Üniversitelerde Gazze Dersi: Üniversitelilerin Gazze Destanı Üniversitelerde Gazze Dersi: Üniversitelilerin Gazze Destanı

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu gündeme dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın IMF ile anlaştığını söyleyen Davutoğlu, "Benim bildiğim Erdoğan, seçime giderken emekli ikramiyesini 5 bin yapar niye yapmadı? Çünkü o sırada IMF ile perde gerisinde anlaşıldı ve şimdiden kemer sıkma politikası başlatıldı" dedi.

Gelecek Partisi Ahmet Davutoğlu, Halk TV ekranlarında yayımlanan 'Sözüm Var' programına katıldı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Hazine ve Maliye Balanı Mehmet Şimşek'in yoksullukla mücadele etmediğini belirten Davutoğlu,, "Mehmet Şimşek'in bir tablosunu göstereceğim şimdi size, Mehmet Şimşek'in yoksulluğa karşı mücadele ettiğini görüyor musunuz? Yoksa uluslararası finans merkezlerini tatmin ederek kredi notu arttırma peşinde mi?" diye sordu.

Türkiye ile Gazze arasındaki ticarete de dikkat çeken Davutoğlu, "Neden Gazze ile ilgili ticareti durduramıyorlar çünkü IMF'ye verdiğiniz sözler var. Örtülü bir IMF anlaşması yapıldı. Bunu son dönem kredi notu artmalarının sebeplerine bakın. Benim bildiğim Erdoğan, seçime giderken Emekli ikramiyesini 5 bin yapar niye yapmadı? Çünkü o sırada IMF ile perde gerisinde anlaşıldı ve şimdiden kemer sıkma politkası başlatıldı" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan iktidarda kalmak için çok politik koalisyonları denediğini belirten Davutoğlu, "28 Şubat döneminin bazı aktörleri Beş Tepe'de hakim ve bunlar Türkiye'yi Avrupa Birliği sürecinden koparmaya tamamıyla insan haklarının göz ardı edildiği Avrupa Konseyi'nden çıkmış kendi içine kapalı her gün kendi kendine nutuk atan her gün hamaset yapan her gün din, vatan, millet istismarı yapanlar" ifadesini kullandı.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu'nun canlı yayında yaptığı açıklama şöyle:

"AK Parti'nin yaptığı aday tercihleri nedeniyle kazanma olasılıklarını çok düşük görüyorum. Bana AK Parti'den kim aday olur diye sorulmuştu, ben de kendi rant hesaplarına karşı 'hayır' diyemeyeceği zayıf bir adayı çıkarabileceğini belirtmiştim. Erdoğan bu seçimi kaybederse 29 Mayıs'ın psikolojisi nedeniyle kaybedecek. 'Ben ne olursa olsun kazanırım' düşüncesi Erdoğan'ı o noktaya itti. Kanal İstanbul'da dahil olmak üzere İstanbul'la ilgili kendi talimatlarının dışına hiç çıkmayacak bir adaya yöneltti. Murat Kurum böyle bir aday. İkisi de bürokratlarımdı çok iyi tanırım.

'MURAT KURUM MUTLAK İTAAT KRİTERİNE UYUYOR'

Ergun bey olmuş olsa, İstanbul için daha rasyonel bir tercihti. buna yöneltti. İstanbul'u hiç tanımayan birini İstanbul'a aday yapmak şu demek 'Ben nasıl olsa kazanacağım, bari bana bir gün 'hayır' demeyecek biri olsun. Murat Kurum ismi mutlak itaat kriterine uyan ama seçim kazanabilme şansı zayıf bir isim. Bu tartışmanın içinde yer almamak için biz aday göstermedik."

'PELİKAN ÇETESİ HALA FAALİYETTE'

Erdoğan iktidarda kalmak için çok politik koalisyonları denedi. Geçmişte liberallerle ittifak yaptı. Bazen FETÖ unsurlarıyla "ne istediler de vermedik" şeklinde ittifak yaptı. Bazen bizim gibi, muhafazakar kesimin dünyaya açık unsurlarla işbirliği yaptı. Bazen de muhafazakar kesimin en kapalı unsurlarıyla işbirliği yaptı. Şu anda Erdoğan maalesef milliyetçilikle demiyorum, çok kapalı Türkiye'yi dünyaya kapatmaya ve Avrupa Birliği'ne koparmaya hazır ulusalcı bir kadronun etkisi altında. 28 Şubat döneminin bazı aktörleri Beş Tepe'de hakim ve bunlar Türkiye'yi Avrupa Birliği sürecinden koparmaya tamamıyla insan haklarının göz ardı edildiği Avrupa Konseyi'nden çıkmış kendi içine kapalı her gün kendi kendine nutuk atan her gün hamaset yapan her gün din, vatan, millet istismarı yapanlar. Bunu Erdoğan meselesi olarak koyarsak yanılırsınız.

Gidin Pelikan çetesine, Pelikan çetesinin arkasında FETÖ unsurlarıyla o gün onun arkasında duran siyasilere bakın yani bana karşı yapılan darbe...

Pelikan çetesi duruyor mu? sorusuna Davutoğlu öyle bir duruyor ki diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü. Çünkü o çetenin bir görünen piyonları vardır bir de arkasında duran aktörleri.

90 yıllardan sonra Türkiye soğuk savaşa hazırlıksızdı. Zihnen hazırlıksızdı, kurumsal olarak hazırlıksızdı. Dünya demokrasiye doğru giderken biz 28 Şubat'ı yaşadık. Şimdi de dünyada büyük bir değişim var teknolojik bir değişim öbür tarafta hukuksuzlaşma gibi büyük riskler var ve Türkiye yine hazırlıksız. Ve bu hazırlıksızlığın da sebebi devlet benim diyen ama devletin kurumlarından bi haber, devlet benim diyen ama kendi çıkarını buna giydiren, devlet benim diyen ama entelektüel kapasitesi sığlığı denizaltına yer altında olan bir grup.

'O ÇEVRE ERDOĞAN'I ESİR ETTİ'

Gazeteci Seyhan Avşar'ın "Erdoğan iyi çevresi kötü" gibi bir sonuç mu çıkıyor sorusu üzerine, Davutoğlu, "yok hayır. Erdoğan o çevreyi kullanmak istedi. O çevre Erdoğan'ı esir etti. Erdoğan o çevreyi bana karşı da kullanmaya çalıştı. Erdoğan'ın çok başarılı olduğu bir konu var. Denklem nasıl değişirse değişsin o güçlü kalmaya devam ediyor. Bunu çok iyi yapıyor. Çünkü sürekli partner değiştiriyor. Şu anda ise, etrafındaki insanları o kadar niteliksizleştirdi ki" dedi.