nüfuzunu da mezhep çatışma ve katliamını durdurmak istikametinde kullanmak mecburiyetindedir” ifadelerini kullandı.