2023 yılının başına deprem felaketiyle birlikte iklim olayları damga vurdu. Güneydoğu illerinde sel yaşanırken ülke genelinde son 22 yılın en kurak ocak ve şubat ayı geride bırakıldı. İlkbaharda da beklenen yağışları alamadığımız takdirde yaz aylarının zor geçeceğini belirten Prof. Dr. Yusuf Demir, “Bizi daha önemli kuraklık ve tarımsal üretim sıkıntısı bekliyor” dedi.
Türkiye son yılların en kurak kışını geride bıraktı. Azalan yağışlara ek olarak nispeten sıcak geçen kış ayları önümüzdeki yaz döneminde başta orman yangınları olmak üzere pek çok alanda riskler oluşturuyor. Samsun’daki Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre, Türkiye’nin en kurak dönemlerini yaşadığını söyledi.
Son 22 yılın en kurak ocak ve şubat ayının yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Demir, “Sonbahar kurak geçti. Kış aylarında da beklenen yağışlar gelmeyince barajlardaki su seviyesi, kritik seviyelere düştü. Kuraklık nedeniyle pek çok baraj ve gölde olduğu gibi İstanbul barajlarındaki doluluk oranı da yüzde 35’e geriledi. Yağış oranlarındaki düşüş endişe verici seviyeye ulaştı. En fazla düşüş yaşanan bölge ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Bölgedeki yağış oranı geçtiğimiz yıl, ocak ayına göre yüzde 74 azaldı.
Konu ile ilgili çalışma yapan uzmanlar, 31 kentte ‘olağanüstü kuraklık’ yaşandığını söylüyor. Küresel iklim değişiminin etkisine bağlı olarak mevsim kaymalarının yaşandığı ülkemizde, son yıllarda yağış rejiminde de önemli değişikler gözlemleniyor” dedi.
2023’te kış mevsim şartlarının çok oluşmadığını, ilkbaharın ise emarelerinin yaşandığını vurgulayan Prof. Dr. Demir, “Bu süreç sonucunda farklı bölgelerde; hem meteorolojik hem hidrolojik hem de tarımsal kuraklığı yaşadığımız görülüyor. İlkbaharda beklenen soğuklar ve yağışı almadığımız takdirde; yaz aylarında bizi daha önemli kuraklık, su sıkıntısı, tarımsal üretim, verim ve kalite sıkıntısı bekliyor” diye konuştu.
Türkiye’de 3 çeşit kuraklık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Demir, “Yağış miktarında düşüş, yağış rejimindeki düzensizlik ve meteorolojik kuraklık, ülkemizin büyük kesimlerinde görülüyor. Bu sürecin etkisiyle son günlerde barajlardaki doluluk oranlarının düşmesi, akarsu debilerindeki azalmalar, pınar ve çeşmelerin kuruması, sulak alanlarda yaşanan sıkıntılar ve göllerimizdeki su rezervlerinde azalmalar, yer altı su miktar ve seviyelerindeki değişim ve düşüşler hidrolojik kuraklığın başlıca göstergeleridir. Aynı zamanda sonbahar, kış ve ilkbahar başlangıcında ekim, dikim ve çimlenmelerde yaşanan sıkıntılar tarımsal kuraklığın önemli işaretleridir. Yaz aylarına doğru gidildikçe sulama ihtiyacının artması, su kaynaklarının kısıtlı olması, ilkbahar yağışlarının düşmemesi halinde tarımsal kuraklığın etkisini ülkemizin önemli tarım bölgelerinde yaşamamız kaçınılmazdır” dedi.
Kaynak: Karar