HaberTürk yazarı Fatih Altaylı bugün kaleme aldığı yazısında mevcut hükumet tarafından sıfır bina için sunulan kampanyaya tepki gösterdi.

Altaylı yeni başlatılan konut edindirme kampanyasının şartları nedeni ile İstanbulda yaşayan asgari ücretli bir vatandaşın faydalanamayacağını belirterek, "Ailenin satın alacağı evi kredilendirmek için, kredi taksitlerin eve giren “yasal” gelirin yüzde 40’ını aşmaması gerekiyor. Benim bu kampanyadan anladığım bu kampanyaya özellikle İstanbul'dan maaşlı çalışan kimse katılamaz." dedi.

Vergi beyanlarında ve açıklanan gelirlere bakıldığı taktirde doktorların, avukatların, serbest çalışanların da önemli bir bölümünün söz konusu kampanyaya katılım sağlayamayacağını belirten Altaylı " bugün İstanbul’da bir ailenin oturabileceği bir evin fiyatı 4 milyon TL’den aşağı değil. O da ya kent merkezinin epey dışında ya da kentin içinde, göçmen işgali altındaki bölgelerde ya da varoş diye anılan semtlerde. Mesela birkaç gün önce, bir cenaze için gittiğim İkitelli’de, ilk depremde yerle bir olacağı her halinden belli gecekondudan bozma bir binadaki daireye 4 milyon TL istendiğini kulaklarımla duyduğum için, 3 milyon TL çok da iyimser bir fiyat aslında." dedi.

Altaylı söz konusu yazısına şu ifadeler ile devam etti;

"Biz yine de iyimserliğimizi koruyalım İstanbul’da yaşayan bir aile bu kampanya ile 4 milyon TL’ye bir ev almaya kalkışırsa, bunun yüzde 25’ini kendi birikimlerinden peşinat olarak karşılasa bile aldığı 3 milyonluk krediyi 10 yılda geri ödeyebilmek için ayda 37 bin TL, 15 yılda geri ödemek için ayda 28 bin TL taksit ödemek zorunda.
Bu durumda krediyi 10 yılda geri ödemeyi planlayan ailenin hane gelirinin aylık gelirinin 92 bin 500 TL, 15 yılda geri ödemeyi planlayan ailenin aylık gelirinin ise 70 bin TL olması gerekiyor.
Bu durumda herhangi bir kamu çalışanının, bırakın kamu çalışanını ortalama olarak bir asgari ücretli kadar vergi beyan eden esnafın, kuyumcuların büyük bölümünün, doktorların ciddi bir kısmının, esnafın, tüccarın bu kampanyadan faydalanması pek mümkün görünmüyor.
Kamu çalışanları açısından bakarsak, 2023 yılında yapılan zamlarla beraber vali maaşı 42 bin TL oldu.
Eşi de vali olan bir vali 3 milyon TL’lik evi ancak 15 yıl vade ile alabiliyor.
Karı koca genel müdür olsa 22 bin TL gelir ile kampanyayı ucundan yakalıyor.
Bir alt düzey kamu çalışanının, kaymakamın, genel müdür yardımcısının, şube müdürünün karı koca kazansalar da böyle bir şansı yok.
Üstelik eşlerin ikisi de vali bile olsa, 15 yıl boyunca boşanmak, karı kocadan birinin emekli olması falan gibi bir durum söz konusu olamaz.
Vergi beyanlarına bakarsak, serbest çalışanların yüzde 95’i de benzer hatta beter durumda.
İş gücüne katılanların yüzde 30’unun asgari ücretle çalıştığı, çalışanların yüzde 70’inin asgari ücretin yüzde 70 üzerinde bir maaş aldığı ülkede, bir iktidar orta gelir grubu için bir konut kampanyası düzenliyor ve burada orta gelirden minimum 70 bin TL ile 90 bin TL hane geliri kast ediyorsa, bunun gerçekçi bir durum olduğunu söylemek pek mümkün olmaz.  
Bir yandan 32 milyon kişiye sosyal yardım ulaştırmakla övünülürken böyle bir kampanya sadece servet beyanı niteliğinde olacaktır."