- UMUTSUZ-DEGİLİZ-ÜMMETSİZ-İZ -
• Rahman ve Rahim olan " Allahın adıyla.
• Allaha hamd Resulûn-e salat ve selam olsun.
• Allahın rahmeti merhameti bereketi daima yardımı üzerinize olsun.
• "...Rabbişrah-li sadri. Ve yessir li emri.
• Vahlul ukdeten min lisäni. Yefkahů kavli." Gale Rabbin surni bime kezzabûn.. Allahümme- Âmin...
- Değerli kardeşlerim " Her zaman altını çiziyorum "İnsan doğmuş
- olmak bizleri insan yapmadığı gibi Müslüman doğmuş olmakta bizi hakiki,
- Müslüman yapmaz, Müslüman olarak doğmuş olan her varlık yaşamı ve duruşu ile şeklen Müslüman,
- olabilir ama hakiki, Müslüman olmak mâna ve edeple dolu ümmet bütünlüğü gerektirir”.
. "Bakara 156. Ayet'i Kerimesin'de Allah bizlere , dünya hayatının geçici olduğunu fevkalade tasvir etmiştir.!!
. Esta'uzübillah... Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah'a aitiz ve (sonunda) yine O'na döneceğiz.).!!..
. "pekala ne diye akıbeti yine ona dönüşün olacağı bir hayatt beyhude hırs'lar içinde ,
- mücadele eder, bize kalmayacak dünya için çalışır din kardeşlerimiz
- zulüm altında iken her gün onlarcası çocuk, bebek, kadın, yaşlı genç demeden şehit edilirken umursamaz,
- sadece dua ederek vicdanımızı sustururuz ?
Bakın altını çiziyorum sustururuz dedim rahatlatırız demedim çünkü,
- biliyorum ki içinde zerre merhameti olanlanların vicdanı rahat değil..
> Bunların hepsi ümmet ve hakiki mümin kullar olmayı beceremediğimiz için olmaktadır.
- " İnsanlar nefislerine uyup dünya hayatına dalarak ' İslam'dan
- uzaklaştıkça ' Allah'da onları ahlâk ve edepten din kardeşliğinden ümmet olma bilincinden uzaklaştırır.
- ' Kişiler günah, Deryalarına daldıkça hâllerini fark etmez olur.
~ Yaptıkları herşeyi doğru sanır.
• O sebeble yüce" Allah her Müslüman kula emrbil maruf nehyi anil munkeri vazife kılmıştır.
Yüce Allah...
• Gönderdiği bütün peygamberlere İnananlara ümmet demiş ve onları kardeş ilan etmiştir.
• Yunus Emre' diyor ya
• Yandığım bana hoş gelir,
- Hakkı gerçek sevenlere
Cümle alem kardeş gelir..
> Kuşkusuz mümin gönülleri en sağlam ve köklü bir biçimde,
- bağlayan bağ, iman ve takva esasından kaynaklanan kardeşlik bağıdır.
Bu, Cenab-ı Allah'ın müminlere bahşettiği en güzel nimetlerden biridir.
(Âli İmran 110) ve (Bakara 143) ayetlerinde Rabbimiz bu konuyu açıkça beyan etmiştir.
Estauzubillâh...
Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder,
- kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve Allah'a inanırsınız…”
“Ve işte böylece sizi vasat (seçkin) bir ümmet kıldık ki, siz bütün insanlar üzerine adalet,
- örneği ve hakkın şahitleri olasınız, Rasul de sizin üzerinize şahit olsun…”
Yüce Rabbimiz biz inananları ve İslam’a teslim olanları en hayırlı ümmet olarak, vasat, seçkin
- yani olması gereken en ideal konumda vasfettiği halde, bizler ümmet olarak bu gün
- bu vasıflardan ne kadar uzaklaştığımızı görmekteyiz.
. Mü min kardeşlerini sevmeyenler, onlara acımayanlar,
imkanları olduğu halde onlara yardım etmeyenler " Allahın huzurunda, hem gafil, hem haindir.
Kur an, Sünnet, hikmet ve icmâ; mü minlerin tek bir Ümmet
olmasını emr ederken, böyle bir Ümmet oluşması için çalışmayanlar ne büyük gafildir.
. Ne büyük ziyandadır?!
• Ümmet, Kur'an-ı Kerim'de sıkça bahsedilen ve önem verilen kavramlardan biridir.
. Ümmet,olmak iman kardeşliği etrafında toplanmış en geniş topluluğu ifade
- etmesi bakımından, diğer sosyal gruplardan farklıdır.
. Din kardeşliği, bütün Müslümanları bir binanın tuğlaları gibi birbirine
- kenetlemekte ve onları tek bir beden haline getirerek tek bir ümmet yapmaktadır.
. İslam ümmetini diğer ümmetlerden ayırıp farklı kılan bir çok özellik vardır.
. Bunlar, Müslümanlar toplumuna mahsus özelliklerdir ve onlarla temayüz ederler.
. Ümmet-i Muhammed'in tevhid, ahiret, melek, peygamber ve kitap
- inancı bakımından diğer ümmetlerden farklı ve üstün bir çok vasıfları vardır.
. Namaz, oruç, hac, zekat ve kurban gibi ibadetler açısından da önemli hususiyetlere sahiptir.
. İslam ümmetinin, en hayırlı ümmet, vasat yani mutedil, dengeli ümmet ve
- cihad gibi çok önemli toplumsal vasıfları vardır.
. Ümmet-i Muhammed'in bu vasıfları, onun özünü ve kimliğini oluşturmaktadır.
. Onları önceki ümmetlerden üstün ve değerli kılmaktadır.
. Bundan dolayı Müslümanların, son asırlarda önemli ölçüde değer,
- kaybına uğrayan bu vasıflarının bilincinde olmaları ve bunların,
- kendilerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmeleri gerekmektedir.
. Haydi şimdi hayalen zamanda bir yolculuk yapalım ve
. Kendileri ile aynı cennete talip olduğumuz sahabe efendilermize bir bakalım!
. Onlar nasıl ümmet nasıl din kardeşi imiş temaşa edelim..
. Eba eyubel El Ensari hazretlerini ve hikayesini az çok hepiniz bilirsiniz,
- ben çok az bilinen bir olayı nakledecegim sizler nasıl ümmet
- olunur din kardeşliği nedir görelim iyi anlayalım diye...
Yıl 669 :,
Yer : Konstantinopolis
Olay : Bizans İmparatorluğu Konstantinopolis Kuşatması..
Adı : Eba Eyubel El Ensari
Yaş : 90'
Ve ' katıldığı ikinci İstanbul kuşatması sırasında Rahmeti Rahmana kavuşmuştur.
Vasiyeti üzerine İstanbul surlarının dibine gömüldüğü söylenir.
.. İşin en can alıcı yanı ise gömüleceği topraklar, Bizansa aittir.
Sahabe efendiledimiz hemen defin için çalışmaya başlar..
Vasiyet ortada illa yerine gelecek
- çünkü onlar her hal ve hareketlerini kuran ve sünnete göre yapmışlardır.
Bilirler ki Yapılan vasiyeti duyanlara ve görenlere büyük bir sorumluluk düşmektedir.
Bu bir emanettir ve emanetin hakkının verilmesi gerekir.
. Hal böyleyken, sahabe efendilerimiz çarpışa çarpışa" Eba Eyubel Ensari
- hazretlerini vasiyet buyurdugu surların dibine defnedecekler bakın çarpışa, çarpışa,,
sonra, Bizans tekfuru bu durumdan rahatsız olacak ve diyecek ki Onu buradan almazsanız naaşını çıkarırve bütün
- kemiklerini aleme dağıtırım - sahabe Efendilerimiz,,
ne diyecek biliyor musunuz amiyane tabirle sıkıyorsa ' Hadi yap Hadi yap
- da İslam topraklarında Bir kilise Bir hristiyan bulabilecek misin bakalım diyecek??!!
Güç var iktidar Var iman var ümmet şuuru din kardeşliği var ha var varda var sözleri geçiyor...
Bizde ise hiç biri yok ha yok da yok..
Aynı cennete talip olduğumuz sahabe efendilermiz ümmetin
- ölüsünü dirisini sahiplenip kurda kuşa yem etmemiş..
Bizler ise milyar alemi İslam kopmuş tespih gibi dağılıyoruz,,
- Kudüse gücümüz yetiyor ama yetmiyor...
Yaptırım uygulayıp kafa tutabiliriz ama tutamıyoruz!!
. Ne acıdır Ya Rabbb ne kahır!! başımızdaki yöneticilerimiz ile bu imtihanımız bize ve ümmete çok ağır.
Filistin, Cezayir, Keşmir, Çeçenistan, Afganistan Doğu Türkistan, Arakan
- ve Irak’ta ve daha birçok İslamî beldeler de yapılan zulümlere, tabiri caizse bağışıklık kazandık.
- Buralar sürekli kanayan kabuk bağlamayan yaralarımız oldu ve biz
- bu yaralarımızla yaşamaya alışır olduk.
İslam Ümmeti’nin büyük bir kısmı halen Filistin /Gazze de yaşananları dillendirmedi bile.
Ve hali hazırda lanetleyişimiz Mısır firavunu ve arkasındaki kâfirler için yükseliyor O da sadece meydanlarda.
Asıl zalimlerin adını bile anmaya korkuyor ümmeti Muhammed'in liderleri.
Bütün bu yaşanan zulümlerin asıl sebebini bilmeden ve bu zulümlerin
- kendisi ile biteceği, yerine adaletin tesis edileceği çözümleri ve projeleri
- ortaya koymadıkça hep bir yerlerde Müslümanlar ölecek ve bizde aynı şeyleri tekrar edip duracağız.
Değerli kardeşlerim son sözü yine Rabbimizin ayetleri ile söyleyelim...
Âli İmran Sûresi 104. ayetinde:
“İçinizden hayra çağıran, marufu emreden, münkerden nehy eden, bir
- ümmet (topluluk) bulunsun…” buyrulmaktadır.
Bütün bu ayetler ışığında anlıyoruz ki İslam Devleti denilen ülkelerin ve
- liderlerinin 'Yaptırım erki olan devletten yoksun bir Ümmetten olmalarından bahsedilmesi söz konusu dahi olamaz..
Söz konusu bu ümmet, İslam Ümmeti ise, yukarıda ayetler ışığında
- anlamaya çalıştığımız özellikleri ile devletsiz bir şekilde sadece halkların çığlığı ile zalimleri zulümden
- caydırmak misyonunu tam anlamı ile yerine getirilmesi mümkün değildir.
Rasulullah (sav)’in dediği gibi “İmam/halife bir kalkandır, ümmet onunla korunur ve onun arkasında savaşılır.”
Şimdi nerdeeee o liderler???
Vah ümmeti Ahh ümmeti ....
Üstad Abdurrahim Karakoç'un dediği gibi :
Gönül istiyor ki insanın insana, zulmü bitsin.
Selam ve dua ile,,
___ Fi _ EMÂNİLLÂH ___
Kablel-vuku....
• "...Rabbişrah-li sadri. Ve yessir li emri.
• Vahlul ukdeten min lisäni. Yefkahů kavli." Allahümme- Âmin...