Teknoloji, her geçen yıl bir önceki seneye göre daha da artan bir hızda gelişme gösteriyor. 20-30 yıl önce inanılması mümkün gözükmeyen teknolojik uygulamalar, bugün hayatımızın birçok alanında yer edinmiş durumda. Bu hızlı ilerleyişin savunma dünyasına etkileri de bir hayli önemli. Silah sistemleri mühendisi Mehmet Esad Aksal, teknolojinin savaş dünyasına etkilerini ve teknolojik olarak önde olan devletlerin bunu nasıl güç faktörü olarak kullandıklarını Millî Gazete’ye anlattı.

Teknolojiyi yöneten dünyayı yönetir

SİBER GÜVENLİK, ERBAKAN HOCA’NIN VİZYONUYDU”

Savunma sanayi teknolojilerinin sivil endüstrilerden sürekli ileride olduğunu ve çoğu zaman günlük hayatta kullanılan teknolojilerin askeri araştırmaların türevi olduğunu anlatan Mehmet Esad Aksal, “İkinci Dünya Savaşı’nda yarasa ve farelerin üzerine yerleştirilen bombalar o günün sıra dışı saldırı yöntemiydi. Şu an ise küçük bir kuş boyutunda insansız hava araçları ile saldırılar düzenlenebiliyor ya da görüntü ve istihbarat toplanabiliyor. Bugün bu gelişime öncü olan, sürdüren ve kullanabilen devletler operasyon gücünü artırıyor ve savaş alanında söz sahibi oluyor. Prof. Dr. Necmettin Erbakan, yıllar önce, ‘Komutasını ele geçirip sana atılan füzeyi, atıldığı yere geri gönderebilirsin’ diyerek bilgi ve haberleşme güvenliğinin önemini ve dijital savunma vizyonunu ortaya koymuştur” şeklinde konuştu.

“ARAÇ DİREKSİYONU, YAZILIM İLE DEVRE DIŞI BIRAKILABİLİR”

Çok küçük bir yazılım değişikliği ile elektrikli aracın direksiyonunun devre dışı kalabileceğini anlatan Aksal, “Son zamanlarda elektrikli araçlarda kontrol güvenliği önemli bir tartışma konusu. Otomobil denildiği zaman 2 tonluk bir kütleden bahsediyoruz ve tüm kontroller dijital olarak gerçekleştiriliyor. Siber güvenlik önlemleri alınmaz ise elektrikli araçlarda onlarca kötü senaryo yazılması mümkün. Öyle ki, mevcut araçlarımızda motor çalışmasa bile direksiyon kumandası yapılabiliyor ve araca yön verebilmeniz mümkün. Ancak örneğin TESLA marka araçlarda yönlendirme mekanizması fiziksel olarak direksiyon simidine bağlı değil, yönlendirme komutu bir mil ile aktarılmıyor. Alıcı bir sensör ve bir de motor var. Alıcı sensör direksiyonu kaç derece çevirdiğinizi anlıyor ve tekerleri yönlendiren motoru çalıştırıyor. Yani araç elektronikleri kapalıysa aracı yönlendirmeniz mümkün olamıyor. Gaz pedalı dijital olarak hangi hızla gidileceğini belirliyor. Bu sistemde kötü niyetli bir kod, istenildiği zaman otomobilin kontrolünü bozabilir, kasıtlı kazalara yol açabilir. Hatta bir insanı kaçırmak isteseler, kendi elektrikli aracını hackleyerek, araca bindiği anda kapıları kilitler, direksiyonu ve freni devre dışı bırakır, istenilen adrese teslim edebilirler” ifadelerini kullandı.

“ROBOT SÜPÜRGELER DE KÖTÜ NİYETLİ KULLANILABİLİR”

Neredeyse her türlü elektronik cihazın bize karşı kullanılabileceğini söyleyen Aksal, “Bugün bir insanın sizi gözetlemesi için fiziksel yakınlık kurmasına gerek kalmadı. Çokça veriyi robot süpürge ile elde etmek mümkün. Evin krokisi, kimlerin yaşadığı, ne konuşulduğu, hangi internet sayfalarının ziyaret edildiği gibi bilgiler basit müdahalelerle elde edilebilir. Robot süpürgeyi üreten firmanın bunu yapabilmesi çok daha basit. Haberimiz bile olmadan yazılım güncellemesi ile attığınız her adımın izlenmesi mümkün” diye konuştu.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Damadının İsrail Boykotunu Deldi Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Damadının İsrail Boykotunu Deldi

“ÜLKEMİZDE SİBER GÜVENLİK KONUSU GERİDEN TAKİP EDİLİYOR”

Aksal, “Geçtiğimiz günlerde kişisel bilgilerimizin çalındığına dair haberleri okudunuz. Ülke genelinde elektrik kesintisine sebep olan bir aksaklık kontrol sistemindeki iletişim eksikliğine bağlandı. Ne yazık ki siber güvenlik konusunda teknik ve hukuki bir standardımız yok. Bunun ne gibi bir zararı olabilir diye sorulduğunda her zaman şunu ifade ediyorum. Neden Amerika Birleşik Devletleri’nde benim ülkemde kaç tane böbrek hastası olduğunun bilgisi bulunsun. Kan grupları, yaygın hastalıklar, suç istatistikleri ve sosyal yönelimler, aleyhimizde kullanılabilecek büyük veriler. İstihbarat ajansları büyük veri madenciliği ile uluslararası kitle örgütlenmelerine zemin hazırlıyorken, kritik verilerin korunmasında çok daha etkili önlemler alınmalıdır” dedi.

“LÜBNAN’DAKİ CİHAZ SALDIRISINDA FİZİKSEL MÜDAHALE İZLERİ VAR”

Lübnan’da çağrı cihazları üzerinden yapılan saldırıyı da değerlendiren Aksal, “Lübnan’da yapılan saldırı ile ilgili şunu ifade etmem gerekiyor. Bu olayın teknolojik boyutunun dışında istihbarat boyutu da azımsanamayacak kadar büyüktür. Bu gibi saldırılarda fiziksel bir müdahale olmaması düşük bir olasılık. Bugün birçoğumuzun elinde mobil cihazlar var. Hepsi bir batarya ile çalışıyor. Bu bataryalar amacına uygun olarak üretilmiş ise bozulma reaksiyonları bu kadar hızlı olmaz. Saldırının videolarını izlediğimde patlamanın hızı ve şiddetinden edinilen değerlendirme fiziksel bir müdahale olduğu yönündedir. Yani Lübnan’da çağrı cihazları üzerinden yapılan saldırıda cihazların üretim aşamasında ya da sonrasında fiziksel bir müdahale yapılmış olması olasıdır” şeklinde konuştu.

Kaynak: Milli Gazete   /  Muhammed Ali Gökmen

Editör: Ahmet Kacır