25 Mart 2009’da karanlık bir  suikastin hedefi olan Muhsin Yazıcıoğlu, aradan geçen 13 senedir unutulmadı.

Amerikan emperyalizmi ve Siyonizm konusunda net bir duruşa sahip olan Yazıcıoğlu, Siyonist  İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres 2007’de mecliste konuşturulduğunda genel kurulu protesto etmiş ve Siyonist İsrail’in bir terör rejimi olduğunu ilan etmişti.

Yazıcıoğlu o dönemde yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:

“Mazlum milletlere özgürlük önderliği yapmış olan TBMM'nin terörle özdeşleşmiş bir kişinin konuşmasına sahne olması, TBMM'nin misyonuyla bağdaşmıyor. Filistin'de yapmış olduğu katliamların kanı daha kurumamış, Kana'da mavi emzikli bebeğin fotoğrafları daha gözlerimizin önündeyken, terörist İsrail Cumhurbaşkanı’nın TBMM'de konuşma yapacak olması, millet vicdanını yaralamaktadır. İnsanlık duygularımızı rencide etmektedir.
Ben, İsrail Cumhurbaşkanı'nın Kana'da katlettiği bebeğin mavi emziğini takıp, konuşmasına tüm insanlıktan özür dileyerek başlamasını tavsiye ediyorum. O katilin konuşması sırasında Meclis'te olmayacağım. 9 aylık minik Abbas’ın hafızalara kazınan bebek resmini unutmasın. “Mavi emzikli çocuk’ kardeşleriyle birlikte terör ordusu İsrail tarafından hunharca katledilmiştir. Terör Ordusunun başı olan Şimon Peres konuşurken ben Meclis'te olmayacağım.
KANA KATLİAMI NEDİR?

Muhsin Yazıcıoğlu’nun işaret ettiği Kana Katliamı, 2006 Hizbullah-İsrail Savaşı’nda yaşandı. Siyonist terör rejimi İsrail, 30 Temmuz 2006’da Lübnan’daki Kana bölgesinde yaptığı bombardımanda 37’si çocuk 60 kişiyi şehit etti.

Bir sivil savunma görevlisinin kucağına aldığı, 9 aylık, minik Abbas Mahmut Haşim’in “mavi emzikli” bebek cesedi fotoğrafı katliamın simgesi oldu. Olay dünyada büyük yankı buldu. ‘Mavi Emzikli Çocuk’ Lübnan’daki katliamın sembolü haline geldi.

Yazıcıoğlu, katliamın ardından “Bebek katili, kundaktaki emzikli bebekleri bile katletmekten çekinmeyen bir terör rejimi var. Terörist . terör üssü, İsrail’e devlet diyemeyiz. İşgalci/katil İsrail, uluslararası mahkemede derhal yargılanmalıdır. İnsanlık suçu işleyen, Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren Siyonist İsrail’e karşı başta İslam dünyası olmak bütün dünya ayağa kalkmalı, tepki göstermelidir. Şu tarihi bir hakikat: terör rejimi İsrail; tarih sahnesinden silinmediği müddetçe Ortadoğu’ya barış ve huzur gelmez!” açıklamasıyla İsrail’e öfkesini dile getirdi.

SURİYE'YE DESTEK ZİYARETİNE GİTTİ

6 Ağustos 2006 tarihinde BBP Genel Merkezi’nden kalabalık bir heyetle Suriye’ye hareket ederken basına şu açıklamalarda bulundu: “Biz BBP olarak, 21. yüzyılda yaşanan bu vahşeti şiddetle kınıyoruz. Kınamakla kalmıyor ve tavrımızı da ortaya net olarak koyuyoruz. Suriye’ye gidiyoruz, Lübnan’a gidiyoruz. Ateşin tam yanı başına gidiyoruz ve ateşin yanı başından bütün dünyaya sesleneceğiz.”

Muhsin Yazıcıoğlu Suriye topraklarında bulunan mülteci kamplarını ziyaret ettikten sonra dönüşte,11 Ağustos 2006 tarihinde Antakya Öğretmenevi’nde 3 günlük Suriye gezisini değerlendiren bir basın toplantısı yaptı. Lübnan’dan kaçanların kaldığı mülteci kampındaki manzaralar karşısında ürperdiğini, insanlığından utandığını söyledi, Orta Doğu’da savaş değil ‘katliam’ yaşandığını kaydetti. Muhsin Yazıcıoğlu şu tarihi sözleri söyledi:

“Terörist İsrail, işgal ettiği topraklardan çekilerek, cinayetlerine son vermeli. Eşkıyanın bile insani değerlere saygısı varken, bunlar, sabi bebeklerin yaşam hakkına saldırıyorlar. Eşkıyayla düzeyli bir ilişki kurulamaz, eşkıyalık meşru görülemez. İsrail ile ilişkilerin derhal kesilmesi gerekir. Kundaktaki emzikli bebekleri bile katletmekten çekinmeyen bir devlete, devlet diyemeyiz. Bütün insanlığı, Filistin’e ve Lübnan’a yardıma davet ediyorum.”
YAZICIOĞLU: BOP PROJESİ TERÖR REJİMİ İSRAİL’İN GÜVENLİĞİ İÇİNDİR

İslami Analiz'in haberine göre, Muhsin Yazıcıoğlu, Lübnan'a geçmesine güvenlik gerekçesiyle izin verilmediğini belirterek bu ziyaretin amacını ‘İsrail’i protesto etmek’ şeklinde açıkladı. Muhsin Yazıcıoğlu, “İsrail’in Filistin ve Lübnan’a saldırısıyla, Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BÖP) şifresi çözüldü” dedi ve şunları ekledi:

“  ABD Dışişleri Bakanı Rice’nin ‘Orta Doğu’da sınırlar yeniden belirlenmeli’ şeklindeki sözü de bunu kanıtlıyor. Binlerce masum çocuk, kadın ve yaşlıyı öldüren, köprü, okul, hastaneleri hedef alan İsrail ile  ilgli ne yazık ki denge olması gereken ve tavır koyması gereken BM bile kınama çıkaramamıştır.”