İstanbul Ekonomi Zirvesi'nin kapanış konuşmasını Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, gerçekleştirdi. Bakan Şimşek, konuşmasında kuraklık riskinin arttığını belirterek, sorunun çözümü noktasında karbon salınımının ayak izinin vergilendirilmesi gerektiğini belirtti. Karbon ayak izi, insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçümüne verilen isim. Karbon ayak izi meselesinin emperyalistlerce istismar edilerek küresel adaletsizlik ve sömürüyü derinleştireceği eleştirileri yapılıyor.
İstanbul Finans Merkezi’ndeki "İklim Ekonomisi-Sürdürülebilirlik Finansmanı Zirvesi"nde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'ten küreselcilerin bir projesi olarak dünyaya dayatılan karbon salınımının ayak izinin vergilendirilmesi gerektiğini belirtti.
Şimşek’in sözlerine tepki yağdı. Sabah Yazarı Haşmet Babaoğlu, “Yeter, bu kadar küreselcilik yeter” ifadelerini kullandı. Yazar Osman Ünsal ise, iklim krizi meselesinin yapay bir kriz olarak üretildiğini iddia etti. Ünsal, “Üç yıldır anlatıyoruz hâlâ anlamak istemeyenler var! Olmayan bir salgın çıkardılar. mRNA ile hem cebinize sömürüp, hem de sağlık soykırımı yaparak nufüs azaltma projesine sizleri denek ettiler. Şimdi de olmayan bir "iklim değişikliği" yalanı uydurup, hem cebinizi sömürmeye devam edecekler, hem de özgürlüklerinizi tamamen elinizden alıp köle toplumlar inşa edecekler. Bir de iklim aşıları geliyor! Nüfus azaltma (insanı öldürme) projesine kaldıkları yerden devam edecekler!” dedi.
Şimşek’in açıklamaları şöyle:
Eğer 2050’ye kadar ortalama sıcaklık 3,2 derece artarsa, dünya bu haliyle güçlü bir tepki vermezse bu durumda küresel GSYH baz senaryoya göre yaklaşık 5’te 1 daha düşük olacak. Ve açlık riski de 5’te 1 oranda yükselecek. Kuraklık riski artıyor. Şu anda içinde Türkiye ’nin de olduğu 129 ülke bugünkü haliyle ciddi bir şekilde kuraklık riskiyle karşı karşıya kalacak.
Ne yapılabilir bu saatten sonra? Bütün ülkelerin mevzuat düzenlemesine gitmesi gerekiyor. Bağlayıcı mevzuata ihtiyaç var. Farkındalık eğitimleri çok faydalı olacak. AR-GE yatırımları, iklim değişikliğinde nasıl yaşayacağız? Bu çok kritik bir alan. Ciddi şekilde AR-GE yatırımı gerekiyor. Fosil yakıt sübvansiyonlarının azaltılması ve tamamen kaldırılması gerekiyor. Bütün dünya için geçerli hususlar. Karbon ayak izinin vergilendirilmesi gerekiyor.
"Karbon ayak izinin vergilendirilmesi gerekiyor"
Yenilenebilir enerji yatırımları, iklim değişikliğinde nasıl yaşayacağız? Bu çok kritik bir alan. Ciddi şekilde AR-GE yatırımı gerekiyor. Fosil yakıt sübvansiyonlarının azaltılması ve tamamen kaldırılması gerekiyor. Bütün dünya için geçerli hususlar. Karbon ayak izinin vergilendirilmesi gerekiyor. Ve dolayısı ile ciddi bir çaba gerekiyor. Karbon ayak izini azalmak ve daha çok yenilenebilir enerjiye dönülmesi gerekiyor. Ulaşım alanında elektrifikasyonu tamamlanmış araçların kullanılması gerekecek. İnşaat alanında verimli yeşil binalar yapılmalı.
"Bizim için yeşil dönüşüm aslında bir zaruret"
Bizim için yeşil dönüşüm aslında bir zaruret. Neden? Çünkü biz fosil yakıtlara ödediğimiz para 893 milyar dolar. Türkiye’nin birincil enerji ithalatı ki hala yüzde 70’in üzerinde dışa bağımlılığımız var. Yaklaşık 900 milyar dolar. Bu kümülatif cari açığın 1,5 katı büyüklüğünde. Biz ülke olarak yeşil dönüşümü önceliklendirip burada bir alan kazanabilirsek ciddi şekilde Türkiye’nin makro finansman istikrarını güçlendirmiş oluruz.
"2053’e net sıfır hedefi koyduk"
Bizim önceliklerimiz neler? Türkiye olarak 2053’e net sıfır hedefi koyduk. Bu süreç rekabet gücümüzü artıracak. Türkiye’nin yeşil ürünlerde rekabet gücü potansiyeli çok büyük. O alanda ciddi fırsat penceresi var. Amacımız dönüşümle birlikte daha kaliteli istihdam ve sürdürülebilir yüksek büyümeyi sağlayabilmek.
"İklim kanunu bu sene içinde çıkartılacak"
Şu anda iklim kanununun ümit ediyorum ki bu sene içerisinde çekecek. Dünya için öngördüğümüzü kendimiz için de öngörmüşüz. Çalışmalar son evrede. Emisyon ticaret sisteminin kurulması, karbon vergilendirme mekanizmasının altyapısının kurulması. Bütün bunlar 'önemli gündem maddelerimiz' diyebilirim.
"Türkiye’de yenilenebilir enerjinin payı artıyor"
Son yıllarda yenilenebilir enerjinin payı artıyor Türkiye’de. Bugün itibarıyla artışın büyük kısmı güneş, rüzgâr ve jeotermal gibi alanlar. Dolayısıyla iyi bir noktadayız ama toplam kurulu kapasitede yüzde 55 civarındayız. Kurulu kapasiteyi nükleer dahil önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde yüzde 65-70’lerin üzerine taşıyacağız.
"Enerji verimliliğinde Enerji Bakanlığı’nın öngördüğü yatırımlar 20 milyar doların üzerinde"
Enerji verimliliği ön plana çıkıyor. Şu anda yapacağımız yatırımlarla, 2030’a kadarki dönemde Enerji Bakanlığı’nın öngördüğü yatırımlar 20 milyar doların üzerinde. Sürdürülebilir finans alanına bakarsanız piyasa büyüklüğü 2022 itibarıyla 4 trilyon doların biraz üzerinde. 2032 yılında 31 trilyon dolara ulaşması öngörülüyor. Henüz biz bu alandan arzuladığımız payı alamıyoruz.
"Önümüzdeki üç yıllık süreçte 60 milyar dolarlık bir kaynak söz konusu"
İslami Analiz'in haberine göre, Geçen sen bu kapsam ihraç edilen tahvillerimize bakarsanız, özel sektör ve kamu, küresel fonlardan devşirdiğimiz alan, Türkiye’ye kanalize ettiğimiz alan sınırlı. Bu alanda hızlanmamız gerekecek. Önümüzdeki üç yıllık süreçte muhtemelen toplam 60 milyar dolarlık bir kaynak söz konusu. Bu kaynağın giderek artan boyuttaki kısmın bu çerçevede olmasını önemsiyoruz. Özel sektörümüze de bu alanlara daha çok odaklanmalarını tavsiye ederiz.