Saadet Partisi Genel Başkanı Temel KaramollaoğluÇalar Saat’ programında İlker Karagöz’ün canlı yayın konuğu oldu.

İlker Karagöz Et ve Süt Kurumu'nun önündeki kuyrukları Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a sorduklarını ancak yanıt alamadıklarını söyledi.

Temel Karamollaoğlu bunun üzerine "Kendisi yönünden isabetli düşünce. Bugünkü halimizin nereden kaynaklandığını onların daha iyi bilmeleri icap eder. Benim kanaatim beceremediler. Ekonomiyi düzene sokamadılar. Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir ekonomiye sahip olan, böyle bir ekonomik durumun ortaya çıkmasına neden olan iktidarın ayakta kalması mümkün değil" dedi.

"AKP'NİN OYLARI DÜŞTÜ.. BAHÇELİ'NİN KATKISI İLE İKTİDARDA KALABİLDİ"

İlker Karagöz'ün "Mayıs seçimleri sizi şaşırttı mı?" sorusu üzerine Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu "Doğru söylemek gerekirse evet. Bir hayli şaşırttı. İktidarda bulunan AKP'nin oyları düştü. Sayın Erdoğan'ın oyları düştü. Sayın Bahçeli'nin katkısı ile iktidarda kalabildi. Mecliste çoğunluk değiller. Kıl payı Cumhurbaşkanlığı seçiminde başarılı oldular. Muhalefet yönünden söylüyorum. Şartlar çok iyi olmasını gerektiriyordu." dedi.

"BU SİSTEM DEĞİŞMELİ"

Temel Karamollaoğlu'nun bu sözleri üzerine altılı masada seçime yaklaşırken neden tartışmalar yaşandığını sordu.

Temel Karamollaoğlu "Aslında problem yoktu. Problem çıkarmak isterseniz elbette ki problem olur. Altılı masanın bir araya gelmesinin bir tek sebebi vardı. O da bu sistemi değiştirmek. Biz altılı masada bundan dolayı yer aldık. bu sistem değişmeli. Partiler bir araya gelecekler. yüzde 50'nin üstünde bir Cumhurbaşkanı seçilecek. Kanunlar vesaire buna göre yapılacak. Bu sistem Türkiye'de demokrasinin tam olarak rayına oturmasına izin vermiyor kanaatindeyiz biz. Bundan dolayı gruplaşmalar meydana geliyor. Gelmek mecburiyetinde. Bazen soruyorlar 'altılı masa bitti mi, devam edecek mi? 'Elbette bitti. Altılı masa bu sistemi değiştirmek için seçime giderken bir mutabakattın sağlanmasıydı o kadar. Bu sistemi değiştirmek üzere elbette belli bir süre altılı masa tarafından yönetileceği için çeşitli konularda, bir takım politikalar üzerinde görüşüldü. Bir takım mutabakatlar sağlandı. Bu tabii bir şey. Sürekli olarak hiç bir partinin kendi politikasından vaz geçtiği anlamına gelmiyor bu." ifadelerini kullandı.

"KAVGA ÇIKMASIN DİYE 'PEKİ' DENİLDİ"

14 Mayıs 2023 Genel Seçimlerine yaklaşılırken Meral Akşener'in masadan kalkmasına atıfta bulunan İlker Karagöz "masada kriz mi çıkarılmak istendi?" diye sordu.

Karamollaoğlu bu kimsenin niyetini okumak istemediğini söyleyerek sözlerini şu ifadeleri ile sürdürdü:

"Bir takım sıkıntılar oldu. Altı parti var. En büyük partinin başkanı Cumhurbaşkanı adayı oldu. Diğer partilerin başkanlarının da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacağı deklare edildi. Arkasından İstanbul, Ankara Belediye başkanları da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olsun diye bir teklif edildi. Kavga çıkmasın diye 'peki' denildi. Bu doğru bir yaklaşım değil ki İstanbul, Ankara Belediye Başkanlarının girmesi ile Türkiye'nin şekli değişecek, daha müspet karalar alınacak, arkadaşlar kendi sahalarında uzman, hayır böyle bir teklif geldi. Her halükarda bunlar ister istemez bir soru işareti bıraktı altılı masa hakkında. Seçimler yapıldı. Bunu da anlayamadım. CHP'nin içinde kavgalar koptu. İşte efendim 'perişan olduk' 1950'den beri CHP hiç yüzde 50 bandını yakaladı. Buna bir hezimet demek doğru değil. Başarılı olunamadı. Yüzde 48,5 çok büyük bir orandır." dedi.

Sessizliğiniz Utanç Verici: Bu Saygısızlık ve İhanete Karşı Neden Suskunsunuz? Sessizliğiniz Utanç Verici: Bu Saygısızlık ve İhanete Karşı Neden Suskunsunuz?

"HEP KENDİNİN EKONOMİST OLDUĞUNU SÖYLÜYOR"

Türkiye'de küçük bir azınlığın mutlu olduğunu söyleyen Karamollaoğlu "Türkiye'de herkes yaşam sıkıntısı çekiyor" ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu, İlker Karagöz'ün 31 mart seçiminden sonra acı reçete uygulanacağı yönündeki söylemlere yönelik sorusu üzerine "Siz israftan, üretime dahil olmayan yatırımlardan, boş harcamalardan vaz geçmedikçe bu ekonomik tablo düzelmez. Sayın Cumhurbaşkanı hep kendinin ekonomist olduğunu söylüyor. Nasıl bir ekonomi mantığı ki Türkiye'yi iyiye değil, daha zor bir mecraya sürüklüyor. Ev kirasının 15-20 binlira olması mantıklı bir iş mi?" dedi.

Karamollaoğlu mevcut iktidarın Türkiye'nin ekonomik problemlerini çözemediğini vurguladı.

"YÜZ KIZARTICI"

Programda Erzincan'ın İliç ilçesinde meydana gelen maden faciasına da değinen Karamollaoğlu sipariş üzerine verilen raporların yüz kızartıcı olduğunu dile getirdi.

Türkiye'de çıkarılan altın madenlerinin yabancılar tarafından işletildiğini ve yer altından çıkan değerli madenlerin yüzde 90'ını kendi ülkelerine götürdüklerini söyledi.

"BÖYLE TEHDİT EDEN BİR İKTİDAR, İKTİDAR MI?"

31 Mart Yerel Seçimlerinde vatandaşın iktidara bir ihtarda bulunacağını söyleyen Karamollaoğlu "'Ayağını denk al. 4 sene sonra seçim var. Bu süre zarfında Tükiye'nin ekonomisini düzeltmez, beni de rahat yaşayacak bir hale getirmezsen seni iktidarda tutmam' diyecek" ifadelerini kullandı.

İktidarın 'oy yoksa hizmette yok' açıklamalarına "Eğer bu şekilde ifade edilebilecek kadar insanlar düştülerse 'vay' halimize. Böyle tehdit eden bir iktidar, iktidar mı?" diyerek iktidarın oy vermeyen seçmenden oy ala bilmek için daha da güzel hizmet etmesi gerektiğini vurguladı.

Ekim ayından bu yana İsrail’in Gazze'ye yönelik katliamı artarak sürürken, Türkiye'den İsrail’le ticaretin artarak devam ettiği TÜİK raporlarına yansımıştı. Raporlarda Türkiye'den İsrail'e silah satışı yapıldığı da ortaya çıktı. Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu, Türkiye'nin İsrail'e silah satışı yapmasıyla ilgili tepki göstererek Senin her gün limanlarından kalkan gemiler o katliamı yapanlara silah taşıyor, malzeme götürüyor, karınlarını doyuruyor. Arkasından da kınıyormuş hadi oradan" dedi

İsrail'in 7 Ekim'de başlayan ve devam eden Gazze saldırıları sırasında Türkiye'nin İsrail'e silah satışı yaptığı ortaya çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) kasım ayı verilerine göre, İsrail'e "Silahlar ve mühimmat, bunların aksam, parça ve aksesuarı" kapsamında 79 bin 590 dolarlık ihracat yapıldığı belirlenmişti. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Eski Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın anma töreni ve belediye adayları tanıtımında iktidara eleştirilerde bulundu. Burada açıklamalarda bulunan Karamollaoğlu, Türkiye'nin İsrail'e silah satışı yapmasıyla ilgili tepki göstererek "Dünyanın en büyük vahşetini Gazze'de seyrediyoruz. Maalesef seyretmekle yetiniyoruz. Ellerinde güç olanlar iktidarda bulunanlar 'kınıyorum' diyor. Senin lafla kınamanın ne faydası var. Allah aşkına, insanlar katlediliyor. Senin her gün limanlarından kalkan gemiler o katliamı yapanlara silah taşıyor, malzeme götürüyor, karınlarını doyuruyor. Arkasından da kınıyormuş hadi oradan" dedi.

"BİZİM EN MEGA PROJEMİZ, EN MEGA PROJEMİZİN OLMAYIŞIDIR"

Bizim İstanbul'umuzun çözülemeyecek sorunu yoktur. Bizim en mega projemiz en mega projemizin olmayışıdır. Bizim en büyük projemiz beslenme saatinde sınıfın bir köşesinde aç karnına bekleyen yavrumuzun derdine derman olmaktır. Bizim en mega projemiz, hayatının 10-15 yılını çoluk çocuğuna ayıracağı saati, trafikte lüzumsuz yere geçireceği bu vakti ailesine ayırmasına imkan sağlayacak çözümü oluşturmaktır. Bizim en mega projemiz, işsiz gencimizin iş bulmasına vesile olmaktır. Bizim en mega projemiz, devlet okullarındaki tuvaletlerin temizliğidir. Bizim en mega projemiz, İstanbul'un sokaklarını işgal eden bir kısım fuhuş çetelerine fırsat vermemektir. Bizim en mega projemiz, İstanbul sokaklarını tutmuş madde ve uyuşturucu çetelerinin kökünü kazımaktır."

"BUNDAN SONRA BÖYLE BİR İTTİFAK SÖZ KONUSU DEĞİL"

Karamollaoğlu ise tanıtım programında şunları söyledi:

"İktidarda bulunanlar her zaman iktidarda kalabilmek için bütün imkanları kullanacaklar. Bunun için bazı adımlar attık ama kazanma ihtimali çok yüksek gözükmesine rağmen sonuçta çok cüzi bir oy farkıyla Cumhurbaşkanlığı kaybedildi. Şimdi kendi normal dönemimize geldik, şartlarımıza döndük. İttifak belli bir maksatla yapıldığı için artık bundan sonra böyle bir ittifak söz konusu değil. Bundan dolayı da biz Ankara'mızda da İstanbul'da da belediye başkan adaylarımızı gösteriyoruz.

"BİZ İSTANBUL'U SARSACAK YENİ BİR ANLAYIŞA MAZHAR OLACAĞIZ"

Seçimlerde başarılı olabilmenin en önemli şartı seçimi kazanacağına inanmasıdır bir insanın. Çünkü inandığınız zaman büyük fedakarlıklarda bulunabilirsiniz. İnandığınız zaman takatinizin son noktasına gayret gösterirsiniz... Milli görüş belediyeciliği tarihe damgasını vuran bir belediye anlayışıdır. Biz İstanbul'u sarsacak yeni bir anlayışı hakim kılacak ve cenabı hakkın lütfuna mazhar olacağız.

"KINIYORMUŞ, HADİ ORADAN"

Dünyanın en büyük vahşetini Gazze'de seyrediyoruz. Maalesef seyretmekle yetiniyoruz. Ellerinde güç olanlar iktidarda bulunanlar 'kınıyorum' diyor. Senin lafla kınamanın ne faydası var. Allah aşkına, insanlar katlediliyor. Senin her gün limanlarından kalkan gemiler o katliamı yapanlara silah taşıyor, malzeme götürüyor, karınlarını doyuruyor. Arkasından da kınıyormuş hadi oradan. Sen kim, bu mücadeleyi yürütmek kim? İçinden geçtiğimiz dönem herhalde dünya siyasetinde ender rastlanan bir dönem. Hakikaten idrak etmekte acziyet içine düşüyorum. İktidar niye miting yapar yahu. İktidar niye miting yapar. İktidar kendi iktidarsızlığının farkına vardığı için mi olacak miting yapalım diyor. Vay aciz insanlar vay. Bu acziyet içine düşenler ülkemizi ayağa kaldıramazlar...

"BU SEÇİMLERDE KAZANMANIN ÖN ŞARTI KAZANACAĞIMIZA İNANMAKTIR"

Biz yeniden bütün ülkemizi karış karış gezmeye, taramaya ve onların gönlünü almaya mecburuz. Gönlünü alacağı ki oyunu da alabilelim. Biz bu dönem her ilde seçime giriyoruz. Şu anda biz Gelecek Partisi ile ittifak içerisindeyiz. Bundan dolayı seçime giderken her yerde müşterek bir aday çıkarmak yerine yeri geldiğinde donlardan da bazı adayların çıkmasını biz de arzu ettik. Belli illerde Gelecek Partisi adayı aday olarak bazıları bizim amblemimiz altında bazıları da kendi amblemleri altında seçime girdiler. Bu seçimlerde kazanmanın ön şartı kazanacağımıza inanmaktır.

Biz, içinde yaşadığımız ilçeye ile hizmet etmek için varız Birinci önceliğimiz halkımızla iç içe yaşayacağız kapımız onlara her gün açık olacak ya da hafta da bir. Onları kendi binamızda misafir edeceğiz, dertlerini dinleyip çözüm üreteceğiz. Bunları yaptığımızda halkımızın gönlünü kazanmış oluruz. Bu müjdeyi İstanbul'da yaşayan kardeşlerimize verin."