Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep  Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde katıldığı bir televizyon Türkiye’deki faizi, enflasyonu ve  dolar  kurunu görmezden gelip “benim alanım da ekonomi ve neticesi ortada” ifadelerini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözlerini köşesine taşıyan gazeteci Ümit Zileli kinayeli sözlerle "AKP’li Cumhurbaşkanı dün öyle bir konuşma yaptı ki, ben şahsen çok etkilendim, samimi olarak tebrik etmek bile istedim…” diye yazdı.

"YÜREĞİNİZ YETİYORSA BUYRUN OKUYUN"

Yazısının devamında Türkiye’de yaşanan gerçek ekonomiyi gözler önüne seren Ümit Zileli “Yüreğiniz yeterse buyrun, okuyun” diye yazarak Erdoğan’ın “neticesi ortada” sözlerine karşılık verdi.

İşte Zileli’nin kaleminde Türkiye gerçekleri:

Yüreğiniz yeterse buyrun, okuyun!

Öncelikle, sosyal yardımlarla övünen iktidarın yarattığı tabloya bakalım…
Geçtiğimiz günlerde Aile ve sosyal Güvenlik Bakanı 2023 yılı bütçesi nedeniyle bir sunuş konuşması yaptı.

Verdiği bilgileri paylaşayım önce:

–Türkiye’deki 86.4 milyon nüfusun 60 milyonu ekonomik ve sosyal yardım alabilmek için sosyal yardım sistemine kayıt yaptırdı.

Bakanın anlattıkları korkunç bir gerçeği de ortaya çıkarmış oldu, bunun için kendisine teşekkür ediyorum! Buna göre, asgari yaşam standartının altında yaşayan ve ancak yardımla yaşamaya çalışanların oranının genel nüfusun yüzde 70.9’una ulaşmış olduğu gerçeği en yetkili ağızdan itiraf edildi!

Yoksulluk nedeniyle ailesinin yanında temel ihtiyaçları karşılanamayan çocuk sayısı geçen yıl 140 bindi, bugün 150 bini aştı!

AKP iktidarı ülke ekonomisinin dümeninden öylesine uzağa savruldu ki, yalnızca dört yıl içinde üç Hazine ve Maliye Bakanı, dört Merkez Bankası Başkanı değişti! Dış ticaret açığı rekor kırarak 110 milyar dolara ulaştı.

TÜİK'le bağımsız ekonomistlerin enflasyon ve işsizlik verileri arasında uçurumlar oluştu. Halk iktidara değil, ekonomistlere inanmayı seçti!

Dört yıl önce açlık sınırı bin 942 TL, yoksulluk sınırı ise 6 bin 328 TL idi. Bugüne geldiğimizde açlık sınırı 8 bin 864 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 28 bin 875 TL’ye yükseldi…

–Kısacası, netice gerçekten ayan beyan ortada!

Daha çok şey söylenebilir, yazılabilir, malzeme ortada ancak gerek yok:

–Laf bitti!

“Netice ortada!”

Ümit Zileli'nin yazısının tamamı:

AKP’li Cumhurbaşkanı dün öyle bir konuşma yaptı ki, ben şahsen çok etkilendim, samimi olarak tebrik etmek bile istedim…

Cumhurbaşkanı, TRT ortak yayınında sorları yanıtlarken gerçekten de büyük bir incelikle, yüksek bir medeni cesaretle şu konuşmayı yaptı:

– Faiz sebep, enflasyon neticedir. Buna inanmayanlar olabilir, ben böyle inanıyorum. Alansa benim alanım da ekonomi ve neticesi ortada.

Gerçi, bu cümleyi kurduktan sonra çok tepki aldı; mesela Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş kafiyeli eleştirisinde “Bizim bu memlekette gördüğümüz netice, kaynamayan tencere” dedi. Örneğin, Meral Akşener “Evet aynen sayın Erdoğan. “Netice” gerçekten ortada… Değil mi?” karşılığını verdi…

Yandaş medyanın neler dediğine değinmeme hiç gerek yok; onlar dalkavukluk yarışında oldukları için zaten alkış, övgü ve dalkavukluktan başka bir şey düşünemiyorlar. TV ekranında sordukları soruları, soruş şekillerini gördükçe kahkahalarla ağlamaktan başka bir şey gelmiyor elimden!

Ancak, bu ülkede az da olsa gerçekleri eğip bükmeyen ekonomistler, o gerçekleri yazmaktan söylemekten çekinmeyen gazete ve televizyonlar da var.

Ben de, onların eleştirilerinden, ekonominin zavallılığına ilişkin görüşlerinden ve de kendi görüşlerimi de kattığım “ortadaki netice” konusunu paylaşmaya karar verdim…

–Yüreğiniz yeterse buyrun, okuyun!

Derin yoksulluk!

Öncelikle, sosyal yardımlarla övünen iktidarın yarattığı tabloya bakalım…

Geçtiğimiz günlerde Aile ve sosyal Güvenlik Bakanı 2023 yılı bütçesi nedeniyle bir sunuş konuşması yaptı.

Verdiği bilgileri paylaşayım önce:

–Türkiye’deki 86.4 milyon nüfusun 60 milyonu ekonomik ve sosyal yardım alabilmek için sosyal yardım sistemine kayıt yaptırdı.

Bakanın anlattıkları korkunç bir gerçeği de ortaya çıkarmış oldu, bunun için kendisine teşekkür ediyorum! Buna göre, asgari yaşam standartının altında yaşayan ve ancak yardımla yaşamaya çalışanların oranının genel nüfusun yüzde 70.9’una ulaşmış olduğu gerçeği en yetkili ağızdan itiraf edildi!

Yoksulluk nedeniyle ailesinin yanında temel ihtiyaçları karşılanamayan çocuk sayısı geçen yıl 140 bindi, bugün 150 bini aştı!

AKP iktidarı ülke ekonomisinin dümeninden öylesine uzağa savruldu ki, yalnızca dört yıl içinde üç Hazine ve Maliye Bakanı, dört Merkez Bankası Başkanı değişti! Dış ticaret açığı rekor kırarak 110 milyar dolara ulaştı.

TÜİK’le bağımsız ekonomistlerin enflasyon ve işsizlik verileri arasında uçurumlar oluştu. Halk iktidara değil, ekonomistlere inanmayı seçti!

Dört yıl önce açlık sınırı bin 942 TL, yoksulluk sınırı ise 6 bin 328 TL idi. Bugüne geldiğimizde açlık sınırı 8 bin 864 TL’ye, yoksulluk sınırı ise 28 bin 875 TL’ye yükseldi…

–Kısacası, netice gerçekten ayan beyan ortada!

Daha çok şey söylenebilir, yazılabilir, malzeme ortada ancak gerek yok:

–Laf bitti!

Vallahi çok şaşırdım!

Açıkçası, Saray’ın ve AKP’nin tam desteğini alan ve Anayasa Mahkemesi üyeliğine adeta gökten zembille indirilen İrfan Fidan’ın seçileceğine inanıyordum…

Ancak, 15 Anayasa Mahkemesi üyesinin ancak 5’inin oyunu alabilen Fidan seçimi kaybetti! Zühtü Aslan Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na 3’üncü kez ve salt çoğunluğu sağlayarak seçildi, iyi mi! Bu ne demek peki?

En basit anlatımla “Saray seçimi kaybetti” demek!. Sayıştay ve YSK’dan sonra AYM’nin de Saray’ın istediği forma gireceğini düşünenler fena halde yanıldı, tıpkı benim gibi! Üstelik AKP’ye yakınlığı ile bilinen bazı AYM üyelerinin de Fidan’a oy vermediği ortaya çıktı!

Nedenine gelince; bürokrasiden sonra yüksek yargıda da homurtuların başladığı son günlerde çokça konuşulan konuların başında geliyordu. Deneyimli gözlemciler, devletin üst katlarında görev yapanların bir iktidar değişikliğinde “tüm hataları ve günahları üstlenmiş bir görüntü ile” ayazda kalmaktan korkmaya başladıklarını fısıldıyorlardı…

–Eh, fısıltılar doğruymuş demek ki!

Kaynak: Korkusuz