Deutsche Bank’a göre, enflasyonun geri dönüş yapmasından ve 1970’lere benzer bir yol izlemesinden endişe eden yatırımcıların haklı sebepleri var. Bu da  ABD Merkez Bankası’nın (Fed) henüz zafer ilan etmeyi göze alamayacağı anlamına geliyor.

Stratejistler, tüketicilerin gelecekteki enflasyon beklentilerinin kontrolden çıkmasıyla birlikte ABD ve diğer ekonomilerin yeniden bir stagflasyon dönemine girme olasılığına işaret etti. Bu durumun, 70’li ve 80’li yılların başında ekonomiyi sarsan yüksek enflasyon ve yavaş ekonomik büyüme dönemiyle sonuçlanabileceği belirtildi.

Banka stratejistleri, pazartesi günü yayınladıkları bir notta, “Ancak şimdi rehavete kapılma zamanı değil ve ihtiyatlı olmak için nedenler var” uyarısında bulundu. İşte piyasaların enflasyonun yeniden canlanmasından endişe duymasını gerektiren dört neden:

1- Enflasyon tüm G7 ülkelerinde hala hedefin üzerinde

Gelişmiş ekonomilerin çoğunda fiyat artışları merkez bankalarının hedeflerinin oldukça üzerinde seyrediyor. Son verilere göre, ABD enflasyonu ağustos ayında yıllık bazda yüzde 3,7’ye çıkarak temmuzda kaydedilen yüzde 3,2’lik enflasyonun ardından daha hızlı bir artış göstermişti.

2- Yeni bir fiyat şoku enflasyon beklentilerini kolayca bozabilir

Enflasyon yaklaşık iki yıldır merkez bankacılarının hedeflerinin üzerinde ve ABD ile Avrupa’nın büyük bölümünde hala pandemi öncesi seviyelerden yüksek.

Stratejistler, “Başka bir şok yaşanır ve enflasyon 3. hatta 4. yılda da hedefin üzerinde kalırsa, uzun vadeli beklentilerin sürekli olarak gerçek enflasyondan daha düşük kalacağını beklemek gerekir” dedi.

3- Ekonomik büyüme durgun

Sıkılaşan finansal koşullar ekonomiye zarar vermeye başladı ve bunun değişmesi için çok az neden var.

ABD’nin borç/GSYH oranı da 1970’lerdeki seviyesinin çok üzerine çıktı ve bu da ekonomik büyümeyi canlandırmak için kullanılabilecek mali teşvik miktarını sınırlıyor.

Enflasyonun ne kadar yapışkan olduğu göz önüne alındığında, büyümeye yardımcı olmak için para politikasını gevşetmek de söz konusu olmayabilir.

4- Fed’in enflasyonla savaşının son dönemi genellikle en zor dönemdir.

Fed’in para politikasını ne zaman gevşetmeye başlaması gerektiğini söylemek zor. Enflasyon hedefine yaklaştıkça, yüksek borçlanma maliyetleri varlık fiyatları üzerinde ağır bir yük oluşturduğundan, piyasalar Fed’e faizleri düşürmesi için daha fazla baskı yapıyor.

Bu durum, parasal sıkılaştırmanın ekonomide gecikmeli olarak etki ettiği gerçeğiyle daha da artıyor. Yani 18 ay önce yapılan faiz artışlarının sonuçları henüz hissedilmemiş olabilir. Tüm bunlar Fed’in aşırıya kaçarak ekonomiyi resesyona itme riskini artırıyor ki bu da geçtiğimiz yıl piyasaların en önemli endişelerinden biriydi.

Stratejistler, “Geçtiğimiz 18 ay boyunca, 1970’lere dönüşün önlenebileceğine dair pek çok umut verici işaret vardı… Ancak en azından şimdilik, her şeyi açıklığa kavuşturmak için çok erken” uyarısında bulundu.