Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, Prof. Dr. Necmettin Erbakanvefatının 12. sene-i devriyesinde rahmet ve minnetle anarak, ''Erbakan Hocamız, her daim "Önce Ahlak ve Maneviyat" düsturunu şiar edinmişti. Ahlak anlayışı kuru bir slogandan ibaret değildi. Maneviyat vurgusu da sadece siyasi bir söylem değildi. Milli ve manevi değerlerimizin korunmasına özen gösterir, günübirlik siyasi çıkarlar uğruna değerlerimizin istismar edilmesine asla rıza göstermezdi.'' dedi.

Milli Görüş hareketinin kurucu lideri ve Türk siyasetinin "Erbakan Hoca"sı merhum Başbakan Necmettin Erbakan'ın vefatının üzerinden 12 yıl geçti.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, merhum Necmettin Erbakan'ın başta Türkiye olmak üzere İslam coğrafyasında derin izler bıraktığını vurgulayarak, ''İslam Birliği'nin kurulmasını önemsemiş, D-8'leri kurarak somut bir adım atmış ve bir vizyon ortaya koymuştur. Bugün İslam coğrafyası özelinde ve yeryüzü genelinde akan kan ve gözyaşı hiç akmasın diye, daha o günlerden bu somut adımları atmıştır.'' dedi.

'LİYAKAT SAHİBİ İNSANLARA GÖREV VERİRDİ'

Karamollaoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

''Merhum Liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız, dâr-ı bekâya irtihal edeli bugün tam 12 yıl oldu.85 yıllık ömrü ve yaklaşık yarım asırlık siyasi mücadelesi boyunca her daim "Önce Ahlak ve Maneviyat" düsturunu şiar edinmişti. Cenâb-ı Allah, kendisinden ebediyen razı olsun.

Erbakan Hocamızı kelimelerle anlatmak çok zor... Zira kendisi; bizlerin hayatında, ülkemizin ve İslam coğrafyasının genelinde derin izler bırakmıştır. Okul ve mühendislik hayatında, siyasi çalışmalarında her daim iyinin, doğrunun, faydalının ve hakkın mücadelesini vermiştir.

Bizler, kendisinden çok ama çok şey öğrendik. Bunların en başında, söylemlerine eylemlerini şahit kılmak gelir. Kendisi; Hakkı tavsiye etti, Hakkın rızasına uygun da bir yaşam sürdü. "Önce Ahlak ve Maneviyat" diyerek yola çıktı, her daim de bu yolda kararlılıkla yürüdü.

'AHLAK ANLAYIŞI KURU BİR SLOGANDAN İBARET DEĞİLDİ'

Kendi yaşamında olduğu kadar kamusal hayatta da "Ahlak ve Maneviyat" ilkesini asla göz ardı etmedi. Kendisinin vefatının ardından geçen son 12 yıllık süreçte yaşanan gelişmeler ise, bu hassasiyetinde ne kadar haklı olduğunu ve buna ne kadar ihtiyacımız olduğunu göstermektedir.

Erbakan Hocamız, "Önce Ahlak ve Maneviyat" düsturu gereği; Yalan, iftira ve hakareti; öfke ve nefret dilini reddederdi. Haksızlığa, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı çıkardı. Yolsuzluklara ve rüşvete asla müsamaha göstermezdi. Liyakat sahibi insanlara görev verirdi.

Erbakan Hocamızın ahlak anlayışı kuru bir slogandan ibaret değildi. Maneviyat vurgusu da sadece siyasi bir söylem değildi. Milli ve manevi değerlerimizin korunmasına özen gösterir, günübirlik siyasi çıkarlar uğruna değerlerimizin istismar edilmesine asla rıza göstermezdi.

Çünkü kendisi, ahlaki ve manevi değerlerimizin toplumsal huzur ve barışımızın temelini oluşturduğunu gayet iyi bilmekteydi. Bu değerlerimiz hakim kılınmadan, ülkemizin huzur, güven ve düzen bulamayacağı ise bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır.,

'“FAİZSİZ EKONOMİ”NİN TEMELLERİNİ ATMIŞTIR'

Merhum Liderimiz, maddi kalkınmayı da asla ihmal etmemiş, çok ciddi hamlelere öncülük etmiştir. Ağır Sanayi Hamlesini başlatmış, ta o zamanlar uçak fabrikalarını gündemine almış, her sektörü kapsayan ve ülke sathına yayılan yatırımlarla bir kalkınma modeli ortaya koymuştur.

Bu model ile birlikte artan Milli Gelirin adil paylaşımını da çok önemsemiş, DESİYAB gibi hamlelerle “faizsiz ekonomi”nin temellerini atmıştır.

Zira kendisi, toplumun tüm ihtiyaçlarını adil bir şekilde karşılamanın ancak bu yolla mümkün olduğunu da gayet iyi bilmekteydi. Erbakan Hocamız, sadece ülkemizin değil yeryüzünün de huzur ve barışa kavuşması için mücadele vermiştir.

Her daim sömürgeciliğe, zulme ve zalimlere karşı çıkmış; mazlumların hakkına da sahip çıkmıştır. Adaleti esas alan "Yeni bir Dünya"nın kurulması için gayret göstermiştir.

Bu minvalde; İslam Birliği'nin kurulmasını önemsemiş, D-8'leri kurarak somut bir adım atmış ve bir vizyon ortaya koymuştur.

Bugün İslam coğrafyası özelinde ve yeryüzü genelinde akan kan ve gözyaşı hiç akmasın diye, daha o günlerden bu somut adımları atmıştır. Erbakan Hocamız, yeryüzü üzerinde adaleti, huzur ve barışı tesis edecek ilkeleri ise şöyle özetlemişti: Savaş değil, barış! Çatışma değil, diyalog! Çifte standart değil, adalet! Üstünlük değil, eşitlik! Sömürü değil, âdil düzen! Baskı ve tahakküm değil, insan hakları!

'ACILARIMIZI PAYLAŞMAK İÇİN SEFERBER ETME KARARI ALDIK'

Ne yazık ki bugün, bu ilkeler çerçevesinde başlatılan hamlelerin devam ettirilmemiş olmasının ve Erbakan Hocamızın bir vizyon olarak ortaya koyduğu "Şahsiyetli Dış Politika"nın takip edilmemesinin acı sonuçlarını yaşıyoruz. Bu yanlışlara artık bir son vermek mecburiyetindeyiz!

Her yıl toplumumuzun tüm kesimlerinin katılımıyla düzenlediğimiz Erbakan Hocamızı anma toplantılarımızı ise bu yıl, meydana gelen depremlerin ardından iptal ederek, maddi ve manevi tüm imkanlarımızı yaralarımızı sarmak, acılarımızı paylaşmak için seferber etme kararı aldık.

Bu duygu ve düşüncelerle, merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı vefatının 12. sene-i devriyesinde rahmet, minnet ve özlemle yâd ediyor; depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza da bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet, makamları âli olsun...''