Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığı nedeniyle Yüksek Seçim Kurulu ( YSK) Başkanı Ahmet Yener ve YSK üyeleri hakkında Danıştay ve Yargıtay’a suç duyurusunda bulundu. HKP avukatı Ayça Okur, “Açık kanıtlara ve tanık beyanlarına rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi evrakta sahtecilik suçu işleyerek getirdiği sahte belgeyi gerçekmiş gibi kabul edip aday yapmanız, açıkça belirtelim ki onunla suç ortaklığı etmek demektir. Bu nedenle YSK üyeleri de görevini kötüye kullanmıştır. Hukuk insanı olmanın kendilerine yüklediği sorumluluğun gereğini yerine getirmemişlerdir” açıklamasını yaptı.
YSK üyeleri görevini kötüye kullanmıştır. Hukuk insanı olmanın kendilerine yüklediği sorumluluğun gereğini yerine getirmemişlerdir” dedi.
HKP, cumhurbaşkanı seçimi geçici aday listesinin Resmi Gazete ’de yayınlanmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığı nedeniyle YSK Başkanı Ahmet Yener, YSK üyeleri Orhan Usta, Talip Bakır, Dr. Serdar Mutta, Mahmut Akgün, Feyzi Eroğlu hakkında Yargıtay’a; YSK Başkan Vekili Ekrem Özübek ve YSK üyeleri Ali Ürker, Battal Öğüt, İsmail Kalender ve Ali Çopur hakkında ise Danıştay’a, “Anayasa’nın 101. maddesinin ihlali”, “6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Yasası 6. maddesinin ihlali”, “görevi kötüye kullanma” ve “kamu görevlisinin suçu bildirmemesi” suçlarını işledikleri iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
“YSK ÜYELERİ ANAYASA VE KANUNLARA UYMUYORLAR”
Suç duyurusunun ardından Danıştay önünde basın açıklaması yapan HKP avukatlarından Ayça Okur, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Anayasa’nın ‘Seçimlerin Genel Yönetim ve Denetimi’ başlıklı 79. maddesinin birinci fıkrasında seçimler yargı makamlarının yönetim ve denetimi altında düzenleneceği belirtilmiş, ikinci fıkrasında da seçimlerin başlamasından bitimine kadar seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğüyle ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma seçim süresince ve seçimden sonra seçim konusuyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve TBMM üyelerinin seçim tutanaklarının ve cumhurbaşkanı seçim tutanaklarını kabul etme görevi YSK’ya verilmiştir.
Diğer yandan 6271 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu’nun 2. maddesinin 6. fıkrasında, YSK cumhurbaşkanı seçimlerinin başlamasından bitimine kadar seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğüyle ilgili bütün işlemleri yapmak ve yaptırmak amacıyla gerekli ilke kararları almaya, beşinci fıkrada sayılan kanunlar ile bu kanunda yer alan bütün süreleri gerektiğinde kısaltarak tespit ve ilana yetkilidir denilmektedir. Fakat YSK üyeleri bu görevlerini yerine getirmiyorlar. Anayasa ve kanunlara uymuyorlar. Ne yapıyorlar? Daha doğrusu ne yapmıyorlar? Söyleyelim. Önceki dönemlerde de Halkın Kurtuluş Partisi, Recep Tayyip Erdoğan’ın diploması yoktur, adaylığını kabul etmeyin diye YSK’ya başvuru yapmıştı. Hukuka aykırı bir şekilde reddedilmişti. Biz yine o dönemdeki YSK üyeleri hakkında Yargıtay ve Danıştay’da suç duyurusunda bulunmuştuk. Sonuçsuz bırakılmıştı. Bu seçimlerde de YSK’ya önce ‘Recep Tayyip Erdoğan’ın diplomasız olduğu için kanunların gereği reddedin’ dedik. Adaylık başvurusunu kabul ettiler ve aday olarak ismini Resmi Gazete’de yayınladılar.
“SEÇİMLER SONRASINDA ERDOĞAN’IN DİPLOMASININ ARAŞTIRILMASINA MECBUREN GİRİŞİLECEK”
Hemen belirtelim ki bütün kamuoyu araştırmalarına göre bu seçimde bir iktidar değişikliği yaşanacağı büyük bir olasılıktır. Seçimler sonrasında da Recep Tayyip Erdoğan’ın diplomasının araştırılmasına mecburen girişilecek ve onun iddiasının boş olduğu, resmi kurumlara verdiği diploma örneklerinin ya da çıkış belgesinin sahte olduğu ortaya çıkacaktır. Yakın gelecekte yaşanacak olan bu olay beklenilirken, Recep Tayyip Erdoğan tarafından kurulunuza bir kez daha sahte diploma sureti sunulmasının kabul edilmesi, bu açık kanunsuzluğuna ortak olunması anlamına gelmektedir.
“YSK ÜYELERİ SUÇ ORTAKLIĞI ETMİŞTİR”
Bugün bir kez daha YSK’ya itiraz edeceğiz ve diyeceğiz ki; kararından dön ve şu kararı al: ‘Erdoğan’ın ismini Anayasa 101 ve 6271’de madde altıda aranan 4 yıllık yüksek öğrenim koşullarını taşımadığından cumhurbaşkanı aday listesinden silinmesine karar verilmiştir.’ Bu kadar açık kanıtlara ve tanık beyanlarına rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi evrakta sahtecilik suçu işleyerek getirdiği sahte belgeyi gerçekmiş gibi kabul edip aday yapmanız, açıkça belirtelim ki onunla suç ortaklığı etmek demektir. Bu nedenle YSK üyeleri de görevini kötüye kullanmıştır. Hukuk insanı olmanın kendilerine yüklediği sorumluluğun gereğini yerine getirmemişlerdir. Halkın Kurtuluş Partisi olarak halkımıza ve vatanımıza olan sorumluluğumuzun gereği görevimizi yerine getirerek YSK üyesi hakimler hakkında Yargıtay ve Danıştay nezdinde suç duyurusunda bulunduk. Biliyoruz ve inanıyoruz ki; doğruluk sonsuzluğun güneşidir, nasıl olsa doğacaktır. Diploma yoktur, Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olamaz”