Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu, "Seçim öncesi dağıtılan kaynakların, mutlak manada oya tahvil edildiğini söylemek sanıldığı kadar kolay değil" değerlendirmesini yaptı.

"Oy’unu değiştirmek mi, Oyunu değiştirmek mi?" bugünkü yazısında Müderrisoğlu, "Acaba, seçim öncesi açıklanan paket ve kararlar, seçmen davranışı üzerinde ne derece etkili oluyor?' Her ne kadar 1990'ların sonunda hız kazansa da bu noktada çok ciddi, önceki seçim dönemlerini de kapsayan, düzenli tekrarlanması gereken bilimsel çalışmalara/ ölçümlemelere ihtiyaç duyulduğu bir gerçek. Bizimkisi olsa olsa tahminden, gözlem ve deneyim paylaşımından ibaret kalır. O halde, bu hata payını dikkate alarak devam edelim. Seçim öncesi dağıtılan kaynakların, mutlak manada oya tahvil edildiğini söylemek sanıldığı kadar kolay değil. Burada öncelikli başlıklar, 'siyasal iletişim, seçmen psikolojisi ve beklenti yönetiminde' düğümlenmekte. Yani... İster uzun bir süreden beri gündemde tutuluyor olsun isterse muhalefetin vaatlerine dönüşsün... Bir konu kitlesel nitelik kazanıp beklenti dozu arttı mı, ister istemez seçim takvimiyle bağlantılı olarak siyasete etki dozu da artıyor" dedi.

Müderrisoğlu, yazısında şu ifadeleri kullandı:

"Beklentinin karşılanmaması halinde bu durumun, seçmende tepkisel oy verme eğilimini tetikleyeceği kabul edilse de beklentinin yerine gelmesinin ise birebir oy verme davranışını belirlediğini savunmak güç oluyor. Fakat... Değişik halk katmanlarına dokunan mali önlemlerin, sandıkta bir karşılık ürettiği de Türkiye tecrübesi ile sabittir.

Oransal ölçümü oldukça zor olmakla birlikte... Refah etkisi yaratan eko-politik kararların, seçmen memnuniyetsizliğinin önünü aldığını, reaksiyonel oy kullanma yönelimini frenlediği, özetle tabandaki çözülmeye set çektiği ifade edilebilir."