BİR VARMIŞ, BİR YOKMUŞ

BİR VARMIŞ

AKP iktidarının var olma sürecini bir iki cümle ile özetleyerek hatırlayalım:

Yaklaşık 20 sene önceydi. Bizim 20 senedir dediğimiz ve kendi adamlarının daha yeni itiraf ettikleri gibi, Amerika’nın desteği ile iktidar oldular. Kulaklara fısıldadıkları gibi, Milli Görüş’ün savunageldikleri umdeleri hayata geçirmek için geldiler ama metod değiştirerek, takıyye yaparak, değişik yollar kullanarak bunu yapacaklardı.

Liderlerinin güzel konuşmaları ve güçlü medya pompalamaları ile halkı gaza getirdiler. Halk da arka plandaki icraatlara bakmaksızın bu güzel konuşmalara, bu güzel tavırlara oy verdi, verdi, verdi!..

Türkiye ve dünya politika piyasasında hep var oldular. Hem de anayasayı tek başlarına değiştirebilecek çoğunluklara da ulaşarak. Ağızlarından çıkacak her şeyi bir kalemde yasa haline getirecek güçlere eriştirler.

BİR YOKMUŞ

Yaklaşık 20 yıllık icraatlarına baktığımızda, itiraf ettikleri gibi kendilerini iktidara getirmiş bulunan Amerika’nın ve Avrupa Birliği’nin yörüngesinden bir türlü çıkamadılar. İbrik otuna konmuş kelebekler gibi yörüngeden çıkmak için çabaladıkları zamanlarda da ayakları kayarak daha beter aşağılara düştüler.

İmkanları olduğu halde şiddetle ihtiyaç duyulan; halkımızın inandığı gibi yaşamasını sağlayacak, ülkemizin insanlarını bir arada olarak refah ve mutluluğa erdirecek, ahlak ve maneviyatı önceleyecek, tarihi köklerimize bizi yeniden bağlayacak bir anayasa bile yapmadılar.

Yaklaşık 20 yıl sonra şimdi yok oluşla karşı karşıya geldiler.

Bir varmış, bir yokmuş, diye anılmaları için şartlar oluşurken bile kendileri bu şartları sanki gönüllü olarak kabul etmişler ve bu süreci hızlandırmak istiyorlar gibi tuhaf adımlar atmaktalar. Bir iki örnek verelim mi?

Şiddeti yaklaşık son iki yılda her ay, her gün hızlanan korkunç enflasyon fırtınasında ezik ezik ezilen sabit ve dar gelirliler için Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın geçen gün şu​söylediklerine bakar mısınız?

3 ay önce, 2021 yılının son aylarındaki enflasyon artışlarını karşılamak  için arttırılarak yeniden tespit edilen asgari ücrete, 2022 yılının ilk üç ayında daha beter katlanarak artan enflasyon zararını telafi etmek için yeniden bir ara artış yapılıp yapılmayacağı sorularına şöyle cevap verdi:

“Ben vatandaşıma onu aldatacak, yani yapmayacağımız veya yapamayacağımız bir şeyi söylemeyi doğru bulmam. Asgari ücreti tespit için bir komisyon var. Her sene toplanıyor. Dolayısıyla da bunun vakti Aralık'tır” diyerek kapıyı kapattı.

Böylece milyonlarca dar ve sabit gelirlinin son umutlarını kursaklarına gömüverdi. Yani yok oluşu gönüllü olarak istiyor gibi bir tavır içinde.

Yine AKP iktidarının ilgili bakanlarının, milyonlarca emekli vatandaşın son yıllardaki enflasyon karşısında, dört gözle imdat olarak bekledikleri ödemelerin arttırılmayacağını açık olarak ifade etmeleri “Bir varmış, bir yokmuş” cümlesinin yok oluş kısmını hızlandırmayı istediklerini ortaya koymuştur.

Şüphemiz olmamalı ki, enflasyon ile yenilen bu kesimlerin haklarını yani kul haklarını gönüllü olarak sırtlarına yüklenmiş oluyorlar. Bu haklar yok oluşu hızlandıracaktır.

Yine İsrail ile normalleşme adına atılan son adımlar yenilir yutulur cinsinden değildir. Bu normalleşmeden de güç alan İsrail’in, Filistinli kardeşlerimize ve Mescidi Aksa’ya karşı yaptıkları rezilane saldırılar, konuya karşı hassas olan vatandaşlarımız nezdinde yok oluş sürecini hızlandıracak etkiler yaptığı açıktır.

Pek de uzun olmayan bir zaman sonra dillerde muhtemelen bu cümle çokça telaffuz edilecektir:

Bir varmış, bir yokmuş!..

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ

Bir varmış:

Çıkmış; bir, iki, üç, dört, beş, altı;

Menfaatçilerle dolmuş tahtının altı!

Bir yokmuş:

İnmiş, altı, beş, dört, üç, iki, bir,

Aşağı çekmiş onu gurur kibir!

Ekrem Şama