Habervakti yazarı Abdurrahman Dilipak, siyaset arenasında karşılıklı kullanılan dili eleştirdi. 

Karşılıklı söylenen sözleri aile yapısı üzerinden örnekleyen Dilipak, "Bunları “Büyük aile” olarak görelim ve ailenin sorunlarını konuşmak ve çözmek için bir “aile meclisi” olarak toplayalım, oradan ne çıkar? Sakın böyle bir şey yapmayın, cinayet çıkar." ifadelerini kullandı.

İşte Abdurrahman Dilipak'ın o yazısı:

“Devlet, ailenin büyütülmüş halidir” derler. “Tasa’da ve Kıvanç’ta bir olmaktan” söz ederler. Oysa biz, birbirimizin yoksulluk ve acısından haz alır hale geldik. Seçime katılacak siyasi partilerin liderlerini toplumun kaymağı, özeti kabul edelim. Bunları “Büyük aile” olarak görelim ve ailenin sorunlarını konuşmak ve çözmek için bir “aile meclisi” olarak toplayalım, oradan ne çıkar? Sakın böyle bir şey yapmayın, cinayet çıkar.
Bunlar bir şekilde bir araya gelirlerse bile, ambulans ve polis çağırın. Bizim futbol taraftarlarının bile hali pür melalini görüyorsunuz. Dini kanaat önderlerini bir araya toplasanız, Şii, Sünni, Selefi yine aynı şey olur. Sünnileri kendi arasında toplasan yine değişen bir şey olmaz, büyük ihtimalle! Bunları birbiri hakkındaki sözlerini, sıradan iki kişi, iki aile birbirine söylese ne olur?
''Hain, ahlaksız, şerefsiz, alçak, namussuz, Soros’un çocukları, satılmış, hırsız, uşak, pe..venk, şantajcı, vatan haini, din düşmanı..'' Bunlar doğru ise de felaket değilse de. Bu sıfatlar birinde varsa da öyle, yoksa da bu şekilde iftiraya uğruyorsa da, iftira edene de yazıklar  olsun, iftiraya uğrayana da yazık edilmiş oluyor...."